Seçmen polis yığınağının önünde hiçbir engel yok

Özellikle 2010 referandumuyla birlikte polislerin 'görev kağıdı' ile mükerrer oy kullanma vakaları çokça yaşanmış ve tartışma konusu olmuştu. 31 Mart seçimlerinde polislerden oluşan taşıma seçmen kıtalarıyla özellikle doğu illerinde seçim sonuçlarına müdahale edilmesiyle konu yeni bir boyuta taşındı. Şimdi 23 Haziran'da yapılacak seçimlerde AKP, İstanbul dışından binlerce polisi…

soL - Haber Merkezi

31 Mart seçimlerinde özellikle doğudaki birçok noktada polis yığınağı yapan AKP, Şırnak gibi illerde seçimleri tartışmalı şekilde kazanmıştı.

HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, seçimlerin ardından yaptığı açıklamada, seçmen listelerinin askıya çıktığı Ocak ayından beri binlerce asker ve polisin kente taşındığını belirterek “Bu süreçte haklı itirazlarımız reddedildi. Bugün hukuka, demokrasiye aykırı bir sonuç çıkabilir. Yaşananlar kayyumun farklı bir versiyonudur ve Şırnak’a darbedir” demişti.

Şimdi İstanbul seçimi öncesi benzer bir tartışma gündemde.

'POLİS YIĞINAĞININ ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL BULUNMUYOR'

Konuya ilişkin soL'a konuşan TKP yöneticisi hukukçu Ali Rıza Aydın, "İstanbul seçimlerinde, seçim güvenliği bahanesiyle olağan seçimlerden daha fazla güvenlik görevlisi yığılması ihtimali doğabilir. İktidar kanadının böyle bir yönelimi olabilir. Daha fazla polis görevlendirmesi yapacaklardır. Ve görevlendirmesi yapılan bu polisler bulundukları bölgede 'görev kağıdıyla' oy kullanacaklardır. Güvenlik görevlisi yığma konusunda tek yetki iktidarın yani AKP'nin elinde. Vali de talep edebilir, İçişleri Bakanı da talep edebilir, 'güvenlik sorunu var' diye örnek veriyorum '30 bin polis daha talep ediyorum' dediğinde şu anda hiçbir engel bulunmuyor önlerinde..." dedi.

Bunun kontrolü için hiçbir düzenek olmadığını, önceki seçimde oy kullanan polis sayısının bilinmediğini aktaran Aydın, "İl dışından gelen polisi bilmiyoruz, bir önceki seçimde kaç tane vardı, bu seçimde kaç olacak? Bunun denetlenme şansı da yok. Öte yandan önceki seçimlerde bütün polislerin AKP için oy verip vermediğini bilmiyoruz, şimdi bir de tehdit altında olacak bu polisler, sayıyı bilecek, nerede oy kullanacağını bilecekler" diye konuştu.

Aydın, polislerin görev kağıdıyla mükerrer oy kullanmasına da geçtiğimiz seçimlerde sıkça rastlandığını hatırlatırken, bu konunun da seçim sürecindeki bir diğer tehlike olduğuna dikkat çekti.

Aydın böyle bir tehlikenin olmadığı, yasal düzenlemenin buna cevaz vermediği konusundaki görüşlereyse şöyle yanıt verdi: Burada görevlendirilmiş polislerin İstanbul dışında ikamet ettikleri halde, İstanbul'da oy kullanmalarına cevaz veren bir yasal düzenleme yok. Yani Konya'da ikamet eden bir polis İstanbul'da görevlendirildiğinde burada oy da kullanırsa suç işlemiş olur. Sorun şu ki, kullanılan belgeler, iletişim sistemleri, bilgilendirmeler düşünüldüğünde bu suçun işlenmesini önleyecek bir denetleme mekanizması yok! Görevli polis, kendisine verilen görev kağıdını göstererek oyunu kullanmak isteyebilir. Sandıklarda burada bir kanundışılık olup olmadığını denetlemeyi sağlayacak bir düzenek yok. Elbette yurttaşların yapabileceği şeyler var. Örneğin görev kağıdını göstererek oy kullanmaya çalışan bir polis görevlisinden ikametini göstermesi istenebilir. Tekrarlayayım, bu yasal prosedür değil. Yani uygulamada, sandık kurulundan "görev kağıdını gösteren görevliden ikamet belgesini göstermesi talep edilir" diye bir şey yok. Bir de bu şekilde oy kullanan görevlilerin isimleri alınarak daha sonra kontrol edilebilir. Bu da istismar için caydırıcı olacaktır. Sonuçta o sandıkta bu şekilde oy kullanabilse bile sözkonusu görevli, eğer ikameti başka bir kentteyse suç işlemiş olacaktır.

Aydın, "Eğer gerçekten kaçınılmaz bir görevlendirme söz konusuysa, bu polislere verilen görevlendirme kağıdına mutlaka 23 Haziran'da oy kullanamaz notu düşülmelidir. Bu bile kontrol edilebilir değildir ama hiç olmazsa sandık başındaki görevli ve müşahitlere denetim olanağı sağlar" diye konuştu.

SANDIK TUTANAKLARINDA VAR, BİRLEŞTİRME TUTANAKLARINDA YOK

YSK'nın sonuçlar kesinleşmeden önce partilerle, kesinleşmenin ardından tüm kamuoyuyla paylaştığı bilgi ve belgelerin bu konuda nasıl bir açıklık sağladığı konusundaysa TKP'nin seçim sonuçlarını inceleyen yetkilileri sorumuz üzerine şu yazılı bilgiyi verdiler:

"Sandık sonuç tutanaklarında seçmen sayıları hakkında detaylı bilgi sandık kurulu tarafından kayda geçirilmektedir. Burada sandıkta kayıtlı seçmenlerin sayısı, oy kullanan seçmenlerin sayısı, partilere ve bağımsız adaylara dağılımı gibi bilgiler yer alırken, belirttiğiniz türde dışardan oylar "Sandık ve Seyyar Sandık Seçmen Listesinde Kayıtlı Olmayan Ancak Kanun Gereği Oy Kullanan Seçmen Sayısı" başlığı altında kaydedilmektedir.

Dolayısıyla her bir sandık için, görev kağıdı ya da benzeri belgelerle sandık listesi dışından oy kullanmış olan kişilerin sayısını tespit etmek mümkündür. Bunun için YSK'nın şu anda partilerle, sonuçların kesinleşmesinden sonra da tüm isteyenlerle paylaştığı "Seçmen Sandık Tutanağı" fotoğraflarını taramak yeterlidir.

Öte yandan, dikkat çekici bir nokta şudur ki, andığımız bilginin topluca bir sayısal veri olarak elde edilmesi için İstanbul'da belki onbinlerce sandığın tutanak görselleri tek tek incelenmek zorundadır. Çünkü İlçe Seçim Kurulları'nda sandıkla ilgili diğer bilgiler  "Birleştirme Tutanakları"na geçirilirken bu bilgi geçirilmemektedir. Yani sandıklarda tek tek ayrı bir kalem olarak ulaşılabilen "listeye kayıtlı olmadan oy kullanan kişi" sayısı bilgisi ilçe giderek il bazında oluşturulmamaktadır.

Geriye kalan tek yol, sayım sonrasında tüm tutanakların gözle incelenerek bu sayıların tespit edilmesi olur. Burada da elde sadece hakkında tahmin yürütülecek bir sayı kalacaktır. Örneğin seçim sonuçları açıklandığında '10 Milyon İstanbullu seçmenin yanısıra 50.000 liste dışı seçmen oy kullandı' diyebilirsiniz. Tabii bunu söylediğiniz sırada çoktan birileri 'Teşekkürler İstanbul!' pankartlarını asmaya başlamış olabilecektir."