Patriot’lar ODTÜ’ye mi konulsa?

Ahmet Abakay'ın “Patriot'lar ODTÜ'ye mi konulsa?" başlıklı yazısı 26 Aralık 2012 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

ODTÜ direnişi, protestosu, polis baskını, kuşatması, terörü daha konuşulacak. Konuşulmalı da.

Öncelikle ODTÜ öğrencilerini, hocalarını haksızlık karşısında birbirlerine kenetlendikleri için, Rektör başta olmak üzere dekanları, tüm yöneticileri de öğrencilerine sahip çıkmaları nedeniyle kutlamak gerekiyor.

Kuşkusuz ki ODTÜ baskını filminde esas oğlan Başbakan’dı.

Hocaları eleştirirken diyor ki, “bir hoca öğrencisine, ilme saygılı olmayı öğretmesi lazım”.

Burada bir algılama, değerlendirme yanlışlığı var öğrenciler bilimi, ilimi değil, Başbakan’ı protesto ettiler.

Kaç gün geçti aradan hâlâ anlayamadınız mı? Siz ilim misiniz beyefendi?

Öğrencilerin bilimle, ilimle bir alıp veremedikleri yok.

Sorunları sizinle.

Parasız eğitim istedikleri için 600’den fazla üniversite öğrencisi aylardır cezaevlerinde. Bunların sınavları var, vizeleri var. Okullarından atılıyorlar. Dışarıda olanların kira ya da yurt sorunları var. Burs bulamama başta olmak üzere geçim sıkıntıları yaşıyorlar. Toplu konser, tiyatro bileti satsalar, puşi bağlasalar, özgür üniversite için yasaların, anayasanın güvenceye aldığı gösteri, yürüyüş yapsalar, özetle bütün bu musibetlerin yaratıcısı, sebebi olan iktidarı ve Başbakan’ını protesto etseler başlarına neler gelir? Son örneği, sizin katıldığınız ODTÜ’de yaşandığı gibi 3 bin 600 silahlı polis gücü, 105 koruma aracı, gaz bombası, biber gazı, plastik mermiler, tazyikli sularla yanıt alıyorlar.

Ne yapacaklardı ya?

Sizi çiçeklerle karşılayıp, biraz daha polis, daha çok baskı, daha fazla tutuklama mı deselerdi, zulmünüz artsın, dozu yükseltin mi deselerdi? Bir YÖK az geliyor, iki YÖK mü deselerdi?

Başbakan bakın başka ne dedi:

-Böyle öğrenci olur mu? Bu hocalar böyle öğrenci yetiştiriyorlarsa onlara da yazıklar olsun. Bize böyle hocalar lazım değil!
Bu cümleler, kelimeler size bir şey hatırlatıyor mu?

Bir çağrışım yapıyor mu?

12 Eylül darbesinin esas oğlanı Kenan Evren, kendisine, uygulamalarına, getirdiği anayasaya karşı çıkan aydınlara ne diyordu

-Ne yapayım böyle aydını, Abdulhamit de aydındı. Böyle aydın olur mu?

Eee, Türkiye bayağı ilerlemiş “Ne yapayım böyle aydın”dan, “ne yapayım böyle hocayı” aşamasına gelmişiz. Pardon aynı yere dönmüşüz.

ODTÜ dediğin yer, TOKİ konutlarında açılış yapmaya benzemez hafız!

Başbakan sinirli “böyle öğrenci mi olur, biz de öğrenci olduk” diyor.

Evet, işte üniversite öğrencisi tam da böyle olur.

Üniversite öğrencisi, ülke sorunlarıyla yakından ilgilenecek, demokrasi, insan hakları, kadın hakları, temel hak ve özgürlükler, özgür üniversite, özgür tartışma, halkı aydınlatma, zalim iktidarların, yönetimlerin haksız, hukuksuz, baskıcı uygulamalarına karşı sesini yükseltecek. Onlar dünyayı değiştirecek.

Yeter ki yanlarında aynı duyarlılıklara ortak olacak üniversite yönetimleri olsun. ODTÜ’de yaşandığı gibi.

Sizin döneminizde dini bütün öğrenci yandaşlarınız Taksim’de “Kanlı Pazar”larda gençleri bıçaklayıp öldürüyordu.
Türkiye gençliği, 68 kuşağının haksızlığa başkaldırı mirasının sahibi. O miras ki, uğruna idam sehpalarında, cezaevlerinde, eylemlerde ağır bedeller ödenmiştir.

Menderes’in başbakan olduğu dönemde, yine aydınlara, üniversite gençliğine yönelik faşizan baskıların yoğunlaştığı günlerde polis Mülkiye’ye yaptığı silahlı saldırıda okul binasını da kurşunlamış. Kurşun izleri okul binasında dikkatleri çekmiş.

Bundan rahatsızlık duyan Başbakan Menderes, SBF Dekanı Fehmi Yavuz’a telefonda fırça atmış.

“Sayın Dekan” demiş, ”Aradan kaç gün geçti, Fakültenizin duvarındaki kurşun izleri hâlâ duruyor. Bunları kapattırın, bunlar okulunuzun utanç belgesi gibi duruyor.”

Fehmi Yavuz, polisin okula, öğrencilerine acımasız saldırıda bulunduğunu belirterek o kurşun izlerinin kapatılmayacağı yanıtını veriyor ve ekliyor:
“Sayın Başbakan, o kurşun izleri bizim için şeref belgesidir…”

Ey YÖK’ün teslim almaya çalıştığı rektörler, dekanlar öğrencilerinize sahip çıkın, iktidarın özgür üniversiteyi yok etmesi, “hükümetin üniversiteleri” yapması girişimlerine karşı sesinizi yükseltin.

Koltuklarınızdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok. Ancak kazanacağınız ODTÜ eyleminde birlikte olduğu öğrencilere seslenen Prof. Dr. Raşit Kaya’nın vurguladığı gibi “onurlu bir yaşam” var. Ya da Fehmi Yavuz gibi on yıllar sonra gururla anılacağınız duruşunuz olacak.

Bu az şey mi?

Başa dönersek, iktidarın

ODTÜ kuşatması, polis terörü ve öğrenci, hoca, yönetim dayanışması önemli ve olumlu derslerle dolu.

Hükümetin de bundan ders çıkarmasında yarar var.

Son olarak aklıma takıldı da, ne yapsak Patriot’lar ODTÜ’ye mi konuşlansa? Ya da birkaç üniversiteye?

Ne olur ne olmaz.

Bugün 3600 polisle gelen yarın ne planlar bilinmez ki...