‘Yeni Türkiye’de köy boşaltmalar yeniden başladı

Kilis, Ağrı, Dersim, Hakkari ve Kars’ta valiliklerce alınan “özel güvenlik bölgesi” kararları uyarınca asker halkı köylerini boşaltılmaya zorluyor.

Kilis, Ağrı, Dersim, Hakkari ve Kars’ta valiliklerin 5 Ağustos-19 Ağustos tarihleri arasında “özel güvenlik bölgesi” ilan ettiği alanlarda köyle boşaltılmak isteniyor. Valilikler tarafından belirlenen alanlara sivillerin giriş çıkışına yasak getirildi.

HAKKARİ’DE YASAKLI BÖLGE

Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamada, “İlimiz sınırları içinde faaliyet gösteren bölücü terör örgütü ve diğer terör örgütlerinin son zamanlarda yapmış oldukları terör ve yıldırma eylemleri, ilimizin sosyal ve ekonomik gelişmesini de olumsuz etkilemeye başlamıştır. Bu eylemler neticesinde vatandaşlarımız, ekonomik, sosyal faaliyetlerini yürütme ve seyahat etme haklarını kullanmaktan mahrum kalmıştır. Günlük hayatları olumsuz etkilenen vatandaşlarımız büyük mağduriyet yaşamaktadırlar. Valilik makamımız, öncelikle vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması, mevcut huzur ve güven ortamının devam ettirilmesi, devletimizin ve milletimizin her türlü terörist tehdidi ve saldırıdan korunması maksadıyla, bölgesinde emniyet ve asayiş temin etmek için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaktadır” denildi.

Valilik, “özel güvenlik bölgesi” ilan edilen alanlarla ilgili şu bilgileri verdi:

“Bu tedbirler kapsamında, 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 32/A maddesi gereğince, Yüksekova İlçesi sınırlarında bulunan, Dağlıca ve Çevresi (Dikenpınarı Mevkii – Alandüz Mahallesi -Dilekli Yaylası – İkiyaka Dağları- Belkıstepe arasında kalan bölge. İki Yaka Dağları-Sat Sivrisi (Evretküme Sırtı -Gevenakurkitepe – Ömerkuyusutepe – Karanişritepe – Sernohola Sırtı -Şervinetepe – Lebaydektepe – Havretepe – Kahta Yayla Mevkii – Bozkaya Mahallesi Batısı – Dağlıca Dağları – Eşektepe arasında kalan bölge) İlimiz Merkez sınırları içerisinde bulunan, Meydanpürümüz (Çanaklı Köyü – Oğul Köyü -Yoltepe Mevkii -Arsan Dağı -Katırgediği arasında kalan bölge) 05 Ağustos 2015 günü saat 00.01’den 19 Ağustos 2015 günü saat 23.59’a kadar “Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edilmiş olup vatandaşlarımızın yukarıda belirtilen bölgelere girmesi yasaklanmıştır.”

KARS’TA BOŞALTILMAK İSTENEN ALANLAR

Kars Valiliği, PKK’nın barındığını ileri sürdüğü Kağızman’ın Çemçe Madur yöresiyle Sarıkamış Boyalı Ormanlarını 15 gün süreyle ‘Geçici Askeri Güvenlik Bölgesi’ ilan etti.

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, “Valiliğimizce Kağızman Çemçe-Madur bölgesi ve Sarıkamış Boyalı Ormanları bölgesinde icra edilecek askeri operasyonlarda sivil vatandaşlarımızın zarar görmemesi için 15 gün süreyle Geçici Askeri Güvenlik Bölgesi ilan edilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi.

DERSİM’DE KÖY BOŞALTMALAR

Dersim’de de 2 Ağustos tarihinde alınan kararla “özel güvenlik bölgeleri koordinatları” ilgili köylerin muhtarlıklarına bildirildi. Buna göre kent merkezinde 7, Ovacık ve Hozat ilçelerinde 2, Çemişgezek, Mazgirt ve Nazimiye ilçelerinde de 1’er bölge olmak üzere toplam 14 bölge özel güvenlik bölgesi ilan edildi. Vatandaşlardan 4-19 Ağustos tarihleri arasında ilgili bölgeleri boşaltmaları istendi.

HÜSEYİN AYGÜN YARGIYA TAŞIDI

CHP Dersim eski milletvekili Hüseyin Aygün önceki gün Twitter’da Hozat’ın Karaçavuş köyüne giden askerlerin köylülere “Köyü boşaltın, aksi takdirde olacaklardan biz sorumlu olmayız” dediğini yazdı. Aygün, köylülerinse tutanağın altına “gidecek yerimiz yok” diye yazdıklarını kaydetti.

Aygün dün de Tunceli Valiliğinin “yasak bölge” kararını yargıya taşıdığını duyurdu. Eski Dersim Milletvekili, Elazığ İdare Mahkemesi’ne verdiği dilekçede “Davalı idare kararının gerekçesini ‘terör örgütlerinin eylemleri’ ve ‘vatandaşların ekonomik, sosyal haklarını kullanmaktan mahrum kalması’ olarak göstermiştir. Oysa davaya konu karar ile ‘vatandaşların ekonomik-sosyal haklarını kullanması’ ortadan kaldırılmaktadır” dedi.

Aygün, kararın anayasaya aykırı olduğunu vurguladığı dilekçede, bazı yasadışı faaliyetler ‘gerekçe’ gösterilerek şehrin genelini olumsuz etkileyecek bir hak ve özgürlük kısıtlaması kararı verilmesinin, idari “işlemin orantılı olması gerektiği” prensibine de aykırı olduğunun altını çizdi.