Yandaş gazeteye hatırlatma: Evet, cumhuriyette ümmet olmaz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni parti girişimine ilişkin 'ümmeti parçalamaya hakkınız yok' değerlendirmesinde bulunmasını eleştiren Cumhuriyet gazetesi yazarı Zülal Kalkandelen, 'Siyasal İslamın hedeflediği sistemde, yurttaşlık yoktur; birbirine din ile bağlı olanların oluşturduğu ümmet toplumu vardır' derken, Yeni Akit bu yazısı sonrası Zülal Kalkandelen'i hedef alan…

soL - Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni parti girişimini "ümmeti parçalama girişimi" olarak tanımlamasını eleştiren Cumhuriyet gazetesi yazarı Zülal Kalkandelen, yandaş basın tarafından hedef alındı.

"Erdoğan’ın sözü yine bunlara battı! ‘Cumhuriyet’te ‘ümmet’ yoktur’" başlıklı bir haberle Kalkandelen'i hedef tahtasına oturtan Yeni Akit, "İslam’a ve İslamî değerlere her fırsatta saldıran paçavra, bu kez 'ümmet' sözünü sindiremedi" dedi.

Bununla da yetinmeyen yandaş gazete, Kalkandelen'in “Şeriatı, padişahlığı ve halifeliği kaldıran, bu topraklarda yaşayanları kulluktan yurttaşlık statüsüne geçiren, egemenliği padişahtan alıp halka veren, laikliği anayasaya koyan sistemdir Cumhuriyet” sözleriyle, Cumhuriyet’in bu topraklar üzerinde İslami değerlere ilişkin yaptırımlarını itiraf ettiğini yazdı.

GERİCİLERİN CUMHURİYET KORKUSU

Gazete kulluktan yurttaşlığa geçişi "İslami değerlere yaptırım" olarak tanımlarken, Cumhuriyet'te ümmet değil, yurttaşlığın olduğunu unuttu.

1789'da Fransa'daki devrimle dünyayı sarsan, 1848'le birlikte işçi sınıfının elinde yükselen Cumhuriyet mücadelesi, o tarihten bu yana gericiliğin korkulu rüyası olmayı sürdürüyor.

AKİT'E  İKİ HATIRLATMA

1 Kasım 1922'de uzun tartışmaların ardından saltanat Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kaldırıldığında Osmanlı İmparatorluğu da artık resmen tarihe karışıyordu. 

3 Mart 1924'te Fethi Bey Başkanlığı'nda toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ise Hilafetin kaldırılması teklifi görüşüldü. Urfa milletvekili "Şeyh" Saffet Efendi ile elli üç milletvekilinin imzasını taşıyan "Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmaninin Türkiye haricine çıkarılmasına dair teklifi" yapılan görüşmelerin ardından kabul edildiğinde yıllar süren halifelik kurumu da artık tarihe karışacaktı.

O teklifin ilk üç maddesinde şu ifadeler yer alıyordu:

Hilâfetin ilgasına ve Hanedanı Osmaninin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki hâricine çıkarılmasına dair teklifi Kanuni Madde 1. — Halife hul'edilmiştir. Hilâfet, Hükümet ve Cumhuriyet mâna ve mefhumunda esasen mündemicolduğundan hilâfet makamı mülgadır. Madde 2. — Mahlü' Halife ve Osmanlı saltanat münderisesi hanedanın erkek ve kadın bilcümle âzası ve damatlar Türkiye Cumhuriyeti Hiemaliki dâhilinde ikamet etmek hakkından ebediyen memnudurlar. Bu hanedana mensup kadınlardan mütevellit kimseler de Âli Osmani'- den addedilirler. Madde 3. — İkinci maddede mezkûr kimseler işbu kanunun ilâm tarihinden itibaren âzami on gün zarfında Türkiye Cumhuriyeti arazisini terke mecburdurlar.