Deliğe biz süpüreceğiz

“Haddini bilmezlik”, ”ses duvarını aşma”, “gerici-yobazlık”, “diktatörlük”, ”hukuk tanımazlık” gibi tanımlamalar böyle durumlarda kullanılır.
Üniversite öğrencilerinin kaldığı bekar evleri ile ilgili Başbakan’ın yaptığı açıklama ve devamında gelişen olumsuzluklar çok yazıldı, yazılmalı da.
Bu bir siyasal tutum. İktidarın, devlet gücünü arkasına alarak üniversite gençliğine yönelik düşmanca saldırısıdır.
Devleti de komşuları da ilgilendirmez ama bu konu sadece kız-erkek birlikte kalan öğrenciler konusu değil. Birlikte ya da ayrı, ailesinden ayrı, evde kalan tüm üniversite gençliğinin hedef alındığı görülüyor.
Saldırı için ilk adımı Adana valisi ve İçişleri Bakanı attı. Vali, Başbakan’ın açıklamasının talimat olduğunu, bu emrin yerine getirilmesi için hemen çalışma başlattıklarını açıkladı. İçişleri Bakanı da aynı gün yaptığı açıklamada, terör örgütlerinin öğrenci evlerinde yuvalandığını, bunun denetlenmesi için hemen genelge hazırlanacağını söyledi.
Vay be!
Hepsi aportta bekliyormuş.
Her şeyi, öğrenci evlerinde neler döndüğünü, terör yuvası olduğunu biliyorlarmış da Başbakan’ın konuşmasını bekliyorlarmış.
Demokrasiymiş, Anayasa’nın 20 ve 21. maddeleri “özel yaşamı” ve “konut dokunulmazlığını” güvenceye alıyormuş.
Geçin bunları. Meğerse Başbakan’ın ağzından çıkan kanunmuş, O ne diyorsa odur.
Oysa hukukta , “kanunsuz emir” diye bir kavram var ve bu suçtur, cezayı içeriyor.
Kamu görevlileri, başbakan dahil, amirlerinin açıklamalarına değil, yasalara, anayasaya uymak zorundalar. Yasada, Anayasa’da yeri olmayan emir yerine getirilmez, böyle bir emri veren de, uygulayan da suçludur.
Kanunsuz emir hemen uygulanmaya başladı bile.
Kütahya’da Vali’nin düzenlediği toplantı sonrası bir grup apartman yöneticisi, öğrenci evlerini basıp, kalanların kimlik ve telefon numaralarını istedi. ”Kütahya’ya neden geldiniz?” diye soran yöneticiler, “Valinin talimatı var, bu bilgileri emniyete vereceğiz” diyor.
Afyon polisi gece yarısı öğrencilerin gittiği kafelerde kimlik sorgulaması ve üst arama yaptı. Sadece evler de değil. Nerede genç varsa oraya baskın, arama, gözaltı.
Manisa polisi geride kalmadı. Gürültü yaptıkları gerekçesiyle öğrenci evine baskın yaptı. Para cezası kesti. Öğrenci olduğuna göre suçludurlar mutlaka!
Başbakan’ın Bekir Bozdağ adlı yardımcısı da, başbakanın rahatsız olduğu bu konuda yasal düzenleme yapabileceklerinden söz ediyor.
Ne yasası, yasalarla ne ilginiz var?
Uludere bombalaması, cinayeti yasa gereği mi yapıldı?
Gezi eylemlerinde altı gencin polis tarafından öldürülmesi, bir çoğunun kör edilmesi yasa gereği miydi?
Zanlı polislerin yargıdan kaçırılmasını yasa mı öngörüyor?
Bir konuşma bakın nelere yol açtı. Kiraladıkları evlerde kalan tüm üniversite gençliği, korkuya, endişeye, tehlikeli ortama sokuldu. Ev sahipleri, komşular ihbarcılığa zorlanıyor.
Benim endişem, korkum başka.
12 Eylül sonrası çok yaşandı.
Gençlerin evlerine yapılan baskınlar, “yargısız infaz” dönemini hatırlatıyor. İçişleri Bakanı öğrenci evlerini terör yetiştirilen yerler olarak görüyor. Saldırı için yeterli bahane.
Dileyelim ki, şu tür haberleri duymayalım “sabaha karşı polis operasyonunda kapıyı açmayan gençler, ‘teslim ol’ çağrısına uymadıkları için öldürüldüler. Evde 2 tabanca ve döküman bulundu…”
Bu senaryoları Türkiye yakın geçmişte yaşadı. Polisimiz bu konuda oldukça deneyimli de.
Polisin bu tür ev baskınlarında, suçsuz çok sayıda genci öldürdüğünü, cesetlerin yanına da yine polislerin tabanca bıraktıklarını yaşadı, biliyor bu ülke.
Yine aynı tezgahlardan korkarım.
İktidarın baskısına karşı sesini yükselten gazeteciler, avukatlar, öğrenciler cezaevlerine dolduruldu. Gezi eylemlerinde daha çoğaldılar. Giderek daha çoğalıyorlar ve boyun eğmiyorlar.
Bu da iktidarı korkutuyor. İktidar panik içinde ve yalnızlık yaşıyor.
İngiliz Ekonomist dergisi son sayısında, “Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı ile balayısı bitti. Erdoğan Obama’yı kızdırdı” diye yazdı.
Yoksa deliğe mi süpürecekler?
Hayır, hayır!
Onlara bırakmayız. Biz süpüreceğiz.
Bu ülkenin demokratik güçleri, boyun eğmeyen gençliği var.
Başkaları niye süpürsün.
Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı..