Gericilikle mücadeleyi Ahmet Hakan’dan öğrenecek değiliz!

Bu yazıyı elbette bir gazeteci, bir yurttaş olarak yazıyorum. Ama daha çok da 24 Şubat’ta yola koyulan Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin bir üyesi, harekete destek ve gönül veren bir neferi olarak yazıyorum.

Hürriyet’te Ahmet Hakan önceki gün “Gericilik, karanlık falan” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

“Falan filan” diyerek “gericilik” gibi önemli ve derin bir kavramı, “karanlık” gibi felsefi boyutları olan bir kavramı küçümsemesi bir yana… Daha başlığa bakınca, Ahmet Hakan’ın “ağzını büzüşünden Ömer diyeceği belli” oluyor!

Diyor ki Ahmet Hakan:

“İktidara karşı… ‘Gericilik’ diyerek… ‘Karanlık’ diyerek… ‘Kara çarşaf’ diyerek… ‘Türban’ diyerek muhalefet ederseniz… Hem yanlış bir noktadan ilerlemiş olursunuz hem de iktidarı daha da büyütürsünüz…. İktidara karşı… ‘Demokrasi’ diyerek… ‘Özgürlük’ diyerek… ‘Hukuk’ diyerek… ‘Adalet’ diyerek muhalefet ederseniz… Hem doğru bir noktadan ilerlemiş olursunuz hem de iktidarın daha da büyümesine katkı sağlamamış olursunuz. Benden söylemesi.”

Ahmet Hakan’ın söylediği çok açık… “Gericilik demeyin” diyor. “Karanlık demeyin” diyor. “Kara çarşaf demeyin” diyor. “Türban demeyin” diyor…

“Tüm bunlara eyvallah edin” diyor. “Gericilikle yaşamaya alışın” diyor. “Kemal Kılıçdaroğlu gibi imam hatip kuruculuğuyla övünün” diyor. “CHP gibi parti binasına mescit açın” diyor. “Selahattin Demirtaş gibi cuma namazına davet edin” diyor. “HDP gibi Said Nursi paneli düzenleyin” diyor.

Yani… Liberal gericiliğin en tipik, en bayat, en kokuşmuş palavralarını sıkıyor.

Ahmet Hakan’ın aklına ihtiyacımız yok. Gericilikle nasıl mücadele edileceğini, bir gericiden öğrenecek kadar liberal değiliz, hiç de olmadık.

Ahmet Hakan’ın makyajı “demokrat”, imajı “liberal”, parfümü “özgürlükçü” olabilir. O makyajın altından ne çıktığını, Ensar Vakfı avukatlığına soyunduğunda hepimiz bir kez daha gördük.

“Gericiliğe Karşı Aydınlana Hareketi’nin net, tutarlı, bütünlüklü çıkışından rahatsız olan sadece Ak-it denen kağıt parçası mıdır, irili ufaklı her türden ve boydan gerici midir” diye düşünürken; bir bakıyoruz ki rahatsız olanlar arasında gericiliğin yancısı ve amigosu Ahmet Hakan da var!

Bunun sonu şuraya gider: Hırsıza da hırsız demeyin, katile de katil demeyin, haramiye de harami demeyin…

Hayır…

Ülkenin her köşesinden “diren okul” çığlıkları yükseliyorken… Yer gök, dağ taş imam hatipleştiriliyorken… Tıp fakültelerinde ders olarak sabır, şükür, tevekkül, dua, rıza, kader anlatılıyorken… İnsanlığın en önemli kazanımlarından laiklik adeta suç haline getiriliyorken…

Elbette yobaza yobaz, gericiye gerici, karanlığa karanlık diyeceğiz.

Elbette giderek bir IŞİD fabrikasına dönüşen 4+4+4 denilen cahilleştirme ve yobaz üretme düzeneğine itiraz edeceğiz.

Elbette imam hatiplerin sadece bir okul olmadığını; operasyonel işlevleri olan, bu coğrafyada laik-aydınlanmacı-ilerici ne varsa yok etmeye adanmış gerici düşüncenin eğitim merkezleri olduğunu söyleyeceğiz.

Elbette “Türban neyi örtüyor” sorusunu daha güçlü şekilde soracağız; türbanla sarıp sarmalanan yağmayı, talanı, ilkel birikimi, akla açılan savaşı, bilim düşmanlığını, kadın düşmanlığını, iş cinayetlerini, hepimize dayatılan ortaçağı, zenginlerin saltanatını, paranın iktidarını afişe edeceğiz.

Ahmet Hakan’a göre “demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet” diyerek AKP’yi durdurabilirmişiz! Gerici ve liberal yönelimin huyudur bu: “Demokrasi” ve “özgürlük” kavramlarını laikliğin, ilericiliğin, akılcılığın panzehiri olarak kullanırlar.

Ahmet Hakan’ın teorisine göre kara çarşafa rozet takan Baykal’ın iktidar olması, “imam hatipleri biz açtık” diyen Kılıçdaroğlu’nun sandıkları patlatması, “Hayatının tek referansının Kuran” olduğunu söyleyen Hüda Kaya’nın ve “Medine vesikası referansımız” diyen Demirtaş’ın HDP’sinin oy rekoru kırması lazım.

“Laikliği, aklı, ilericiliği savunursanız AKP güçlenir” zırvası, çok eski bir zırvadır. Bu ülkenin ilerici insanlarını gericiliğin kuyruğuna takma hevesi, modası geçmiş bir safsatadır.

Bu ülkenin, yobazlarla, gericilerle, faşistlerle, patronlarla mücadele etme gücüne, bilgisine, kararlılığına sahip aydınlık insanlarının palavralara, safsatalara, zırvalara karnı toktur.

Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin dilinden, üslubundan, yönteminden rahatsız olan Ahmet Hakan, aslında bir tek şeyi kanıtlıyor: Bu hareketin ne denli doğru, haklı ve meşru bir hareket olduğunu.

Haydi başka kapıya… Gericilikle mücadele bizim işimiz.

 

[email protected]

twitter.com/_ahmetcinar_