Bütün işsizler, yoksullar, emekçiler, emekliler, hak isteyen işçiler, gençlik, sanatçılar, bilim insanları, katledilen kadınlar, hayvanlar, ormanlar, ağaçlar, sular hepimiz suçluyuz.

Suçluyuz…

Anladınız değil mi umurlarında değiliz.

İşiniz, aşınız yokmuş, faturaları, kiraları, banka borçlarını ödeyemiyormuşuz onların sorunu değil.

Döviz kurlarının, altının uçuşa geçmesi de onların sorunu değil, dış güçlerin bir oyunu.

İçerideki hainlerin ve dışarıdaki düşmanların yüzünden oluyor ne oluyorsa.

Buzdolabı, çamaşır makinesi satışlarıyla şahlanışa geçmiş ekonomiyi göremeyecek kadar da körüz.

Suçluyuz.

Bütün işsizler, yoksullar, emekçiler, emekliler, hak isteyen işçiler, gençlik, sanatçılar, bilim insanları, katledilen kadınlar, hayvanlar, ormanlar, ağaçlar, sular hepimiz suçluyuz.

Ne yapılıyorsa biz yapıyoruz.

Yeryüzünde Katar’dan başka dost ülke yoksa sorumlusu biziz.

Varımızı, yoğumuzu 5 şirketten oluşan çeteye biz peşkeş çekiyoruz.

Dağları maden arasınlar diye emperyalist tekellere biz pazarlıyoruz.

Adaletsiz olan biziz biz.

Seçilmişlerin yerine kayyumları biz atayıp, seçilmişleri içeri biz attık.

Baroları biz parçaladık.

Sosyal medya sansürünü biz istedik.

İstanbul Sözleşmesinden çekilmeyi biz istiyoruz.

100 yaşını adımlayan Cumhuriyet’in tüm taşınmazlarını, fabrikaları, toprakları biz sattık.

Kentleri, yaylaları, sahilleri betona biz gömdük.

Kanal İstanbul adlı yüzyılın en büyük talan projesini biz istiyoruz.

Suçluyuz.

Din simsarlığını biz yapıyoruz.

Tarikatlara, cemaatlere, yobazlığın halka düşmanlık kustuğu o talancı vakıflara, derneklere biz yol veriyoruz.

Eğitim sistemini cami avlusuna biz dönüştürdük.

Çiftçiyi üretemez duruma getiren biziz biz.

Bir avuç aklı-vicdanı kanlı sermayeyi milyarder yapan biziz biz.

Yatıyor kalkıyor Cumhuriyet’in aydınlanma değerlerinden söz ediyoruz.

Suçluyuz.

Mustafa Kemal’e lanet okunmasına dikleniyoruz, suçluyuz.

Tarikatların meydanlara doluşup, tekbir ulumaları ile şeriat istemelerine milyarlarca kez hayır diyoruz, suçluyuz.

Bağımsızlık diyoruz suçluyuz.

Laiklik diyoruz suçluyuz.

Mutluluk diyoruz suçluyuz. 

Vicdan-erdem-şeref diyoruz suçluyuz.

Eşitlik diyoruz suçluyuz.

Barış-aşk-kardeşlik diyoruz suçluyuz.

Hırsız var diyoruz, talan var diyoruz suçluyuz.

Tarihe not düşülsün bunların adı hainlikse, biz birer hain, birer suçlu olarak vardık var olacağız.

“Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir.”