ÖZEL I Rezidansları temizleyenler görünmez olmak zorunda mı?

'İşçilerin orada zaten hiçbir hakkı yok, ismi üzerinde temizlik sektörü, yani sen hiçsin. Sen diğer kişilerle yani mevki sahibi kişilerle aynı asansörü kullanamıyorsun, bunun için kovulan hakarete uğrayan arkadaşlarımız da oldu. Yani sebebini sorarsanız, zaten işçi olduğumuz için temizlik sektöründe olduğumuz için onların gözünde zaten insan da değilsiniz...'

Hazırlayan: Levent-Maslak Ofis ve Plaza Çalışanları

Rezidanslar otel imkanları sunulan, temizlikten ön büro hizmetine, güvenlikten, sosyal donatılarına kadar birçok konuda hizmet vererek maliklerin tabiri caizse kılını kıpırdatmadan yaşamlarını sürdürebilecekleri yerler. Onlar adı üstünde malikler, mülk sahipleri… Kıllarını kıpırdatmadan yaşamak onların işi. Biz ise rezidansların maliklerinden çok çalışanları ile ilgileniyoruz. Rezidansların görünmez kahramanları değil de görülmek istenmeyen kahramanları onlar. Yani maliklerin “evimi temizlesin, güvenliğimi sağlasın, postamı alsın, hatta market alışverişimi yapsın ama bütün bunları görünmez olarak yapsın” dedikleri. Parmağını şıklat ve dileğini söyle, Alaattin’in cini gibi, değil mi? Hatta durun söylemeyin, hizmetleriniz öngörülüp görünmez olarak sunulsun.  Ne söylemeye çalışıyoruz?   Rezidansların temizlik çalışanlarına kulak verelim.

Emekli olmasına rağmen maddi sıkıntılarından dolayı Levent-Maslak bölgesinde bir rezidansta temizlik işçisi olarak çalışan 59 yaşındaki temizlik işçisi A çalışma koşullarını şöyle özetliyor: “Temizlik sektöründe 15 yıldır çalışıyorum, daha önce de tekstil işiyle uğraştım. Şu an çalıştığım yerde de üç yıldır çalışıyorum. Temizlik personelinin koşulları diye bir şey yok, zaten tüm sektör asgari ücret ve altında çalışıyor. Çalışma saatleri 9-10, yerine göre 11’i buluyor. Ama biz burada şu anda 8 saat çalışıyoruz, çok nadir iş hayatımda gördüğüm yerlerden bir tanesi, o da belki konumundan dolayıdır. Ama genelde 10 saat 9 saat standardı odur. ” Özellikle küçük temizlik firmalarında karşılığı ödenmeyen fazla mesailerin olduğunu vurgulayan temizlik işçisi A, Ev temizliklerinde ve kısa süreli temizlik işlerinde çalışma saatleri konusunda daha da esnek davranıldığını söylüyor.

Temizlik işçileri, fazla çalışmalarının karşılığını alamamalarının yanı sıra bir takım ayak oyunlarıyla zaman zaman tazminatlarını da alamıyorlar. 53 yaşında ve 34 senedir temizlik sektöründe çalışan B bu örneklerden bir tanesi.  B’nin daha önce taşeron firmaya bağlı olarak çalıştığı devlet hastanesinde emeklilik zamanı geliyor ve hastane, taşeron firmadan çalışanın haklarını aldığından emin olmak için tazminatının yattığını gösteren bir dekont istiyor; ancak taşeron firma B’nin hesabına parayı yatırıyor ve yanında bir kişiyle bankaya gönderip parayı çektirip elinden alıyor. Sadece küçük bir kısmını B’ye vererek dekontu hastaneye götürmesini istiyor. Böylece B’nin yasal olarak haklarını aramasının önüne geçiliyor.

B’nin şu anda çalıştığı yerde ise en çok şikayetçi olduğu konuların başında temizlik işçilerinin hor görülmesi geliyor.  İş yerinde özellikle asansörlere tedirgin bir şekilde bindiğini ifade eden B patronların temizlik işçilerine bakışını özetleyen şu anekdotu aktarıyor:  “Tam asansöre biniyordum kat maliki, şoförü, asistanı, bir de yanında müdürü vardı… Kat maliki çık dedi asansörden, kovama vurmak, tekme atmak istedi ama elimdeydi kova ve vuramadı. Hemen çıktım, “benim bindiğim asansöre binme”  dedi, sonra yangın merdivenine gidip ağladım.” B’nin çalıştığı yerde kat sakinleriyle sohbet etmeleri yasak ve personel asansörlerinin ayrı olmasına rağmen binaya girmek için aynı giriş-çıkışları kullanmaları da yasak.

Temizlik işçisi A’nın yaşadıklarının da B’den aşağı kalır yanı yok;  “İşçilerin orada zaten hiçbir hakkı yok, ismi üzerinde temizlik sektörü, yani sen hiçsin. Sen diğer kişilerle yani mevki sahibi kişilerle aynı asansörü kullanamıyorsun, bunun için kovulan hakarete uğrayan arkadaşlarımız da oldu.  Yani sebebini sorarsanız, zaten işçi olduğumuz için temizlik sektöründe olduğumuz için onların gözünde zaten insan da değilsiniz. Ama hizmetin her türlüsünü isterler. Kovulma, hakarete uğrama sebeplerimiz, arkadaşlarımızın, biz de onların içerisindeyiz, arkadaşım ama bir fark gömüyorum, kötü koktuğumuz, terlediğimiz için. Terliyorsak sizin için ter döküyoruz, hizmeti sizin için yapıyoruz ve aynı asansörde bizimle yolculuk etmek istemiyorlar. Kullanmamızı istemiyorlar daha doğrusu, sebebi de çok terliler çok kokuyorlar. Hor görüyorlar, biz bunlara alışığız bunlar bizim kaderimizin bir parçası artık. “

Rezidanslarda çalışan temizlik işçileri kendi görev tanımları dışında da bolca çalıştırıyorlar, bunların başında taşıma işleri gelirken, çay servisi, telefonlara bakma, ütü yapma da talep edilen ekstra işlerin arasında. “Yani şimdi temizlik grubu dediğin zaman bunun içinde senin özelin yoktur. Bunun içinde taşımacılıkta vardır, yani her türlü hamallık var. Az para çok iş, tabi bu her yere göre değişiyor ama tüm asgari ücretlilerin kaderi aynıdır. Taşıma yaptırıyorlar, özel yıkama yaptırıyorlar, özel hizmet istiyorlar, sadece vermiş olduğun hizmetle sınırlı kalmıyorsun, senin mesul olduğunun dışında da senden hizmet istiyorlar. Belirli bir iş tanımı yok, zaten iznimiz de yok, çoğu yerde özel işin olsa, hastaneye gitsen izninle onu denkleştiriyorlar. ‘Gidemezsin izninde gidersin’. Yani hiçbir hakkımız yok bizim. Söz sahibi değiliz hizmet sahibiyiz biz sadece hizmet ediyoruz.”

Son olarak önceki çalıştığı bir özel üniversitede taşıma işini reddettikleri için işten atılmaları ve direnişleri sayesinde işe geri dönmelerini gururla anlatan B konuşmasına söyle son veriyor “…O an kendimizi insan zannettik, insanlığımızı orada hatırladık. Ben her zaman şunu söylüyorum tek elden ses çıkmaz, birkaç elin birleşmesiyle ses çıkar. Aslında güç bizde ama biz bu gücü kullanamıyoruz, ya da bize kullandırtmıyorlar. Gücün birleşmesi onlar için korkunç bir kabusa dönüşüyor.”