MHP lideri Bahçeli’ye uyarı...

Ahmet Abakay'ın “MHP lideri Bahçeli’ye uyarı...” başlıklı yazısı 10 Nisan 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Hayret.

Başbakan Tayyip Erdoğan’la aynı cümleyi kuracağımı hiç düşünmemiştim.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, düzenlenen kalabalık bir mitingde kendisini alkışlamaya gelen gençlerin, “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganına, “Elbette onun da zamanı gelecek” karşılığını vererek destek ve onay verdi.Bu slogan hafta sonu yapılan MHP mitinglerinde de pankart ve slogan olarak sergilendi.

Bu yetmedi, MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin İskenderun’da yaptığı konuşmada, BDP’li Sırrı Sakık’a seslenerek, “Yemin ediyoruz ki günü geldiğinde bayrak direğine inşallah sizleri asacağız...” diye konuştu.

Hoop hop. Ne oluyoruz? Bunlar nasıl sözler? Kimi asıyorsunuz, kime vuruyorsunuz, kimi öldürüyorsunuz, ne için ölüyorsunuz?

Bu sözler, konuşmalar geçiştirilecek, doğal karşılanacak türden değil.

Linç kültürünün egemen olduğu ülkemizde toplulukların bu tür sloganlarına parti genel başkanlarının, milletvekillerinin destek vermesi çok tehlikelidir.
Özellikle MHP Genel Başkanı Bahçeli, bu seslere destek vermek bir yana derhal susturmalıdır.

Çünkü bu partinin geçmişi, bu konudaki sicili hiç de parlak değil, iyi değil.

İyi değil, çünkü bu partinin geçmişteki yöneticileri, gençlik kolları durumundaki Ülkü Ocaklı gençlere “Vur” dediler, onlar da vurdu. “Öldür” dediler, onlar da öldürdü.

Komando kamplarında silahlı eğitimler verildi.

12 Eylül öncesi ve sonrasında gazetecilik yapan bir kişi olarak, sadece birkaç hatırlatma yapayım

Ankara’da, Piyango Tepe Katliamı, Balgat Katliamı olarak bilinen saldırılarda kahveler tarandı, devrimci gençler öldürüldü.

Bahçelievler’de gece yarısı ev basılarak TİP’li 7 gencin öldürülmesi olayı da bu kapsamda gerçekleştirilmiştir. Trabzon’da Prof.Necdet Bulut’un KTÜ’de kurşunlanarak öldürülmesi de.

Ve daha yüzlerce katliam, cinayet...

Bu cinayetler devletin güvenlik güçlerinin desteği ile MHP bağlantılı, Ülkü Ocaklı gençler tarafından gerçekleştirildi. Onlara da vur, öldür denildi. Onlar da gereğini yaptılar.

Devlet Bahçeli ve onun milletvekilleri bu konuda dikkatli olmalı. Geçmişte bunu Türkeş yaptı. Çok kan akıtıldı. Solcu, sosyalist avına çıkıldı.

MİT, Gladio, polis desteğinde bu cinayetlere karışanlar arasında sadece İbrahim Çiftçi’nin, Abdullah Çatlı’nın, M. Ali Ağca’nın, Haluk Kırcı’nın ismini hatırlatmam yeterli olur.

MHP ve Ülkü Ocaklı olduklarını saklamayan bu ve benzeri kişilerin, kahve, ev taraması, suç işlemesi serbestti.

Devlet Bahçeli bu tür slogancıları derhal susturmalıdır. MHP geçmişte bu yanlışı yapmıştır, bu nedenle geçmişindeki karanlıklara girmemelidir.

Başbuğları Türkeş, 12 Eylül darbesi sonrasında Mamak’ta yargılanırken, Kenan Evren yönetimi için “Düşüncemiz iktidarda biz neden içerideyiz” demişti.

Faşist darbe ile bütünleşmek ancak böyle ifade edilebilirdi.

Yine Türkeş, Sivas’a yaptığı gezide bir gazetecinin, sözü “Türk-Kürt kardeşliğine” getirip “Türkiye bir mozaik değil mi?”şeklinde sorduğu soruya “Ne mozaiği ULAN” yanıtını verdiği hatırlardadır.

Sayın Bahçeli, geçmişin olumsuzluklarını örnek almayın. Bu sloganları atanları susturmak, bunun doğru olmadığını söylemek size düşer.

Bu yol, yol değil.

Sonra ne oluyor?

Sıcak bir haberle örnekleyeyim, şu oluyor

AGOS Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş ile yazar Ümit Kıvanç, bir TV programında Hrant Dink’in öldürülmesinde devletin, güvenlik güçlerinin katkısı, desteği, göz yumması olduğunu anlatıyorlar.

Antalya’dan bir kişi, “Bu kişiler devletin katil olduğunu söylüyor, suç işliyor”diye dilekçe veriyor. Davacı oluyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Fikret Seçen bu ihbar dilekçesini “ciddiye alıp” soruşturma açıyor.

Hrant Dink’in öldürülmesine kimin göz yumduğu, güvenlik görevlilerinin, valilerin bile bile önlem almadığı konusunda bir sürü kitap yayınlandı, kanıtlar ortaya konuldu.

Ancak, Başsavcı böyle bir dilekçeyi ciddiye alıyor.

Anlaşılıyor ki, bu dilekçeyi veren kişi, “Vur de vuralım”cı birisi.

Bu anlayışa destek vermek savcının işi olabilir mi?

Ey MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, destek verme bu sloganlara, sustur bu kişileri. Bu konulara girme.

Yoksa ne mi olur?

Hiiç, geçmişiniz hatırlatılır o kadar. Partinizin geçmişteki birçok eylemi sizi mahcup edebilir.

Sadece geçmiş değil, bu günleriniz de sizi mahcup ediyor. AKP’nin göz diktiği oy tabanınızdaki milliyetçileri de böyle koruyamazsınız. TBMM’de hem bazı anayasa değişikliklerinde hem çeşitli yasalarda AKP’ye verdiğiniz destekleri, nasıl koltuk değneği olduğunuzu bir düşünürseniz, titreyip kendinize gelirseniz daha iyi olur.