TKP ve Alman Komünist Partisi Celalettin Kesim'i andı

Türkiye Komünist Partisi’nin önderlerinden Celalettin Kesim katledilişinin 39. yıldönümünde Berlin’de dostları ve yoldaşlarıyla birlikte anıldı.

Haber Merkezi

Türkiye Komünist Partisi ve Alman Komünist Partisi’nin (DKP) ortak çağrısıyla 39. yıl önce katledilen Celalettin Kesim için Berlin'de anma düzenlendi.

Kottbusser Tor’daki Celalettin Kesim Meydanı’nda bir araya gelen dostları ve yoldaşlarının meydandaki Celalettin Kesim Anıtı’na karanfil bırakılmasıyla başlayan anma, TKP Berlin Örgütü adına Murat Alp’in yaptığı selamlama konuşması ve saygı duruşuyla devam etti. 

Kapitalizmin var gücüyle yüklendiği Batı Berlin’de işçi sınıfını bölmek, komünist örgütlerin önünü kesmek için Alman ve Türkiye gizli servislerinin birlikte hareket ettiğini belirterek "Celalettin Kesim’in tetikçisi dinci faşist örgütlenme, azmettiricileri ise Türkiye ve Alman gizli servisidir" dedi.

Kesim’in anısını verdikleri sosyalizm mücadelesiyle yaşattıklarını vurgulayan Alp, sosyalizmin geçici yenilgisinin kalıcı olmayacağını, TKP’nin geçmişte olduğu gibi bugün de sosyalizm mücadelesine kararlılıkla devam ettiğini söyledi.

TKP Berlin Örgütü’nün yaptığı basın açıklamasının ardından, DKP Berlin Örgütü adına yapılan konuşmada, Alman devletinin Kesim'in katlinin karanlıkta kalmasında baş sorumlu olduğu ifade edilerek bunu aydınlatmak için mücadele ettikleri dile getirildi. Daha sonra geleneksel olarak Kesim’in anısına çorba ikramının yapıldığı salona yürüyüşe geçildi.

TKP Berlin Örgütü’nün yaptığı basın açıklamasının tam metni şöyle:

"Bir komünisti anmak, onun mücadelesini yaşatmakla mümkündür

Celalettin Kesim Yoldaşımızı Katledilişinin 39. Yıldönümünde Anıyoruz

Değerli dostlar, sevgili yoldaşlar,

Celalettin Kesim yoldaşımızın katledilişinin 39. yıldönümünde yine toplandık. Onun değerli anısı, mücadelemizin gelenekle harmanlanmış birikimi, sosyalist devrime olan sarsılmaz kararlılığımız bizi buraya toplayan asıl itkidir.

5 Ocak 1980 saldırısı aklımıza kazınmıştır. Yalnızca aklımıza da değil, mücadele birikimimize, parti tarihimize de silinmemecesine kaydedilmiştir.

Celalettin Kesim yoldaşımızın katlini asla unutmayacağız, asla unutturmayacağız!

Bir defa, öncelikle bu gerçeğin altını ısrarla çiziyoruz...

12 EYLÜL ÖNCESİ SOLU SİNDİRME OPERASYONLARI

12 Eylül faşist darbesinin ön günlerinde sola/sosyalizme karşı provokasyonların haddi hesabı yoktu. 12 Eylül faşist darbesinin iki amacından biri sermayeye toplumsal birikimden aslan payı dağıtmaktı. Diğeri ise ABD emperyalizminin Sovyetler Birliği ile en uzun sınıra sahip ileri karakolu Türkiye'nin sol bir iktidara açılmasının önünün alınmasıydı.

Bu amaçla, ülke içinde faşist provokasyonlar sahnelenirken, 24 Ocak Kararları adı verilen iktisadi program devreye sokuluyordu.

Sermaye düzeninin paramiliter gücü faşist/dinci hareketlerin varlığı ile emekçilerin sofradaki ekmeğine göz diken 'ekonomik reformlar' aynı işlevi görüyordu. Amaç, sömürü düzeninin güvenliğini sağlayıp, uluslararası planda reel sosyalizmi yok edip, yerelde Türkiye ilericiliğine darbe vurmaktı.

Nihayetinde, Parti, Celalettin Kesim yoldaşımızın uğradığı saldırının hemen öncesinde:

- Planlanan 24 Ocak iktisadi programını engelleme çağrısı,

- NATO'cu generallerin hükümete ultimatom vermelerinin protesto edilmesi ve

- Afganistan'daki ilerici iktidara karşı ABD beslemesi cihatcı çetelerin maskelerinin düşürülmesi gayretleri ile kitleler nezdinde dikkat çeken bir faaliyet yürütüyordu.

Türkiye Komünist Partisi üyesi Celalettin Kesim ve yoldaşları işte bu siyasi atmosferde hedef haline getirildi. Sermaye düzenine, uğursuz emperyalist planlara karşı olan her duyarlı insan gibi Celalettin Yoldaş da bu gerilim ortamında planlı bir saldırının hedefi olarak katledildi.

CİNAYET ALETİNİN SAPINDA MİT'İN, ALMAN İSTİHBARATININ VE CIA'İN PARMAK İZLERİ VAR

Bu cinayetin arkasında yalnızca tetikçi dinci faşistler bulunmuyor. Celalettin Yoldaş'ımıza saplanan bıçağın sapında Türkiye MİT'inin parmak izleri var. CIA ve Alman emperyalizminin sinsi çıkarlarının eldivenli izlerini tespit etmek hiç de zor olmadı. Katiller bulunmadı, bulunmak istenmedi. Davanın üzeri örtüldü. Kanıtlar yok edildi.

Celalettin Kesim cinayeti, komünist harekete karşı tam bir uluslararası komplo operasyonu olarak tarihin kara sayfalarına yazıldı.

Değerli dostlar, sevgili yoldaşlar,

Biz komünistler bu davada hayatını kaybeden yoldaşlarımızın yasını tutmuyoruz. Karalar bağlamak, umutsuzca derin üzüntüler içerisine girmek bizim tarzımız değil. Biz, bu cinayetin ve buna benzer onbinlerce cinayetin hesabını burjuvaziden ve onun barbar düzeninden sorma kararlılığı içinde hareket ediyoruz.

SOL/SOSYALİZME KARŞI İŞLENEN VE İŞLENECEK OLAN CİNAYETLERİN 'AYDINLATILMASI' DEMEK, BU DÜZENLE HESAPLAŞMAK DEMEKTİR

Kapitalist/emperyalist düzen varlığını koruduğu sürece hiçbir siyasi cinayet aydınlatılamayacaktır. Sermaye düzeni böyle bir 'aydınlatma'ya engel olacağı gibi, bizzat bu düzenin kendisi sola/sosyalizme karşı işlenen/işlenecek olan siyasi cinayetlerin de kaynağıdır.

Sosyalizme karşı işlenen suçların aydınlatılması demek, bu düzenle hesaplaşmak demektir.

Değerli dostlar, sevgili yoldaşlar,

Birkaç gün önce Türkiye basınında bu cinayeti de ilgilendiren önemli bir hakikat ortaya çıktı. Biz biliyorduk, ancak belgelenmiş oldu.

CELALETTİN YOLDAŞ, MEHMET ŞEVKİ EYGİ'NİN DENETLEDİĞİ 'CEMAAT' TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ

Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, 10 Aralık 2018'de kendisiyle yapılan bir röportajda Mehmet Şevki Eygi ve Fethullah Gülen'in kendi elemanları olduğunu söyledi.

Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, bakın bu iki Özel Harp Dairesi elemanı için ne diyor: 'Fethullah Gülen, Mehmet Şevki Eygi gibi isimler 1959'da Özel Harp Dairesi içerisinde görevlendirildi. Görevleri, 'Yeşil Kuşak' projesi çerçevesinde komünizmle mücadele faaliyetleriydi.'

Celalettin Kesim yoldaşımıza saplanan bıçak, Kottbusser Tor'daki Mevlana Camii'nden çıkan cihatçı faşistler tarafından kullanıldı. Bu camii, Mehmet Şevki Eygi'nin sevk ve idaresi altında tutulan bir 'cemaat'ti. Eygi, bu paramiliter yapılanmanın ideolojik babası olduğu gibi, siyasi-örgütsel yöneticisi olarak da işlevlendi.

Aynı Mehmet Şevki Eygi'nin 16 Şubat 1969'daki 'Kanlı Pazar' saldırısında da hatırı sayılır rol üstlendiği biliniyor. Amerikan donanmasına ait askerlerin Türkiye sahillerinden denize atılması eylemlerine karşı Mehmet Şevki Eygi ve parçası olduğu kurum, ilerici/bağımsızlıkçı gençlerin üzerine eli satırlı yobazları sürerek adından söz ettirmişti.

Celalettin yoldaşımıza saldıran güruh, Mehmet Şevki Eygi'nin elemanı olduğu, Alman istihbaratının lojistik/hukuki destek verdiği bir provokasyon ile mobilize edildi. Ellerinde yine satırlar, cinayet işlemeye hazır bıçaklar vardı.

Düşman ortaktır: Sermayedir, sermaye düzenidir. Onun tetikçileri dinci/faşist yapılardır.

Celalettin Yoldaş, rahat uyu. Bu harami düzenini yıkacak, senin hayatına kıyanlardan hesap soracak, senin uğruna tutkuyla bağlandığın sosyalizmi kesin olarak kuracağız!

Yaşasın Emekçilerin Enternasyonalist Dayanışması!

Yaşasın Türkiye Komünist Partisi!

Türkiye Komünist Partisi Berlin Örgütü

5 Ocak 2019"