‘Sol, Ortadoğu’daki piyasacı ve dinselleşmeci müzakere masalarını elinin tersiyle itmeli’

Barış Derneği İzmir Şubesi’nce düzenlenen “Ortadoğu’da masalar kurulup devrilirken sol ne yapmalı?” konulu panelde konuşan Erman Çete, “Kurulan müzakere masaları halkların eşitlik ve özgürlük özlemlerine yanıt vermekten uzak” derken, Hüseyin Aygün ise “AKP, bölge politikalarını sünni hükümet dayanışması üzerinden belirliyor” diye konuştu.

soL-İzmir

Barış Derneği İzmir Şubesi'nin "Ortadoğu'da masalar kurulup devrilirken sol ne yapmalı?" konulu paneli İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını İzmir Şube Başkanı Burhan Aksakal'ın yaptığı panelde, moderatörlüğü Barış Derneği Genel Başkanı Zuhal Okuyan üstlendi. soL Haber Portalı Dış Haberler Editörü ve Boyun Eğme Dergisi Yazarı Erman Çete ile CHP eski Milletvekili Hüseyin Aygün ise panelin konuşmacıları oldu.

ÇETE: SOL, ORTADOĞU’DAKİ MÜZAKERE MASALARINI ELİNİ TERSİYLE İTMELİDİR

Ortadoğu’daki güncel durumu özetleyerek konuşmasına başlayan Erman Çete, şunları söyledi:

Ortadoğu'nun güncel durumuna baktığımızda, birbirinin içine geçmiş "müzakere masaları" görüyoruz. Birbirleriyle ilişkili olsalar ve birbirlerini çift yönlü belirleseler de, müzakere masalarının en "büyüğü" ABD-NATO kampı ile Rusya arasında kurulmuş durumda. Bu müzakere masası, bölgesel aktörler arasındaki masaları, yanı sıra ulusal çaptaki (Baas-PYD, AKP-PKK gibi) masaları da belirliyor. Ancak Suriye'ye ve Ortadoğu'nun bütününe, "Arap baharı" sürecinin 5. yılı bitmişken baktığımızda, müzakere masalarının bölgedeki arızaları tamir etme, tarihsel "hataları" düzeltme ya da bölge halklarının eşitlik ve özgürlük özlemlerine yanıt vermekten çok uzak olduğunu, hatta yeni sorunları denklemlere eklediğini belirtmek gerekiyor. Bu tabloda, dinselleşme ve piyasalaşmanın sürekliliği, emekçi sınıfların üzerine bir kâbus gibi çöküyor. Sol, bu müzakere masalarını elinin tersiyle itmeli, sosyalizmin ve işçi sınıfı bu denklemi düzen içi muhalefetiyle birlikte bozmalıdır.

AYGÜN: AKP’NİN POLİTİKASI SÜNNİ HÜKÜMET DAYANIŞMASIDIR

Hüseyin Aygün ise beş yıldır AKP’nin “sünni hükümet dayanışması” üzerinden politikalarını belirlediğini ifade ederek şöyle konuştu:

Daha bugün İncirlik’e 20 Suudi Arabistan uçağının indiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Büyük bir ihtimalle bu uçakların pilotları bile Amerikalıdır. ABD’den habersiz böyle bir inisiyatif kullanamazlar. Ortadoğu oyunu içinde beş yıldır AKP’nin yapmaya çalıştığı da sünni hükümetler dayanışması yaratmaktır. Meclis’te vekiller Suriye’ye dair konuşma yapacakları zaman AKP’li vekiller tarafından Esatçı, Baasçı, diktatörlük yanlısı gibi ideolojik bombardımanlara tutuluyorlardı. Bu suçlamalar artık tarihe karıştı diyebiliriz. Hatay’daki arkadaşlarımız ‘Suriye düşmez, direnir’ dediklerinde inanmıyordum, hatta sınırın öte tarafındaki akrabalarından dolayı objektif değerlendiremediklerini düşünüyordum. Ancak Suriye halkı emperyalizme karşı direndi. Beklentilerimin çok üstünde bir direniş gösterdiler.

OKUYAN: ÖSO'YU BİLE 'DEVRİMCİ' OLARAK LANSE EDEN AKADEMİSYENLERİ UNUTMAMAK GEREK!

Panelin moderatörü Zuhal Okuyan da, Suriye’de ilk başlarda Özgür Suriye Ordusu’nu bile “devrimci” olarak lanse eden akademisyenlerin bulunduğunu hatırlatarak, bu algı yönetimini üstlenenleri unutmamak gerektiğini kaydetti. Okuyan, “Batı basının yazdıklarını, sorumsuzca, olduğu gibi kabul ettiler bu akademisyenler. Kendi coğrafyalarındaki olayları hiç sorgulamadan kabul ettiler ve kamuoyunun aklını karıştırdılar” dedi.

Okuyan konuşmasını, “Antiemperyalist ve antikapitalist bir barış sürecinde yine birlikte olmak üzere” dileğiyle tamamladı.