Saldırganlar, yerli, milli ve AKP'li

 

Gazeteci Ahmet Hakan’a saldıranların Milli, yerli ve AKP’li oldukları görüldü. Birisi şimdilik tutuklandı, diğerleri serbest.

Suçüstü yakalandıkları halde bu saldırganları serbest bırakanların da milli, yerli ve iktidarı sevenler olduğu ortaya çıktı.

Saldırganlar, emniyetteki ifadelerinde, eski bir özel harekatçının kendilerini 100 bin liraya kiraladığını, kiralayan kişinin kendilerine, “korkmayın işin içinde Mit var, emniyet var, reis var. Emniyette çayınızı, çorbanızı içer çıkarsınız. Bundan sonra hayatınız değişecek.” Dediğini açıkladılar.

Aynen de öyle oluyor, çaylarını, çorbalarını içip serbest kalıyorlar.

Öyle ya, Hürriyet gazetesi binasını, bir kamyona doldurduğu saldırganla gelip

basan  AKP milletvekili değil miydi? Zaten milletvekili seçilmişti, şimdi kongrelerde, parti toplantılarında saygı görüyor, el üstünde tutuluyor.

Saldırganların üçünün AKP üyesi olduğu ortaya çıkınca parti Genel Başkan Yardımcısı, eski bakan Ömer Çelik,  Bu kişilerin partiden ihraç edilmelerine karar verildiğini  açıklayıp eklemişti, “ Bu zihniyetin partimizde yeri yoktur.”  

Eğer böyle ise o partide ne milletvekili ne yönetici kalır, hepsinin ihraç edilmesi gerekir.

Bir tek örnek yeter. Saldırıdan önce, yandaş bir TV kanalında canlı yayında konuşan AKP milletvekili Mehmet Metiner, “ Aydın Doğan’ın tırnaklarını da dişlerini de sökmesini biliriz” demişti.

Demek, böyle zihniyetteki bu milletvekili de ihraç edilecek.

Tamam, bunlar yerli, milli ama, bu eski bakanın “zihniyet” konusunu açması iyi olmadı. Boyundan büyük laf ettiğinin farkında değil.

Eğer o zihniyettekilere partide yer olmayacaksa bu eski bakan, saldırıdan önce Televizyonlarda, Hürriyet için, “eyy terör örgütü yandaşı gazete” diyen cumhurun başına toslayacak demektir.

Ne yani, Cumhurun başının kurduğu, iktidar yaptığı, 400 miletvekili istediği partisi  ile bağını kesmesini mi istiyor?

Ayağını denk alsın, haddini bildirirler adama. Kendisini bir anda parti dışında bulabilir.

Bu arada gülümseten komik açıklamalar da oluyor. Bu gergin günlerde halkın eğlenmesine vesile oluyor.

RTE, Rusya’nın Suriye’ye savaş uçakları göndererek yaptığı operasyon için, ” Rusya’nın Suriye’ye sınırı yok ki, niye Rusya bu işin içerisine giriyor, uçakları sınır ihlali yapıyor?” diyor.

Öyle ya, herkes sınırı kadar konuşun.

Örneğin, ABD Suriye’nin sınır komşusu. O bu işin içine girebilir. Ayrıca bırakın Türkiye Sınırını ihlalini, ABD savaş uçakları Türkiye’deki üslerden kalkıyor, burada konaklıyor.

Sınırı olmasa ABD bunu yapar mı?

Ayrıca Türkiye’nin de Mısır’la sınırı var ki, mısır yönetimine posta koyuyor, “Mursi” diyor, “Rabia” diyor.

Sınırı olmasa bunları yapar mı?

İŞTE ZALİM DEVLET BU
Bitmeyen vahim, vahşi görüntülerden bir yenisi Şırnak’ta ortaya çıktı.

Zırhlı polis aracının sürüklediği gencin cesedi görüntülenmeseydi arada karambol olacaktı.

Üstelik bu genç yaralıyken polis tarafından öldürülüp aracın arkasına bağlanıyor. Otopsi tutanağına göre vücudunda 28 kurşun çıkıyor.

İçişleri bakanı sorulan soru üzerine, konunun inceleneceğini söylüyor. Laf olsun, torba dolsun açıklaması.

“Benim polisim bunu yapmaz, yapanı anında kurumdan atarım” demiyor. “İstifa ediyorum” da demiyor. “Bakarız, inceleriz” diyor.

Roboski ( Uludere) bombalaması sırasında da buna benzer açıklamayı dönemin başbakanı RTE yapmıştı; “Olay hemen soruşturulacak, ihmali olanlar, failler bulunup cezalandırılacak.”

Sonra  o dosya  çok dolaşmaktan yoruldu, yok edildi. kimse de ceza almadı.  

Daha önceki gün, Silvan’da Özgür Gün TV çalışanı Murat Demir ile DİHA muhabiri Serhat Yüce görev sırasında polislerce tartaklanıyor, filmlerine el konuluyor, Polis Serhat Yüce’nin Başına silah dayıyor.

Bu görüntüler basında yer aldı.

İktidarın sevmediği, muhalif gazeteciysen, düşmansın. Yazmayacaksın, görüntü almayacaksın.

Bunların hepsi, yerli, milli ve zalim.

HAFTANIN FIKRASI
ABD eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “dışişleri bakanlığınız döneminde, ileride hiç özlemeyeceğiniz ne var? “ sorusuna şu yanıtı veriyor: 

“Türk Dışişleri Bakanı Mr. Davutoğlu’nun o katlanılmaz tarih dersleri” (4 ekim gazeteler)