Rennan Hoca’ya mekik dokutan kin!

Bugün İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bir dava görülecek.

Prof. Dr. Rennan Pekünlü yargılanıyor.

“O da ne?” diyeceksiniz. Demeyin.

“Rennan Hoca yargılandı, hapse girdi, tahliye bile oldu” diyeceksiniz. Demeyin.

Şaşıracaksınız. Şaşırmayın.

Ne demişti Tayyip Erdoğan?

“Dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz.”

İşte o dindar ve kindar nesil, dindarlığının ve kindarlığının gereğini yerine getiriyor.

Rennan Hoca’nın şahsında laikliğe, aydınlanmacılığa, ilerici değerlere olan kin, nefret, hınç ve öfke dava dosyalarında tecelli ediyor.  

Bu kez şikâyetçi Rennan Hoca’nın geçen sefer ceza almasına yol açan türbanlı öğrenci değil. Başka dört türbanlı öğrenci şikâyet etti Rennan Pekünlü’yü.

Yeni şikâyetler üzerine yeniden yargılanıyor Hoca.

Bundan sonra bin öğrenci daha şikâyet etse, bin kez daha yargılayacaklar.

Yargılamaya doyamayacaklar.

Çünkü… Laiklik, islâmofaşist diktatoryada resmen ve alenen suçtur. Rennan Hoca da, laikliğin kriminalizasyonunun, suç kabul edilmesinin sembollerinden birisi.

Kindar nesil şikâyet eder, dindar savcılar iddianame hazırlar. Dindar hâkimler hapse atar, kindar nesil bir daha şikâyet eder. Tarikatlara dayalı ve de islâmofaşist sıcak para diktatoryası alaşağı edilmedikçe bu döngü böyle devam edecektir. Bugün Rennan Hoca, yarın bir başka öğretim üyesi, bir gün Fazıl Say, bir başka gün belki siz…

Siz hiç CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Rennan Pekünlü’nün yargılanmasına ve ceza almasına dair bir tek demecini işittiniz ya da okudunuz mu?

Bugün de işitmeyeceksiniz, yarın da… O sadece emekliye iki ikramiye, bir buçuk liralık mazot, bir de aile sigortası vaat ediyor. Laikliğin ise tehlikede olduğunu düşünmüyor!

Kartonlara yazdığı hadisleri parlamentoda pankart gibi sallayan, Genel Kurul konuşmasında ayetler okuyan CHP’nin müftüsü ve de milletvekili olan zât ise Tayyip Erdoğan’ı “şeriata uygun davranmamakla” suçluyor!

HDP’li Demirtaş ise AKP’yi “Hz. Muhammet’in yolunda olmamakla” itham ediyor!

Rennan Hoca da yasama, yürütme, yargı organlarının, idare makamlarının, gerçek ve tüzel kişilerin uymakla yükümlü oldukları Anayasa Mahkemesi’nin türban kararlarını öğrencilerine hatırlattığı için mahkemeden çıkıyor hapishaneye giriyor, hapishaneden çıkıp bir başka mahkemeye gidiyor.

Siyasal İslâmcılık ve dinci gericilik AKP’nin minderi. AKP’ye muhalefet ettiğini sanan partiler ise AKP’nin en işine gelen şeyi yapıyor: Siyasal İslâmcılık ve dinci gericilik minderinde AKP’yle güreş tutmaya kalkıyorlar.

Laiklik savunusu ise o minderi külliyen reddetmektir. Ve sosyalistlerin işidir.

Laikliğin ruhuna fatiha okutmayacak biricik güç sosyalistler, komünistler. Emperyalizm ve sömürüyle mücadeleden ayrılamayacak bir diğer mücadele laiklik mücadelesi çünkü.

Türkiye muhafazakârlığının ve gericiliğinin “tepeden inme laiklik” eleştirisi ise temelsiz, saçma sapan, aptalca bir eleştiri. Bu ülkede asıl tepeden inen, siyasal İslâmcılık ve dinci gericilik. Türkiye’nin laiklikten uzaklaştırılıp dinselleştirilmesi operasyonu, Emperyalizm-Genelkurmay-Sermaye sınıfı işbirliğiyle “tepeden inme” bir operasyon. Bu konuyu derinlemesine okuyup anlamak, Türkiye'nin İslâmizasyonunu adım adım, tarih tarih, isim isim görmek isteyenlere önerim, Bilim ve Gelecek dergisinin birkaç gün önce yayınlanan Mayıs sayısındaki bir yazı: Okan İrtem imzalı ve “Generaller eliyle İslâmizasyon” başlıklı yazı.

Laiklik ve sol konusunda daha derinlemesine bir okuma deneyimi önerim de soL Portal yazarlarından Özgür Şen’in geçen yıl Yazılama Yayınları’ndan çıkan “Türkiye’de Laiklik ve Sol” adlı çalışması. AKP’nin bir neden değil, bir sonuç olduğunu tüm argümanlarıyla kanıtlayan, laikliği yeniden ve hangi zeminde inşa etmek gerektiğini işaretleyen bir kitap.

Son önerim ise, laikliğin savunucusu olmaktan korkmamanız.

Bu ucube diktatörlük, laiklikten ve laiklerden korksun. Korkuyor da…

İşte o korku ve kindir Rennan Hoca’ya hapishane ile mahkeme arasında mekik dokutan!

[email protected]

twitter.com/_ahmetcinar_