Meral Akşener 'yol haritası'nı açıkladı

İyi Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener seçim kampanyası töreninde konuştu.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara'da seçim kampanyasının resmi başlangıcını yapıyor.

Akşener'in yol haritasını açıkladığı konuşmasından bazı bölümler şöyle:

17 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerle Türkiye demokrasi tarihinde bir büyük değişim yaşamıştır. Bugün millet yeniden büyük bir değişime ihtiyaç duymaktadır. Biz bu ihtiyacın farkındayız. Milletimize güvendik, milletim beni mahcup etmeyerek bütün engel, tehditlere rağmen sadece 6 saat içerisinde 100 bin imza vererek bir kez daha demokrasimize sahip çıktığını göstermiştir.

Bir siyasi partinin lideri 16’ıncı yılında ‘adalet ve özgürlük vaat eden manifesto yayınlamaya ihtiyaç duyuyorsa, milleti saf yerine koymaktan öte kendi tükenmişliğini itiraf ediyor. Sözün tükendiği yerdir. Artık bu yorgun ve yıpranmış defterin kapanması gerekir.

'DEVLET GİBİ ÇALIŞACAĞIZ'

Öncelikle hedefimiz devlet ile insan arsandaki uçurumu kaldırmaktır. Devlet her bir ferdinin, etnik, dini, mezhepsel, cinsiyet ve kültürel farklılıklarına bakmaksızın hizmet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür. Devleti hantal yapısından kurtararak, o hantallıktan beslenen yapıları bertaraf edeceğimiz çözümlerle görüyoruz. Devletin işleyiş maliyetini düşürecek çözümlerimiz var. Devlet gibi çalışacağız, çiftlik ise devletin içinden çıkarılıp yeniden doğaya ait olduğu o güzel yere bırakılmalıdır.

'KULELİ VE IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ YENİDEN AÇILACAK'

Ve elbette ülkemizde bilimin gelişmesinin önündeki en önemli engellerden olan, üniversite camiasının kamburu olmaktan başka işleyişi kalmamış YÖK’ü tarihin sayfalarına göndermek bize nasip olacaktır. İktidarların suçunu binalara ödetmek gibi yamuk bir anlayışın ortaya çıkardığı sorunlara çözeceğiz. FETÖ’nün sızmasına göz yumularak perişan edilen, Kuleli ve Işıklar Askeri Lisesi’ni yeniden açacağız.

Onların yaptığı gibi terör örgütlerinin yuvasına çevirmeden, varlığımızın en büyük teminatı Türk ordusunun yuvası olmasını sağlamak bizim bu devlete borcumuzdur.

'KÖPRÜLERİN SAHİBİ MÜTEAHHİTLER DEĞİL, MİLLET OLACAK'

Elbette biz de köprüler, yollar, hastaneler yapacağız. Ancak bizim büyük farklarımız olacak. Köprülerin sahibi müteahhitler değil, millet olacak. Bizim yaptığımız köprülerden, geçen de geçmeyen de para ödemek zorunda kalmayacak.

Yaptığımız yolların ömrü üç beş yıl olmayacak, çok daha uzun ömürlü bir mühendislik anlayışıyla yapılacak.

Şehirlere hançer gibi saplanan insanımızı gökyüzünü göremez hale getiren, rezidans müteahhitliği değil, medeni nefes alan karakteri olan şehir planlarımız hazırdır.

'DEV HASTANELER YAPMAYACAĞIZ'

İnsanımıza balık istifi muamelesi yapan dev hastaneler yapmayacağız, biz bilgiyi kullanacağız. 700 yatak üzeri hastanelerin sağlık üretmeyeceğini, sistemin işlemeyeceğini biliyoruz. Daha küçük ölçekli, daha anlaşılabilir yapacağız.

'YATIRIMCIYA İKİ ŞART KOYACAĞIZ'

Sanayide çürüyen satılan fabrikalar yerine mutlaka yeni fabrikalar açılmasını teşvik etmek, tarım ve hayvancılıkta yeniden dünyanın en gözde ülkesi olmak için projeler hazırladık. Yatırımcıya iki şart koyacağız. Yatırım yaptığı çevreye zarar vermemek ve o çevrede yaşayan insanların rızasını almak. Bütün şartlarımız bu kadar olacak.

EKONOMİ POLİTİKASI

Önce ekonomiyi ele alacağız. Dünyanın en iyi ekonomilerini örnek alıp, örnek alınacak bir politika izleyeceğiz. Çok önemli isimlerle planlar yaptık. O plana göre Türkiye’yi kişi başı milli gelirde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına yükselteceğiz. Bu ilk 5 yıldaki hedefimiz. Gerekli reformlar ve altyapıları düzenleyeceğiz. İnsanlarımızı gelecekte dünya ile rekabet edecek bir hale getireceğiz. Alacağımız her karar, her adım mülkiyet analizlerine saygı duyarak atılacak. Ekonomiyi siyaset erbabının zenginleştiği bir ağ olmaktan çıkarmak gerekiyor. Böyle olmazsa her seferinde kazandıklarını kaybeden bir ülke olmaya devam ederiz. Bugünkü manzara şu; yönetim boşluğunun faturasını milletimiz ödüyor. Ekonomiye duyulan güvensizliğin maliyetinin yükü vatandaşa biniyor. Dünyanın en karmaşık vergi ve teşvik sistemi Türkiye’de. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok. Artık dünya bu sistemi basit ve sade hale getirdi. Biz de bu politikaya uygun bir sistem getireceğiz.

Son 16 yılda 4.5 trilyon liraya yakın para toplanmış. Milletin parası har vurup harman savrulmuş. Bu iş aynı zamanda akıl ve ahlak meselesidir. ‘İtibardan tasarruf olmaz’denilerek işin içinden çıkılamaz. İtibar kişinin sözünde durması, dürüst olması, hırsızlık ve yolsuzlukla anılmaması gibi üstün değerlerle anılmasıdır. Sizler çalışırsanız engellenemez.