'Suriye'de uçuşa yasak şehir inşa edelim'

Şili'de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mülteci dramları insanlık trajedisinin en acı sembolleridir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında sığınmacı krizine dair konuşmasında 90 bin mültecinin boğularak yaşamını yitirdiğini belirtirken "Mülteci dramları insanlık trajedisinin en acı sembolleridir" ifadelerini kullandı.

İki ülke arasındaki ilişkilerin 90. yıl dönümü münasebetiyle bir süre önce Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz'u Türkiye'de ağırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekten bizim de dünya genelindeki tüm büyükelçilerimizi topladığımız bu buluşmada kendilerinin de semineri çok faydalı oldu. Bakan Munoz son dönemlerin en önemli meselelerinden biri olan kriz yönetiminde insani çözümler konusunda büyükelçilerimize çok değerli bir sunum yaptı" dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile mevkidaşı Munoz'un iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi belge ve fotoğraflarını içeren "Türkiye-Şili 90 Yıllık Dostluk" temalı bir sergiyi de açtıklarını dile getiren Erdoğan, bu sergiyi Santiago'da yeniden düzenlediklerini bildirdi.

Baş başa ve heyetlerarası görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm yönleriyle ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde ilişkilerimizi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimizin değerlendirmesini yaptık. Ayrıca halihazırda dünya gündemini meşgul eden bölgesel ve uluslararası konuları da değerlendirme fırsatını bulduk" dedi.

'ŞİLİ LATİN AMERİKA VE KARAYİPLER'E AÇILAN STRATEJİMİZDEKİ KİLİT ÜLKE'

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile AGCID arasında imzalanan mutabakat zaptı ile kalkınma alanında işbirliğinin tesis edilmesi konusunda önemli bir adım attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada üç tane anlaşma ve sözleşme imzalandı. Bunlar da Türkiye-Şili ilişkilerini geleceğe taşıma noktasında önemli adımlar" diye konuştu. Şili'nin Türkiye'nin Latin Amerika ve Karayipler'e açılan stratejisindeki kilit ülkelerden biri olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü "Açılım stratejimiz son on yıllık dönemde büyük bir ivme kazanmıştır. Stratejimizin çerçevesini, bölge ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin en üst düzeye çıkarılması ve bölgesel örgütlerle kurumsal ilişkiler tesis edilmesi oluşturuyor. Her iki alanda da son dönemde önemli ilerlemeler kaydettik. Birkaç örnek vermek gerekirse bölgedeki diplomatik temsilcilik sayımız iki katından daha fazla artmış, bölgeyle ticaret hacmimiz ise 9 kat yükselmiştir. Bölgesel örgütlerin bir çoğuyla gözlemci üyelik, işbirliği ve siyasi danışma mekanizmaları oluşturmak suretiyle kurumsal ilişkiler tesis edilmiştir. Son olarak ziyaretimiz vesilesiyle Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu'na üyelik başvurusunda bulunduk. Bu adımların gelecek yıllarda daha da artacağına inanıyorum.”

'AYRIM GÖZETMEKSİZİN SIĞINMACILAR İÇİN 9 MİLYAR DOLAR HARCADIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Türkiye'nin içinde yer aldığı bölge olmak üzere dünyanın birçok yerinde büyük insani krizlerin yaşandığını anımsatarak, "Türkiye, Suriye ve Irak'taki çatışmaların neden olduğu mülteci krizini en yakından ve ilk elden hisseden ülkedir. Hemen her gün gazetelere, televizyonlara yansıyan mülteci dramları, sahile vuran masum çocuk bedenleri yaşanan bu insanlık trajedisinin en acı sembolleridir. Bu manzara karşısında ülkemiz 2,5 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya hiçbir ayrım gözetmeksizin ırkına, dinine, diline, mezhebine bakmadan sahip çıkmaktadır ve şu ana kadar yapmış olduğumuz harcama ise 9 milyar doları aşmış vaziyettedir" diye konuştu.

'SURİYE TOPRAKLARININ KUZEYİNDE BİR ŞEHİR KURALIM'

Erdoğan Suriye'ye dair “Keşke gücümüz yetse de bütün kampları konteyner kamp haline dönüştürsek, ama bunu yapmanın ötesinde ben sayın Obama’ya da sayın Putinle de, diğer AB üyesi ülkelerin liderleriyle G-20 de tek tek konuştum ve kendilerine tek tek şunu teklif ettim: Suriye topraklarının kuzeyinde bir şehir kuralım. Biz inşaatta mahir bir ülkeyiz. Bir donörler oluşsun verilecek destekle oralarda konutlar inşa etmek istiyoruz. Gerek Suriye’den çıkacak olan mültecilere gerekse Türkiye’deki mültecilere biz oralarda konutlar yapalım. Bunun için iki şey çok önemli terörden arındırılmış bölge, ki bu bölge var. Ama bir de uçuşa yasak bölge ilan etmemiz gerekir ki bu insanlar korku içinde olmasın, yaşamasınlar. Ne yapacağımızı sordular okullarını yapacağız, hastanelerini yapacağız. Örneğin 500 metre karelik her birine birer yer, bunun için de 100-150 metre karelik konutlar yapmak suretiyle onları oraya taşıyalım çok güzel dediler ama hala cevap bekliyoruz” dedi.