Dönüp dönüp “Aydınlanma” üzerine

Ayda iki kez yazdığım gazetemiz “soL”da, kapandığı güne değin çoğunluğu “Aydınlanma” konusunu içeren 42 yazı yayımlamıştım.

Ayrıca, “soL Radyo”da 24 bölümden oluşan “Tarih Boyunca Müzik” adlı haftalık program dizisini de arkadaşlarımızla tamamladık. Gazetemiz kapanıverince hepimizde burukluk yaratan bir süreç yaşanırken geçen hafta arkadaşlar, “soL Portal”da yazmamı istediler. Söz konusu isteği görev sayarak haftalık yazılarımdan ilkini sunuyorum. Eğer yazmamı engelleyen bir durum ortaya çıkmazsa okurlarımız, “mübarek cuma günleri” yazılarımı okuyabilecek.

“soL Portal’daki ilk yazım için nasıl bir konu seçsem acaba?” diye pek uzun düşünmedim. Aydınlanma, yurdumuzun hem temel sorunu hem de başta gelen güncel sorunudur. Bu konuda bir “giriş” yapmak, yerinde olacaktır düşüncesindeyim.

Nedir “Aydınlanma”?

Hocamız Macit Gökberk’e göre “Aydınlanma, insanın düşünme ve değerlendirmede, dinsel dogmalara ve geleneklere bağlı kalmaktan kurtulup kendi aklı, kendi görgüleri ile yaşamını aydınlatmaya girişmesidir.”

Yurdumuzda aydınlanmanın ilk parıltıları, kimi 19. yüzyıl aydınımızda görülmüştür. Toplumumuzda programlı bir aydınlanma hareketi ise eksik yönlerine karşın, cumhuriyetin “kuruluş” döneminde yaşama geçmiştir. Köy enstitülerinin kapatılmasıyla Türkiye’de aydınlanma süreci sona ermiş, ardından düpedüz “kitlelerin karartılması dönemi”ne girilmiştir.

Türkiye’de aydınlanmış nüfusun daha çok hangi bölgelerde olduğunu görmek için, 20. yüzyıldaki seçim sonuçları haritası fikir verebilir. Bugün nereye geldiğimizi ise geçen pazar günü yapılan seçimlerin adaylara göre belirlenen bölgeler haritasına göz atmak yeter görüşündeyim.

Ne dersiniz sevgili okurlar? Dönüp dönüp Aydınlanma konusu üzerinde kafa yoralım diyorum. Yurdumuzu kurtaracak atılım, her aydınlanmış insanımızın bir ucundan tutacağı Aydınlanma’dan geçiyor. Ne dersiniz?

[email protected]