Sarıyer'de 20 yaşındaki Yılmaz Öztürk polis tarafından öldürüldü

Sarıyer Armutlu'daki Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezi yakınlarında 20 yaşındaki Yılmaz Öztürk polis tarafından vurularak öldürüldü. Halkın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada "Yılmaz Öztürk, yolda yürürken akrep olarak tabir edilen araçtan üzerine ışık tutulup, sonra tek kurşunla vurulmuştur" denildi.

Haber Merkezi

Sarıyer'de bulunan Fatih Sultan Mehmet Polis Merkezi yakınlarında bir genç vurularak öldürüldü. Anadolu Ajansı polis merkezine el yapımı patlayıcı atıldığını ileri sürerken olay sırasında vurulan Yılmaz Öztürk'ün çatışmada vurulduğunu ileri sürdü.

AA'nın haberine tepki gösteren Yılmaz Öztürk’ün ailesi “Daha önce Dilek Doğan’ın başına gelen benim oğlumun başına da geldi. Her ikisi de masumdur" açıklamasında bulundu.

Öztürk’ün cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndan alındı. 

KARAKOLA YÖNELİK BİR EYLEM OLMADI

Halkın Hukuk Bürosu tarafında konuya ilişkin yapılan açıklamada olaya ilişkin bilgiler verildi. "Ortada basına yansıtıldığı gibi, o gün ve saatte  karakola yönelik bir eylem olmamıştır. Karakolun yakınlarında oturanların verdiği bilgi bu şekildedir" denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Yılmaz Öztürk, yolda yürürken akrep olarak tabir edilen araçtan üzerine ışık tutulup, sonra tek kurşunla vurulmuştur.  Yılmaz ÖZTÜRK  , devrimcilik yapan, aktif olarak eylemlere katılan biri değildir ve tam da bu nedenle hedef olarak seçilmiştir. Halkı korkutup sindirmek, hak  talep edemez hale getirmek amaçlanmıştır.

Yılmaz, devrimci olsa, silahlı bir eylem yapma şüphesi altında olsa bile bu katledilmesini haklı ve meşru göstermez.  Polisin görevi katletmek değildir, polis halkın verdiği vergilerden ödenen maaşla görev yapar, yasalarla kanunla bağlıdır, bağlı olmak zorundadır.  Bağlı oldukları yasalar faşist, halka karşı yapılan yasalar olduğu halde, polis bu yasalara bile uymamaktadır.

Yılmaz’ın iddia edildiği gibi bir eylem içinde olması, mutlaka ispatı gerektiren bir durumdur.  Polis, Yılmaz’ın karakola yönelik eylem yaptığı iddiasında ise , Mobese kayıtlarını, karakol kamera kayıtlarını ve bu kayıtların Yılmaz ile bağını kurmalı ve açıklamalıdır.

Basına bu şekliyle polis tarafından servis edilen bilgiler,  devletin yaptığı katliamı meşrulaştırmak ve başka  katliamların önünü açmaya hizmet eder.

'700 METRE VAR'

Öztürk ailesinin avukatı Cemal Yücel, “Bu çocuğun hiçbir şekilde militan bir özelliği yoktur. Bu konularda karakola bomba atacak birisi değildir. Bu bilgiler tamamen yanlıştır. Kamuoyu polis tarafından yanlış yönlendirilmektedir. Karakol ile çocuğun öldürüldüğü yer arasında 600-700 metre var. Karakola saldırı olsaydı bu çocuk 700 metre mesafede öldürülmezdi. Daha yakınında bu olay olması gerekirdi.” diye konuştu.

Evrensel'de yer alan habere göre; Sarıyer’de evlerindeki arama sırasında polis tarafından öldürülen Dilek Doğan’ı hatırlatan baba Hüseyin Öztürk, “Daha önce Dilek Doğan’ın başına gelen benim oğlumun başına da geldi. Her ikisi de masumdur. Onların bahsettiği gibi herhangi bir örgütle ilişkileri olmadığı gibi işine giden gelen bir çocuktu. Maalesef zor konuşuyorum ama ben artık bu şehirde, bu ülkede yaşamaktan korkmaya başladım. Ama elimden geldiği kadarıyla ömrüm var olduğu sürece, zaten yaşamanın da bir anlamı kalmadı benim için, o karakolda o çocuğa kurşun sıkan polisi kendim bulacağım” dedi.