Ağlama lobisi görevde

Şu ağlama, mırlama işine bir son verilse iyi olacak.

Ülkemizde ün yapmış çeteler var.

Sauna Çetesi, Atabeyler Çetesi, Susurluk Çetesi, Sahte İlaç Çetesi gibi. Bunlar için zaman zaman, “şu çete çökertildi” diye haberler de çıkar.

Şimdi de ciddi bir Ağlama Çetesi ile karşı karşıyayız.

Hadi öyle demeyelim de, kibar olsun, Ağlama Lobisi diyelim.

Bu Lobi’nin eylemi, bir ara TBMM grup toplantısında toplu ağlama ayinine dönüşmüştü. Lobi Meclis’e kadar sızmıştı yani.

Bunlar devleti yöneten koca koca insanlar. Bir iktidarın bu kadar duygu sömürüsüne muhtaç hale gelmesi de garip.

İktidarın başı Mısır, Suriye üzerinden 24 saat kendi ülkesindeki vatandaşlarını tehdit ediyor.

Bunu gülerek yapıyorlar, ağlayarak yapıyorlar.

Vicdanları gözyaşı olup Suriye’ye, Mısır’a kadar aktı ancak Okmeydanı Hastanesi’nde yatan 14 yaşındaki Berkin Elvan’a bir türlü ulaşmadı. Sizin polisinizin gaz kapsulü ile vurduğu Berkin, 70 gündür yoğun bakımda. Hastane yönetimi ailesine, “alın buradan, taburcu edeceğiz” diye baskı yapıyor.

Bunların gözyaşları, polislerinizin öldürdüğü, Medeni Yıldırım’a, Ali İsmail Korkmaz’a, Ethem Sarısülük’e, Abdullah Cömert’e, Mehmet Ayvalıtaş’ın ailesine ulaşmıyor.

Adını duymak istemediğiniz bu çocuklar rüyalarınızdan çıkmayacak, yataklarınızda kıvranacaksınız.

Mısır’da, Suriye’de dolaşıp, bilerek Tür-kiye’ye bir türlü gelmeyen iktidardaki zevat, sizler, Uludere’de bombalanarak öldürülen insanları da unutturmaya çalışıyorsunuz. Uğraşmayın, bunları her gün suratınıza çarpacağız.

Bıkmadan, her Cumartesi Galatasaray Meydanı’nda kayıp çocuklarını ve katilleri isteyen anneler için hiç gözyaşınızı görmedik. Bir Cumartesi gidip o annelerin elini tuttunuz mu?

Ağlamayın! Katilleri bulun.

Cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlüler ölüme terk edildi.

Mısır, Suriye diyerek bunları unutturmaya çalışıyorsunuz.

Bunu başaramayacaksınız. Hesap bu dünyada sorulacak. Sorumluluktan kaçamayacaksınız. Yargılanacaksınız.

Göreceksiniz, göreceğiz.

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi: “Kör olasın demiyorum, kör olma da gör beni.”

İnsan hakları, kadın hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, demokratik ve laik bir Türkiye idealini ne hale getirdiniz!

Devlet olarak, yönetim olarak, Başba-kan’ın, bakanların resmi düzeyde görüştüklerine bakın: Müslüman Kardeşler, El Kaide, El Nusra, ÖSO, Suriye, Hizbullah, İhvan, mihvan.

Bu ne yaa!

Türkiye’yi düşürdüğünüz hale bakın.

Demokrasiyle, insan haklarıyla tanışmamış, aşiretler, mezhepler, silahlı gruplar.

Dış politikasını bunlar üzerinden yürüten devlet ciddiye alınır mı?

Türkiye’yi din, mezhep savaşının içine atmanın, buna da dış politika demenin olanağı var mı?

Sonra da ağla.

Yıllar önce bir Fransız aydın, bir panelde konuşmuş, Müslüman Kardeşler’i eleştirmiş, İsrail’i savunmuş.

Başbakan, “Mısır darbesinin arkasında İsrail var. Bu konuşma da belgesi” diye ortaya çıkıyor. İsrail dahil, Ortadoğu’da her darbenin arkasında her ülke vardır. Ama bir panel konuşmasını belge diye ortaya atarsan inandırıcı olamazsın.

Bak başına ne bela aldın?

ABD anında attı fırçasını, “Kes sesini lan!” dedi.

Diplomaside bu sözler, şu kelimelerle ifade ediliyor: “Başbakan Erdoğan’ın açıklamasını güçlü şekilde kınıyoruz. Bunu ileri sürmek saldırgan, delilsiz ve yanlıştır. İmza: Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest.”

Başbakan Trabzon’da, utangaç bir yanıt verdi: “Ama ben sizi kast etmedim. İsrail cevap vermeliydi.”

Bak Hacı, düşünmeden konuşuyorsun. Fırça yiyorsun, sonra da “ben sizi kastetmedim” demek durumunda kalıyorsun.

Neyse, bundan sonra dikkat edin. O sizin amiriniz, büyüğünüz. Sever de, döver de.

Ama kırılan potlar bitmiyor ki.

Dünya’ya seslendi:

“Suriye konusunda karar almayan BM’yi kınıyorum. Diğer ülkeler bir araya gelip kendi Birleşmiş Milletlerimizi kuralım”

Bak, yine amirin fırça atacak.

Yahu kiminle kendi BM’ni kuracaksın?

Bu sözünüzü kim ciddiye aldı? Kim taktı?

Yandaş yargı, yandaş medya, yandaş sendika, yandaş üniversiteden sonra yandaş BM ha?

Haberi görür gibi oluyorum: Türkiye öncülüğünde yeni bir BM kuruldu, üyeleri arasında, Müslüman Kardeşler, El Kaide, El Nusra, Suriye muhalif grubu, Hizbullah ve Sudan katili Ömer El Beşir yer aldı.

Akıllı olun, dünya sizinle alay ediyor.

Birkaç yorum yazacaktım ancak yerim dar. Sadece bir alıntı verebiliyorum. Financial Times editörü G. Rachman yazmış: “Artık Erdoğan’ın su katılmamış bir aptal olduğunu düşünmeye başladım.”

Şu haberi okumamız da yakındır: “Ağlama çetesi çökertildi, yakalanan elebaşıları birbirini ele verdi.”