soL, Kobanê’de: Yıkımın ardından...

Kobanê, IŞİD’le yaşadığı yoğun çatışmaların ardından yaralarını sarmaya çalışıyor. Kobanê’ye giden soL editörü Selin Asker, izlenimlerini paylaştı.

Selin Asker

Kobanê, Irak-Şam İslam Devleti’yle (IŞİD) yaşadığı uzun soluklu çatışmaların ardından yeniden hayat bulmaya çalışıyor. Ancak kentteki yıkımın ağırlığı, bir yaşam örebilmenin epey zaman alacağını gösteriyor.

soL, IŞİD’in süpürülmesi sonrası geride kalan tahribatı gözlemlemek, ihtiyaçları tespit etmek, bölgedeki gelişmeleri değerlendirmek için Komünist Parti heyetiyle birlikte Urfa Suruç’tan Kobanê’ye doğru yola çıktı. Mürşitpınar Sınır Kapısı’na yaklaşırken kentin tarumarlığı belirgin. Kapıya geldiğimizde ise yarısı yıkılmış bir binanın Türkiye’ye bakan cephesine asılan devasa YPG bayrağı karşılıyor bizi.

Gümrük noktasında kontroller, sorulan gerekçeler, haberleşmeler, bekletmeler ve Kobanê... Başbakan Yardımcısı Halid Berkel ve beraberindeki heyet karşılıyor bizi. Kısa bir selamlaşma ve sohbetin ardından sokakları arşınlamaya başlıyoruz. İlk intibamız, “hayalet kent” tanımı yapmanın mübalağa sayılamayacağı...

Kendi halinde bir kent Kobanê. Binaların dizilişindeki uyuma bakıldığında bile düzenli bir yerleşime sahip olduğu anlaşılıyor, savaştan önce...  Ancak kentin şu an sahip olduğu, pencerelerinden eşyalar sarkan moloz yığınları, ters dönmüş arabalar, patlamamış havan mermileri, toplanamamış ceset parçaları, ölüm kokan sokaklar, evlerini, dükkanlarını işler hale getirmeye çalışan halk...

YIKIM...
Kentin alt-üst yapısı tamamen çökmüş durumda. Bir kentte yaşamı sürdürmek için gerekli olacak hiçbir şey mevcut değil. Ne elektrik, su, kanalizasyon, ne hastane, okul. Tek mevcut olan, köşe başlarında çömelip başını ellerinin arasına alan amcalar, çamur dolu sokaklarında gezinen çocuklar ve kadınlar, silahlarını sırtlayan gerillalar, tek tük görülen peşmergeler ve kol gezen jeneratörler.

Jeneratör, direniş kadar hayati bir eşikte. Elektrik sorununun çözümü için ilk elden devasa jeneratörlerle elde edilecek bir trafoyla elektrik üretiminin yeniden sağlanabileceğinden bahsediliyor. 

IŞİD saldırmadan önce köylerle birlikte 200 bin nüfusa sahip olan kentte şu an dönen insan sayısının 3 bin olduğunu söylemek mümkün. Kentin çocukları ya patlamamış havan mermileri arasında koşturuyor ya da gelen yardım çuvallarını taşıyor. Çocuklara eğitim ise yalnızca bir evde kısıtlı sayıdaki öğretmenle verilebiliyor.

AŞİTİ MEYDANI
Sınıra yakın bölgede devasa bir çukur ve etrafında ters dönen arabalar dikkatimizi çekiyor. IŞİD’in Türkiye’nin sınır hattını takip ederek bombalı araç patlatması sonucu oluştuğunu öğreniyoruz.

Biraz ötede ise Aşiti Meydanı ve etrafına düşen patlamamış havan mermileri. Sokak başları delik deşik olmuş olan variller ve arabalarla yapılmış barikatlarla kapalı.

HÜKÜMET BİNASI
Botan mahallesinde bulunan hükümet binasına vardığımızda kurşun izleri çarpıyor gözümüze. Binanın her katında mermi kovanları, duvarlarda açılmış delikler. IŞİD, saldırılarını en şiddetlendirdiği dönemde ancak binanın girişine dek gelebiliyor, gerisi malum. Binanın toplantı odasında kurşunlanmış bir televizyon bulunuyor, çatı katısı ise Miştenur Tepesi’ne bakıyor. Kobanê’yi kuşbakışı görebilen yegane tepe olması açısından stratejik önemi olan Miştenur’dan aralıksız ateş açılıyor günlerce. Bu nedenle en ciddi çatışmalar hükümet binası çevresinde yaşanıyor. Çatışma sonlansa da her şey olduğu gibi bırakılmış. Yorganlar, sayısız mermi kovanları, teçhizatlar, çatışmanın izleri her yerinde görülebiliyor.

Hükümet binasında Kobanê Başbakanı Enver Müslim’le buluşuyoruz. Güncel gelişmeleri içeren bir sohbetin yanı sıra aralarında Başbakan Yardımcısı, bakanlıklar, mühendislerin de bulunduğu heyete birçok başlıktaki görüşlerini soruyoruz.

Türkiye’de eğitilecek muhaliflerden, ABD ve Barzani’yle sürdürülen ilişkilere, Kobanê’nin geleceğine ilişkin öngörülerinden diğer cihatçı örgütlerle temaslarına, Şam yönetimine ilişkin tutumları ve Süleyman Şah Türbesi operasyonu... Çarpıcı bilgiler alıyoruz.

Hiçbiri savaş boyunca Kobanê’den ayrılmamış, üzerlerinde savaşın yorgunluğu hissediliyor. Karşılıklı samimi bir sohbet olduğu konusunda hemfikir olarak binadan ayrılıyoruz.

Fotoğraflar: Selin Asker

YARIN: YPG’LİLERLE GÖRÜŞME, KOBANÊ HASTANESİ, BAQİ XIDO KÜLTÜR MERKEZİ, AZADİ MEYDANI, SURUÇ KAMPI