Prof. Dr. Rennan Pekünlü başvurusunu AİHM kabul etti

Türbanlı öğrencilerine AYM, AİHM ve Danıştay kararlarını hatırlattığı gerekçesiyle 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılan, dört buçuk ay kaldığı cezaevi’nden tahliye olan Prof. Dr. Rennan Pekünlü'nün adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle avukatı Murat Fatih Ülkü aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yaptığı başvuru, kabul edildi.

DHA

Türbanlı öğrencilerine Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve AİHM kararlarını hatırlattığı için bir türbanlı öğrencinin şikâyeti üzerine “eğitim özgürlüğünü ihlal” gerekçesiyle yargılanan, 2 yıl 1 ay hapsi cezası alan ve 4 ay 16 gün Foça Cezaevi’nde yatan Prof. Dr. Rennan Pekünlü, cezaevine girmeden önce avukatı Murat Fatih Ülkü aracılığıyla, önce "Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurmuştu. AYM, 23 Ocak 2014 tarihli kararında, "Adil yargılanma hakkı", "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkelerinin ihlal edildiği gerekçesiyle yapılan başvuruyu "Açıkça dayanaktan yoksun" gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine avukat Ülkü, "Anayasa'yı uygulamak istediği için hapse mahkum edildiğini" belirttiği Pekünlü, "adil yargılanmadığı" gerekçesiyle bu kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.

Avukat Murat Fatih Ülkü, AİHM'e yaptıkları başvurunun kabul edildiğini belirtti. Ülkü, mahkemenin Türk Hükümeti'nden savunma (yazılı görüş) istediğini belirtti. 

AİHM'e yaptıkları başvurunun kabul edilmesiyle ilgili konuşan Avukat Murat Fatih Ülkü şu değerlendirmeyi yaptı:

"Halen yürürlükte olan Anayasa Mahkemesi'nin 3 kararına göre, türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmesi, buna izin veren düzenlemeler ve uygulamalar Anayasa'ya aykırı. Hukuksal gerçek bu. Prof. Esat Rennan Pekünlü, Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak istedi, türbanla üniversitelere girmek isteyen öğrencileri uyardı ve tutanak tuttu diye, 2 yıl 1 ay hapis cezası alıp, cezaevine girdi. Hukuksal sürecin önümüze koyduğu bu sonuca inanamadık, inanmak istemedik. Anayasa Mahkemesi kendi içtihatlarından kaçtı, kendi kararlarından ürküp, uzak durdu. AİHM, başvurumuzun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 7. maddesi, (cezaların yasallığı/kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi) ve 8. maddesi (özel hayatın ve aile hayatının korunması) çerçevesinde kabul edilebilir olduğuna karar verdi. AİHM, başvurumuzun öncelikli olarak ele alınmasına karar verdi. Türk hukukunda, hukuka, içtihatlarına sahip çıkan bir mahkeme bulamamıştık. AİHM'nin kendi içtihadına sahip çıkacağına inanıyorum. Türk yargısı, Anayasa hükümlerine, Anayasa Mahkemesi kararlarına inanan, güvenen; bunları uygulamak isteyen bir astronomi profesörünü cezaevine göndermenin yükünü taşıyor halen. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu iddiasının inandırıcı olması isteniyorsa, Anayasa hükümlerine uygulamak isteyen bir profesörü mahkum edip, cezaevine göndermenin utancından kurtulmalı."