Kazlıçeşme diyalogları

19 Haziran 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Devlet kurumlarının, AKP’li belediyelerin çabasıyla, araçlarıyla miting meydanına doldurulan kitleye Başbakan bağırıyor ve yanıt istiyor:
-Hitler burada mı?
-Eveet,
-Mussolini burada mı?
-Buradaa,
-Franco burada mı?
-Pinochet burada mı?
-Eveet
Arkadaşın konuşmasının girişini ben böyle anladım.
Aslında O, şunları sordu:
Bosna burada mı? Kuala Lumpur, Balkanlar, Somali, Myanmar burada mı? Gazze burada mı?
Elbette kaba bir popülizmin tipik örneği. İnsan merak ediyor. Acaba bu ülkelerden de mi adamlar toplayıp getirerek alanı doldurdular.
İyi ki unutup, kalabalığa sormadı
TOMA’lar burada mı?
Yanıt: Taksim’de Kızılay’da, İzmir’de...
Benim polislerim burada mı?
-Ankara’da Ethem Sarısülük’ü öldürdüler. 3 kişinin gözünü çıkardılar.
Başbakan meydandakilere soruyor:
-Bana diktatör diyorlar, diktatör olan referandum yapar mı?
-Yapaar, Kenan Evren yaptı! Yüzde 90’dan fazla oy aldı.
-Kardeş miyiz?
-Eveet, ama Roboski, Reyhanlı?
-Beraber miyiz?
-Reyhanlı’da öldürülenler Sünni idi.
-Milli iradeye sahip çıkıyor muyuz?
-Eveet, ama yüzde 10 baraj?
-İfade özgürlüğünün önünü bizim iktidar açtı. Eskiden her şey yazılabiliyor muydu?
-Hayıır! Sadece cezaevlerinde 63 gazeteci var.
-Cibiliyetsiz medya günlerdir yalan haber üretiyor.
-RTÜK , Hayat TV’yi kapatmaya girişti, Halk TV, Ulusal Kanal ve Cem TV’ye para cezaları verildi. Eylemleri izleyen gazeteciler gözaltına alınıyor. Birçok gazeteciyle birlikte İMC TV Editörü Gökhan Biçici 6 polis tarafından yerlerde sürüklenerek, dövülerek, kelepçe takılıp gözaltına alındı.
-Bu muhalefet var ya, bu muhalefet...
-Polis, CHP Milletvekilleri Ramis Topal’ın burnunu kırdı, Sezgin Tanrıkulu yüzünden yaralandı. Alman Yeşiller Partisi eş Başkanı Cladia Ruth, polis gazından rahatsızlandı.
Kazlıçeşme mitinginde diyaloglar böyle devam etti.
Başbakan moral buldu mu? Hiç sanmam.
O, artık kendi kalabalıkları içinde yalnız bir adam. Arkasından tencere, tava, teneke çalınan hale düştü.
O da bir yana, çok güvendiği, dünyanın önemli liderleri ona artık parmak gösteriyorlar.
BM Genel Sekreteri Bank i Mun, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Fransa, İtalya ABD Dışişleri Bakanları, Almanya Başbakan’ı uyarı mesajları gönderiyorlar.
Türk hükümetini halkın gösteri ve yürüyüş hakkına, ifade özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyorlar. Polisin halka aşırı güç kullanmasının, kendi halkına şiddet uygulanmasının durdurulmasını istiyorlar.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’de halkın gösteri ve ifade özgürlüğü eylemlerini desteklediklerini, evrensel demokrasi değerlerinin vurgulanmasının “iç işlerine karışma olarak görmediklerini” açıkladı.
Bu cümleler size neyi hatırlatıyor?
Bu kişi ve kurumlar, yakın geçmişte bu cümleleri Saddam, Kaddafi, Mübarek için kullandılar. Şimdilerde de Esad için kullanıyorlar.
Şimdi aynı uyarıları Kazlıçeşme hatibine yapıyorlar.
Oysa sen onlara değil, kendi halkına güvenmeliydin. Ancak artık çok geç, çünkü halk sana güvenmiyor.
Bu konuda, en net açıklamayı ise, CIA’nın Orta Doğu eski Şefi Graham Fuller yaptı.
Bak şu küstaha, ne diyor sana:
“Erdoğan, halkın bu yaygın protestolarına kayıtsız kalması durumunda işini kaybedebilir. Partisi iktidardan inebilir.”
Bu baykuş sesleri ne oluyor? Siz ne biçim dostlar edinmişsiniz? Vah, vah!

EY! AKİLLER NERELERDESİNİZ?
Türkiye’de yer yerinden oynuyor, halk sokaklarda Başbakan’ın başına bela olmuşlar. Akiller, siz nerelerdesiniz? Dut mu yediniz? Ortak bir açıklama gerekmez mi? Demokrasi, memokrasi hani...
İnsanlar sokaklarda gaza boğuluyor, dövülüyor, öldürülüyor, gözaltına alınıyorlar. Yaralıların olduğu revirlere gaz bombası atılıyor. Bir çift sözünüz yok mu? O kadar aklınız vardı, nereye gitti? Saklanmaya, tavanlara bakmaya utanmıyor musunuz ?
Bu yazıyla ve olaylarla ilgisi olmasa da Facebook’ta bir not dikkatimi çekti. Şöyle: “Ederinden fazla değer soytarıyı kral eder.”