THY pilotu isyan etti: Yahu ayakta duracak halim yok, ölüyorum bayılıyorum uykudan

Türk Hava Yolları’nda pilot olarak görev yapan bir isim, çalışma koşullarına isyan eden bir mektup yayımlandı.

THY'de pilot olarak görev yapan bir isim çalışma koşullarına ilişkin bir mektup kaleme aldı ve isyan etti.

Airlinehaber sitesinin genel yayın yönetmeni Sefa İnan’a, Türk Hava Yolları’nda pilot olduğunu belirten ismin gönderdiği mektup şöyle:

"Sefa Bey, Birkaç yıldır THY da uçuyorum. İlk başlarda durum idare ederdi. Fakat işler 2017 başında değişiverdi. Hayatımız adeta cehenneme döndü.

FTL diye bir şeyi uygulamaya aldılar. Neymiş efendim Avrupa’da bu uygulanıyormuş. Bunlar kimi kandırıyor? Bir defa FTL dedikleri şeyi Avrupa’da uyguladığında başka bir şey ortaya çıkıyor, Türkiye’de uyguladığında ise inanılmaz bir başka şey. Avrupa’da da meydanlar gece kapatılıyor. Adamların birkaç ER (uzun menzil) uçuşu dışında gece uçan uçağı ve pilotu yok. Biz ise hemen hemen her gece uçuyoruz. Daha doğrusu uçuşlarımızın çoğu gece uçuşu.

FTL denen şeyi Türkiye’de uygulamaya başladıklarından beri ne sağlığımız kaldı, ne sosyal hayatımız, ne uykumuz, ne de istirahatimiz.

Hadi bizi geçtik, insanların hayatını tehlikeye atıyorlar. Can taşıyoruz Sefa Bey. Şakası yok bunun. Robot gibi uçuyoruz. Yorgunuz. Uykusuzuz. Şirket bizi bir makina gibi görüyor. İtiraz ediyoruz ekip planlama veya tahsis her neyse bize diyor ki limitleriniz tutuyor kaptanım.

Yahu ayakta duracak halim yok. Ölüyorum bayılıyorum uykudan. Yok, görev limit içi diyor.

Yahu bu limitleri kim belirledi, neye göre belirledi? Nasıl bir kriter ile belirledi. Kâğıt üstünde tutsa da insani değil bu limitler. Bu limitler sadece şirketin kazancını düşünen, personeli öldürmeye yönelik limitler.

Feryadımızı duyacak kimse de yok. Sendikamız Hava-İş idi. Bir de baktık ki başına biri gelmiş, içini kamyoncu doldurmuş, şirket ile kanka olmuş, tüm haklarımız peşkeş çekiliyor. Tüm istirahat hak ve menfaatlerimizi şirkete teslim ettiler.

Biraz kibarlaştıralım kim yapıyor bunu kadı, kime şikayet edeceksin, kadıya…. Durum aynen böyle oldu.

Anayasal hakkımızı kullanıp başka bir sendikaya geçiyoruz, şirket işten atmakla tehdit ediyor. Yahu sen şirketsin sen niye bir sendikayı tutup diğerini atıyorsun. Sana ne sendikadan? Senin karşına kim yetki belgesini alıp çıkarsa sen onunla masaya oturursun TİS imzalarsın. Ama yoook. Sanırım, Hava-İş’ten istedikleri her şeyi aldıkları için Hava-İş ile devam etmekte ısrar ediyorlar.

Peki, sonuç: Adeta kazaya davetiye çıkarıyoruz Sefa Bey. Durum ciddi. Önlem alınması gerek. Hem de acilen. Bakın şimdiye kadar havada 3 kaptan yorgunluktan bayıldı. Kaptan bayılınca olay oluyor. Ya ikinci pilotlar? Bayılmıyorlar ama neden biliyor musunuz? Çünkü öyle yorgunlar ki kaptan bakıyor ki yorgun ikinci pilotunu uçuşta uzun uzun uyutuyor dinlendiriyor kendi tek başına uçuyor. O yüzden bayılan ikinci pilot vakası yok. Ya kaptan ne yapacak? Uzun süre uçağı bırakıp uyuyamıyor direniyor ve sonunda bayılıyor geçmiş olsun.

Şirket çift boş veriyor, arkasına gece 00:01 de görev açıp uçuşa yolluyor. Nasıl yapacak bu uçuşu? Mecburen ikinci günün gündüzü uyuyacak. Hayır, onu da uyutmuyor. IVR diye bir şey icat ettiler. Tebliğ yapacağım diye o ikinci günün gündüz uykusunu 20 defa bölerek otomatik arama yapıyor uyutmuyor. Artık ne boş günümüzü dinliyorlar, ne istirahat saatimizi.

Geçen yıl kaç kaptan kalp krizi geçirdi, kaç kaptan kanser oldu? Bir araştırın vicdanınız erir.

Telefona çıkamadın mı? Uyuyor muydun, duşta mıydın? Anında para kesintisi uygulanıyor. Maaşından öyle rakamlar kesiliyor ki inanamazsınız.

Ekip planlama veya tahsis aradığında köpek muamelesi yaparcasına konuşuyor. Ve her tebliğ kavgaya dönüşüyor.

İnsanlara Ekim ayına, Nisan ayına yaz izni veriliyor. Zaten izni zehir ediyor. İznin başlangıcından önceki gün görevin saat 23:55 te bitiyor. Eve varıyorsun saat oluyor gece 02:00… İznin birinci günü gidiyor. İznin son günü gece yarısı da 00:01 e mesai açıp görev veriyor. Al bakalım son gün de gitti mi? Kafadan her iznin 2 gününü çalıyorlar.

Sefa Bey inanır mısınız öyle yorgun uçuyoruz ki, bazı uçuşlarda son yaklaşmada iniş takımını koyuyoruz, kaptan ona rağmen uyanamıyor. Adam bitmiş gözünü açamıyor.

Bu şirketi yönetenlere birilerinin dur demesi lazım.

SHGM kime çalışıyor? Kimin Ofisi bu SHGM ne işe yarar?

Sizden ricam bu feryadımı yayınlayın Sefa Bey.

Çok teşekkürler.