Siyasette transfer ve av mevsimi

Ahmet Abakay'ın “Siyasette transfer ve av mevsimi” başlıklı yazısı 27 Şubat 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Amaan ne önemi var? Demeyin. Bazı konular ve kişiler, yeri geldiğinde deşifre edilmeli.

Siyasette transfer borsası ya da av mevsimi başladı. Seçimler yaklaşıyor ya. Tunceli’nin eski CHP Milletvekili Sinan Yerlikaya, AKP’ye geçti.

AKP kendisine tören yaptı. Yakasına, Başbakan ampul rozeti taktı. Alkışladılar. Pış pış yaptılar.

AKP Dersim’de varlık gösteremiyor ya. Çare arıyorlar. Ancak bu av, iktidar partisinin işine yaramayacak. Çünkü bir önceki seçimlerde, Baykal’ın bu ilde birinci sıraya koyduğu bu kişi seçilememişti.

Türkiye’de bu tür parti değiştirmeler olağan karşılanıyor. “Cukkayı almıştır ki, parti değiştirmiş” deyip geçiliyor.

1990’larda Afyon’da bir milletvekili vardı. 6 ay içinde 3 parti değiştirdi. Kamuoyunda, basında “Fırıldak (Kubilay) Kubi” adı takıldı.Hem kayboldu gitti hem alay konusu oldu.

Transfer borsası önemli. Hele ki, ideolojik olarak farklı partiler arasında dolaşılıyorsa.Toplum bunu olağan görmemeli, ayıplamalı.Teşhir edilmeli.

Ampul takma töreninde konuşma yapan Sinan Bey, memnuniyetini şöyle açıkladı:

“Çağdaş bir medeniyet yaratması nedeniyle, Başbakan’ın yanındayım.

“Alevi kardeşlerimin sorunlarını köklü bir güvenceye kavuşturması nedeniyle, Başbakan’ın yanındayız.

“Başbakan, Alevilerin de içinde bulunduğu 1938 Dersim katliamından, Dersimlilerden özür dilediği için burayı seçtim.”

Yahu Sinan Bey, gazetecilik yaşamımda çok transfer, çok frıldak Kubi’ler gördüm, çok gerekçeler dinledim ama böylesi az bulunur. Keşke, “gördüğüm lüzum üzerine size geldim” filan deseydin.

“Çağdaş medeniyet” yaratması nedeniyle Başbakan’ın yanındasın öyle mi?

Çağdaşlık ve AKP? Nasıl oluyor bu?

Kanatlarının altına sığındığın Başbakan bile içinden gülmüştür bu sözlere.

Biat ettiğin bu arkadaşın hedefinin dinci, İslamcı bir ülke yaratmak, bunu bölgeye yaygınlaştırmak olduğunu, en yakın arkadaşlarının, S. Arabistan, Katar, BAE gibi gerici Arap rejimlerinin diktatörleri, El Beşir’ler, olduğunu bilmeyen mi var?

Özendiği, örnek aldığı, ABD’nin kucağındaki yönetimlerde demokrasi, insan hakları, kadın hakları, özgür seçimler, özgür muhalefet var mı?

Ne diyorsun yeni liderine, sana ampul takarken:

Alevi kardeşlerimizin sorunlarını köklü bir güvenceye kavuşturması nedeniyle Başbakan’ın yanındayız.

Yok yaa?

Alevilerin hangi sorununu köklü güvenceye bağlamış?

Alevilerin, Alevi örgütlerinin bu iktidardan taleplerinin başında cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması, zorunlu Din derslerinin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasıdır.

10 yıl boyunca, artık “senin olan” bu Başbakan ve AKP iktidarı, bu taleplerin hangisini yerine getirmiş, hangisini güvenceye almış?

Sinan Bey’in konuşmasının sonu daha vahim:

1938 Dersim katliamından, Dersimlilerden özür dilediği için Başbakan’ın partisini tercih etmiş.

Başbakan 75 yıl önceyi görüyor da, daha iki yıl önce Roboski’yi bombalayanları görmüyor, duymuyor, ortaya çıkarmıyor. Olay unutulmaya bırakıldı.

Bunu da biliyor musun?

Ayrıca siz, bundan önceki 2 dönem boyunca Tunceli milletvekiliydiniz. Deniz Baykal, Önder Sav, Onur Öymen’le CHP MYK üyesiydiniz. Milletvekili ve parti üst yöneticisi olduğunuz bu iki dönem boyunca, TBMM’de, parti toplantılarında bir gün, bir kelime olsun Dersim katliamını gündeme getirdiniz mi? Madem Dersim konusu, iktidar partisine gidecek kadar sizi etkiliyor.Neden tek kelime etmediniz? Hiç olmaz sa Onur Öymen’le bu konuda ortak bir basın toplantısı yapsaydınız? Neden sustunuz?

Bu tür hokkabazlıklar kamuoyunda bilinmeli. Çünkü Türkiye’de siyaset böyle yürütülüyor. Partide koltuk, sandalye, makam kalmayınca süslü cümlelerle orayı terk edip, ihale, ikbal, adaylık olan yerlere yelken açılıyor.

Kirli siyaset böyle. Tüm burjuva partilerinde yaşanan olgu bu. Sinan Efendi yalnız değil. Bu sadece bir prototip.

“Halkıma hizmet için AKP’ye geldim” diyor.

Oysa, Dersimliler öyle demiyor. Şunu söylüyorlar:

“Bu adam, iki dönem milletvekilliği yaptı.Baykal’ı uyardık, ‘üçüncü kez bunu aday yapma, oy vermeyiz’ dedik. Ancak Baykal bizi ciddiye almadı. 1. sıradan aday gösterdi.Ve seçilemedi. İki milletvekilliğinin birini BDP, diğerini bağımsız Kamer Genç aldı.”

O, zaten siyaseten bitmişti.

Hadi bakalım, geçtin AKP’ye Alevilerin, Dersimlilerin sorunlarını çöz.

Reha Çamuroğlu AKP milletvekili olduğunda, zaten Alevilerin sorunlarını çözmüştü! Sana bir şey kalmadı. Rahat edersin.

Neyse, artık olan olmuş, takma kafana. Ovacık’a hava karardıktan sonra, kimseye görünmeden, tebdil-i kıyafetle gidersin.