Muharrem İnce Güney Kore’yi neden örnek gösteriyor?

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, ‘Türkiye’nin Güney Kore’yi örnek alması lazım’ dedi. 20. yüzyılın son çeyreğinin ‘başarı hikayesi’ olarak gösterilen Güney Kore ‘mucizesi’ pek de sıradan değil. ABD’nin çok kapsamlı, belki de 20. yüzyıldaki en büyük projelerinden biri söz konusu. Yüksek eğitimli emek gücünün en ağır sömürü koşullarına tabi tutulduğu ülkelerden biri aynı zamanda.

Haber Merkezi

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, dün akşam katıldığı televizyon programında ekonomiye ilişkin değerlendirmelerini ve önerilerini dile getirirken “Türkiye’nin Güney Kore’yi örnek alması lazım” dedi. İnce “Güney Kore eğitilmiş iyi mühendisleri ile yaptı bunu. Türkiye'nin eğitime ciddi bir yatırım yapması lazım. Bir Güney Kore'nin bir de Türkiye'nin 1980'den bu yana, 38 yıldan beri geldiği duruma bakın” dedi. Güney Kore, 1960’lı yıllarda Türkiye’den daha düşük kişi başı milli gelire sahip bir ülkeyken bugün Türkiye’den hem daha yüksek kişi başı milli gelir hem de daha gelişmiş bir ekonomiye sahip olması nedeniyle sıkça örnek gösterilen bir ülke. Peki Güney Kore nasıl başardı? 

‘MUCİZE’, ‘ENLER’ ÜLKESİ

Güney Kore, ihracata dayalı sanayileşme modeliyle 20. yüzyılın son çeyreğinin en hızlı gelişen ülkelerinden biri olurken aynı zamanda gelişmiş ekonomilere yakınsamayı başarmış en çarpıcı örnek. 1960’lı yıllarda dünyanın en yoksul ülkelerinden biriyken 1980 yılında dünyanın en büyük 27. ekonomisiyken bugün 12. en büyük ekonomi haline geldi. Ayrıca Güney Kore, dünyanın en büyük 6. ihracatçısı konumunda. Ülkenin dış ticaret hacmi, GSYH’sinin üzerinde, “dış ticarete açıklık düzeyi” en yüksek ülkelerden biri.

Güney Kore aynı zamanda OECD ülkeleri içinde imalat sanayiinin GSYH içindeki payı, yüzde 26 ile, en yüksek 2. ülke. Orta-yüksek ve yüksek teknolojili imalat sanayi ürünlerinin GSYH içindeki payı da yüzde 15 civarındayken Güney Kore, LCD ekran, hafıza çipleri, mobil telefon ve gemi yapımında dünyada en fazla ihracat yapan ülkeler arasında yer alıyor. Otomotiv ve rafineri ürünlerinde 5. büyük, demir-çelikte 6. büyük üretici ülke durumunda.

OECD ülkeleri içinde eğitimli işgücü oranı en yüksek ülke Güney Kore. Lise mezunlarının yüzde 71’i üniversiteye giriyor, bu oran ABD’de yüzde 64, OECD ortalamasında ise yüzde 56. Güney Kore OECD ülkeleri içinde mühendis sayısının da en yüksek olduğu ülke, 100 bin kişiden 3 bin 555’i mühendis. PISA sıralamalarında da yüksek skorlar elde eden ülke, bilgisayar okur yazarlığında 1., matematikte 4., fende 6. sırada.

TEKELLERE DAYALI 'KALKINMA'

Güney Kore’de ekonomi “chaebol” olarak adlandırılan 63 sermaye grubunun bünyesindeki birkaç yüz şirkete dayanıyor. Kapitalist ekonomiler içinde merkezinde devletin durduğu en tekelci yapılardan biri söz konusu. 63 grubun en büyük 30’u ülkedeki tüm şirket varlıklarının yüzde 40’ını, cirolarının da yüzde 36’sını oluşturuyor. Hyundai, Samsung, LG Elektronik bu gruplar içinde yer alıyor.

Söz konusu tekelci yapının oluşumunda “planlama”, kamu yönlendirmesi özel rol oynuyor. Özellikle 1970’li ve 80’li yıllar kaynak tahsisi başta olmak üzere devlet müdahalesinin yoğun olduğu yıllar. «Chaebol»ler 1990’lardan itibaren finansal bağımsız hale gelseler de kamu desteklerinden yararlanmaya devam ediyorlar. 2000’li yıllardan itibaren büyük şirketler yurtdışında daha hızlı büyüyor ve cirolarının %50’den fazlasını yurtdışı operasyonlarından elde etmeye başlıyor. 2014 yılında Fortune 500’de 14 Koreli şirket yer aldı.

EMPERYALİZMİN FONLADIĞI 'MUCİZE'

Güney Kore “mucizesi”nin ilk kaynağı, ilk birikim ABD ve Japon “yardımları”. ABD 1946-78 döneminde Güney Kore’ye 60 milyar dolar aktarıyor. Önemlice bölümü dönemin ilk yıllarında sağlanıyor. Bu tutar o dönemin doları olarak düşünüldüğünde muazzam bir tutar. Bir karşılaştırma yapılabilmesi için iki örnek verilebilir. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı çıkışında Marshall Planı ile Avrupa'daki 16 ülkenin "yeniden yapılanması" için aktardığı kaynak 16 milyar dolardı. ABD’nin 1946-78 arası Afrika kıtasının bütününe yaptığı “hibe”lerin toplamı da 69 milyar dolardı. Bu yardımlar hiç kuşkusuz İkinci Dünya Savaşı’ndan çıkışta Kore yarımadasındaki savaşın karşılığı ve Güney Kore’yi emperyalist kampta tutmak için yapılıyor. Daha sonra Güney Kore’nin Vietnam Savaşı’nda ABD ile “ittifak” yapması için fonlama devam ediyor.

ABD fonları ağır sanayi yatırımları için “chaebol”lere teşvik ve düşük faizli kredi olarak kullandırılıyor. Bu seçilmiş sermaye grupları aynı zamanda ticaret ayrıcalıklarından ve tekel imtiyazlarından da yararlandırılıyor.

EMEKÇİLER DEPRESYONDA

2000’li yıllarda Güney Kore, sermaye perspektifinden iyi eğitimli emekgücü, yüksek teknolojili imalat sanayi yapısı ve bilgi temelli ekonomiye geçişte aldığı yolla örnek gösterilmeye devam ediyor. Ama madalyonun öbür yüzünde, emekçiler cephesinde, eğitimli emekgücünün düşük ücretler, yüksek borçluluk düzeyi, ağır çalışma koşulları, işsizlik ve örgütsüzlüğe mahkum edilmesi gerçeği duruyor. Bu ağır sorunların karşısında örgütsüz emekçilerin "ağır depresyon", ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı bir ülke Güney Kore.