Başbakan’a nasihat

“Başbakan’ın Kabataş tacizi yalanı 9 ay sürdü.” Diye başlık attı gazeteler. Tv haberlerinde aynı cümlelerle hücuma geçildi. 

Tam da seçim öncesi adamı sert hırpalıyorlar. Ben hep saldırıya uğrayan, mağdur edilenin yanında olmak isterim. Recep beyin düştüğü çaresiz duruma çare düşünüyorum.

Şimdi, Başbakan’a da iktidar partisine de önerim şudur: Herkes duymasın,  çok yaygınlaştırmayalım, kendi özel çevrenize, gazete ilanı gibi şöyle bir duyuru yapın: “Kabataş meydanında çekilecek bir özel film için, 80-100 kişiye ihtiyaç vardır. Ücret dolgundur. Hem de bayağı dolgundur. Filmde oynayacakların önemli bölümünün üstü çıplak, elleri siyah eldivenli olacak. Görev alacaklar, Rol icabı yoldan geçecek olan başı kapalı bir kadını tartaklayacak , 3 kişi üzerine işeyecek, birkaç kişi de kadının kucağındaki 6 aylık çocuğu tartaklayacak erkek elemanlar aranıyor.”

Bu yetmez.İkinci bir duyuruda şöyle olsun: “Kabataş meydanında çekilecek duygusal ve özel bir film için gazeteci-yazar  rolünü oynayacak, görmediği olayı  görmüş gibi yazabilecek, sorulduğunda, Çok ama çok acı, vahim bir görüntüydü. Mobese görüntüleri  dahil çok şey var, gördüm de, kadını o halde görünce nasıl üzüldüm, ne yapacağımı şaşırdım  gibi cümleler kurabilecek kadınlı erkekli ve yetenekli, yalancılığa alışkın, yatkın sahte gazeteciler aranıyor.” 

Bu ülkenin ve İslam aleminin en büyük lideri olmayı kafasına koymuş elemanını bu durumdan ancak Kabataş Meydanında çekilecek, özel ve gizli havası verilmiş bir film kurtarır.

Madem başbakanı doğru ve haklı çıkartacak görüntü ve öyle bir olay  yok ortada yeni bir film şart, aynı o 9 ay önce olmuş gibi.

Hayır, hayır “artık çok geç “ demeyin. Hemen pes etmeyin.

Çünkü Başbakan, Elinde görüntüler olduğunu, bunları yakında açıklayacağını 9 ay önce söylemişti.O zaman gerek görmedi şimdi (yeni çekilecek gizli,özel filmi) açıklıyor kime ne?
Filmin  yeni  çekildiğini kim, nereden bilecek? “Görüntüleri gördüm, olaya tanık oldum” diyen bir sürü gazeteci-yazar diye ortalıkta dolaşanlar da var.

Mecbuur inanacaklar.

Şimdiye dek meydanlarda, televizyon ekranlarında söylenen bir sürü yalana inanmadılar mı?

Bakın ben bir tiyö daha vereyim. Kıyağım olsun. Başbakan’ın ihmal ettiği bir konu var, oda şu: Hükümet içinde kendisine karşı saldırıya geçen eski ortağı din kardeşlerine ilk gün iyi diklendi ancak sonunu getiremedi. Demişti ki, “Ne istediniz de vermedim, bana bakın, ben konuşursam yer yerinden oynar, sizin inlerinize girerim, inlerinize!”

Ancak sonu gelmedi.

Yahu konuş! Yer yerinden oynasın. Bak sizi ne hale soktular, oynuyorlar.

Evlerinde bekleyen Yüzde 50 diyecek ki, “yahu bu başbakan da başta horozlandı ama sonunda sustu kaldı. Söyledikleri blöfmüş. 

Karşı taraf, eski dostların, ortakların ha babam ses kaydı çıkarıyorlar.

İktidardın vereceği ciddi yanıtı yok.

Bir de Tayyip bey , bu senin bakanların da çok  çürük çıktı.Kime çekmişler bilmiyorum ama, baksana  eski içişleri bakanına.

Daha sizin milyon dolarlar, eurolar yakalanmadan önce 11 ekim 2013 günü, saat 19.51’de Rıza Sarraf adlı baş aktör, telefonda senin Bakanına , basında bazı haberler çıktığını hatırlatarak, ”Sen İçişleri Bakanısın, benim hakkımda bir soruşturma falan var mı?” diye soruyor.
Senin Bakanının verdiği yanıta bak: “Abicim, sen o konuda rahat ol.Vallahi böyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım ya!” 

Bu nasıl söz Allah aşkına?

Bizim toplum yapımızda, kültürümüzde “önüne yatarım, kalkarım” gibi sözler çok ayıp taraflara çekilir.

Ben bunları hatırlatmak, dar gününde yardımcı olmak istedim. Düşenin dostu olmaz bu memlekette. Ha düştün, düşeceksin.

Neyse, yine de iyisiniz, iyi. Haftayı iyi haberle kapattınız.

Milyon dolarlık ayakkabı kutularının sahibi Genel Müdür Süleyman Aslan aynı davadan yargılanan 13 arkadaşıyla tahliye oldu. Yurt dışına kaçması da serbest.

Yine de bir sorun var, hatırlatayım söyleyin avukatlarına, suçüstü yakalansa da  o 4.5 milyon doları gözaltına alınışından bu yana geçen 2 aylık faiziyle birlikte geri istesinler, yoksa almayın. Faiz kaybınız olmasın.O para kolay mı elde edildi.Ne risklere girildi.Enayi misiniz?
19 şubat 2014 sabahı Türkiye’deki manzara’nın küçük bir bölümü böyleydi.