Akil tiyatrosu perdelerini açtı

Ahmet Abakay'ın “Akil tiyatrosu perdelerini açtı” başlıklı yazısı 17 Nisan 2013 Çarşamba tarihli soL Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

Başbakan’ın belirleyip tayin ettiği, asaletleri de onaylanan AKP Propaganda Tim’leri görevlerine başladılar.

Hükümet yanlısı gazeteler haberin hakkını vererek yedi sütuna manşetten, Akil insanların sahaya indiğini, Anadolu’ya yayıldığını, daha ilk günden halkın gönlünü kazandıklarını bildirdiler.

Bu Akil insanların düştüğü duruma bakın Gittikleri illerdeki toplantılarda kurdukları ilk cümle şu: Biz hükümetin emrinde değiliz. Sizin düşüncelerinizi öğrenmeye geldik.

Benzer cümleyi son olarak Marmara Bölgesine yaptığı ziyaretteki toplantıda söyleyen Prof.Deniz Ülke Arıboğan’ın sesinden TV’den dinledim:

-Bizleri Başbakan belirlese de, biz partiye hizmet için bir araya gelen kişiler değiliz.

Bu lafı neden durup dururken ediyorsunuz?

Bir şüphe mi, kuşku mu var?

Savunma içgüdüsü.

Diyarbakır’da toplantının yapıldığı Liluz Oteli önünde bir gence gazeteci soruyor

-Ne oluyor burada, ne toplantısı bu?

Yanıt: Ankara’dan “Hükümetin adamları” gelmiş, konferans verecekler…

Oysa Başbakan’ın seçtiği bu heyetin görevi neydi?

Hükümetin, “Çözüm Süreci” adını verdiği projenin benimsenmesi konusunda toplumsal algı oluşturmaktı.

Oysa bu heyet ilk iş olarak kendileri hakkında ortaya çıkan, “devletin, hükümetin adamları” oldukları yolundaki toplumsal algıyı gidermeye çalışmakla meşgul.

Aslında böyle bir Propaganda Tim’ine çok da gerek yoktu. Çünkü bu Heyet içindeki insanlar zaten hükümet yanlısı yayın yapan TV’ lerde düzenlenen programlarda hemen her gün saatlerce konuşuyorlar, evlere giriyorlardı.

Şimdi çeşitli kentlerin salonlarında yine aynı konuşmaları yapıyorlar, yapacaklar.

Hükümet açısından belki bir yararı da oldu, o da şu Hükümetin bu projesinin tanıtımında, Başbakan, bakanları, milletvekilleri daha az konuşacaklar, kendilerine daha çok zaman ayıracaklar.Tanıtım ve propaganda işini bu heyet yapmış olacak.

Daha önceki bir yazımda, silahların susmasının, barışın sağlanmasının gerekliliğini ve önemini vurgulamıştım, ancak bu Tim’in sakatlığını ve alay konusu olduğunu da hatırlatmıştım.

Heyet üyeleri öyle laflar ediyorlar ki, konuyu kendileri sulandırıyorlar.

Yılmaz Ensaroğlu, Diyarbakır’da toplantıya katılanlara diyor ki “Söyleyeceğiniz her cümle bizim için çok önemli…”

Her cümle çok önemliymiş!

Bırak palavrayı Delikanlı!

Al sana bir cümle: Buradaki insanlar aylardır, “Uludere”, “Roboski” diyorlar,cinayetin sorumluları niye çıkartılmıyor? diyorlar.

Haydi bu cümlelerine yanıt ver bakalım.

Lale Mansur Akil İnsan olarak katıldığı TV programında Türkiye’deki muhafazakarlaşma tehlikesi konusundaki bir soruyu yanıtlarken, büyük bir rahatlık içinde “ben içkimi içiyorum” diyor.

Hanım, hanım, senin bugününü ve geleceğini merak eden yok.Tartışılan bu iktidarın uygulamaları, yanıtı merak edilen de Türkiye’nin gericileşmesi süreci. Valilerin (Afyon örneğinde olduğu gibi), pek çok belediye başkanının içkili mekanları ortadan kaldırma çalışmaları. Senin içki içip içemediğini soran yok.

Fuat Keyman Barış süreci konusunda İzmir izlenimlerini anlatırken kentin yapısını şöyle eleştiriyor:

“İzmir Türkiye’ye çok büyük katkı verecek bir kent. (vermiyor mu?) Ama İzmir son yıllarda içine kapanmış, tepkili bir kent olmuş.”

Hamle, zihniyet ve Vizyon’a ihtiyacı varmış.

AKP burada, birinci parti olmayınca, zihniyet ve Vizyonu eksilmiş demek ki. Üstelik içine kapalı, tepkili kent olmuş.

Diyanet İşleri Başkanı’ndan kopye almışa benziyorsun. O da “İzmir’in farklı bir dindarlığı var” diye laf çakmıştı hani.

Devam et bu yazılarına Keyman, ha gayret biraz daha çaba göster, bakarsın sizi Rektör Mektör de yaparlar. Azmin elinden ne kurtulur.

Akil Tiyatrosu’nun oyuncuları çok yetenekli. Acayip yaratıcı cümleler kuruyorlar.

Tarhan Erdem İzmir’de aldı sözü, bakın ne dedi:

“Çözüm süreci başarıya ulaştığında göreceksiniz. Newroz’da Diyarbakır Meydanı Türk bayraklarından kıpkırmızı olacak.”

Atma Recep din kardeşiyiz. Bu kadar da sallama. İzmir’e gidince aklına kıpkırmızı Türk Bayrağı geliyor. Bu taktik sözler, kartlaşmış siyasetçilerin işi. Sana ne oluyor? Rize’ye de git çay fiyatlarını artır bari.

Akil Tiyatrosu eğlenceli, oyuncuları başarılı, ancak gittikleri yerlerde, halkın kendileri için, “hükümetin adamları geldi” demeleri iyi değil.

Toplumdaki bu algıyı değiştirmek için ikinci bir heyet mi oluşturmalı acaba?

Yahu Akil heyeti, yakında arkanızdan ne söylenecek biliyor musunuz?

Şöyle seslenecekler:

Ey akil insanlar, AKP yetmiyormuş gibi bu millet sizden ne çekti be!