Ana muhalefet Rizeli Rabia Ana'dır

Son günlerde en çok kullanılan cümle şu; “Başka ne yapacaksınız memleket hükümetsiz mi kalsın?”

RTE-AKP iktidarının, baskıcı yönetiminin devamı için bulunan sihirli sözcük bu.

“Memleket hükümetsiz mi kalsın”

Taraflar birbirine kibar, centilmence davranıyor.

AKP için hava hoş. O iktidarda. Hala kararlar alıyor.Yeni rant alanlarına , devlet ihalelerine yönelik kararlar alıyor, kamu kurumlarındaki  atamalara hız kesmeden devam ediyor.

Bunun sürdürülebilir olması için de koltuk deyneği , işlediği suçlara ortak arıyor.

Şimdilik CHP ve MHP bu iş için devrede.

CHP 14 maddelik önerisini ortaya koyuyor.

Tamam da, RTE ve onun emanetçisi bu iktidar görevde olduğu sürece, yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, çalmalarla ilgili soruşturma yapılabilir mi? Hesap sorulabilir mi?

Konu sadece 4 eski bakanın yargı önüne çıkartılması değil ki, Bilal ve babası da bu konuda önemli şüpheli, sanık durumunda.

-Ama bu ülke hükümetsiz mi kalsın?

Peki de, RTE-AKP ile koalisyon bu açık yolsuzluklar, hırsızlıklar üzerine bir bardak su içmek değil mi?

“Cumhurbaşkanı yasal, anayasal sınırlar içinde kalsın”mış.

Kim sağlayacak bunu. Koalisyonun bir kanadı mı?

“Anayasa artık bekleme odasına alınmıştır” deyip Anayasayı tanımadığını ilan etmiş bir kişiyi kim durduracak?

“Seçimler oldu, bitti artık eski gerilim kalmadı” diyenlere hatırlatmak isterim ve yoğurdu üfleyerek yemelerini öneririm.

Daha birkaç gün önce RTE bir iftar yemeğinde yine hukuk dışı, yine saldırgan tutumuna yenisini ekledi. Diyor ki; “Bazı sözde bilim adamları ki bir bakıyorsun hoca. Koskoca profesör ama sigarayı da alkolü de götürüyor.”

Muhalefet partilerinin koalisyon için masaya oturdukları zihniyet, anlayış bu.

Kaldı ki, yeni bir şey de değil, 13 yıldır bilinen anlayış.

-Ama ülke hükümetsiz mi kalsın?

Evet, bu anlayış iktidarda olacaksa kalsın.

RTE’ye, AKP’ye yakınlaşan, ortaklık kuran, dokunan yanar. İşlenen ve işlenecek suçlara ortak olur. İşlenen suçların hesabı üzerine bir bardak su içmek olur.

Hem hükümet ortağı olacaksın, hem de “ben seni yargılayacağım”, diyemezsin.

Gezi eylemlerindeki gençlerin iktidarın güvenlik güçleri tarafından öldürülmesinin hesabının üzerine bir bardak su içilmesi demektir.

Kaldı ki, Gezi eylemlerinin benzeri bugünlerde Karadeniz’de Rize bölgesinde yaşanıyor.

8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak olan 2.600 km’lik yol’a  (Yeşil yol) bölge halkının itirazına karşı devlet, iktidar zor kulandı. Bu doğa tahribatına karşı çıkan halkın üzerine jandarmayı, rantçı müteahhit araçlarını süren RTE-AKP yönetimi değil mi?

Bunlarla mı koalisyon?

Havva Ana diye de anılan, direnişin önündeki Rize’li Rabia Ana’nın haykırdığı,”Kimdir devlet. Devlet bizim sayemizde devlettir. Ben halkım halk!” sözün tercümesi şu: “Yaylalarımıza göz diken, bu RTE-AKP iktidarına itiraz ediyorum. Onlarla kavgam var.Onlarla koalisyona yokum.”

Yani, Ana muhalefet belli olmuştur.
Ana Muhalefet Rabia Ana ve beraberindeki bölge halkı ve de onları destekleyen tüm ülkedeki milyonlardır.

Yaylada yağmur olur, sis olur, duman olur, sevda olur, Rabia analar olur, ama asfalt, ama konaklama tesisleri olmaazz!

Eyy RTE, eyy AKP  anlamadınız mı hala?

Ana muhalefet Rabia Bekar ve yanındakileri hafife almayın. Onun arkasında görünen, görünmeyen milyonlar var.