Marmara Üniversitesi öğrencilerinden #HaydarpaşayıKoru paneli

AKP'nin Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurmak için Sağlık Bakanlığı'na devrettiği Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nde öğrenciler bir panel gerçekleştirdi. Panele CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi de katıldı.

Haber Merkezi

Marmara Üniversitesi'nin Haydarpaşa Kampüsü'nün 17 Mart tarihinde Meclis Genel Kurul'unda onaylanması ve 15 Nisan tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanması sonucu yeni kurulacak Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne devredilmesi kesinlik kazandı.

Konuyla ilgili Marmara Üniversitesi öğrencilerinin yürüttüğü #HaydarpaşayıKoru çalışması ise bugün bir panel gerçekleştirdi. Panel'e kampüsün Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne devreden maddesi için Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası ile ilgili çalışmalar yürüten CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de katıldı.

Haziran 2014'te okulun devrini de içeren yasa tekifilinin hazırlanmasıyla aslında uzun yıllardır Haydarpaşa bölgesinin AKP eliyle özelleştirilmesinin adımı atılmış oldu. Başlatılan #HaydarpaşayıKoru çalışmasıyla okulu ve okul çevresini bu konuda bilgilendirilmeye çalıştıklarının ifade edilmesiyle başlayan panelde kurulacak Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin kentin dönüşümünün ürünü olduğu, oluşturulan projenin sağlık turizminin içeriği verili durumun hukuki durumu ve genel olarak AKP'nin rant temelli uygulamaları konuşuldu.

Dönüşüm hakkında genel bir sunum gerçekleştiren Nilda Baltalı, Haydarpaşa Garı'nın, Harem Limanı'nın ve otogarının, Numune Hastanesi'nin, Selimiye Kışlası'nın yanı sıra kampüslerininde içerisinde yer aldığı kapsamlı bir proje olduğunu belirterek "Haydarpaşa Kampüsü'nün taşınması da sadece basit bir devir işlemi değildir. Bu esaslı ve bütünlüklü bir dönüşüm projesidir" dedi.

Haydarpaşa Garı'nda yaşanan yangın gibi Galatasaray Üniversitesi'nde yanan kütüphanenin onarımı konusunda herhangi bir adım hala atılmadığını; Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Beşiktaş Kampüsü'nün Davutpaşa'ya taşındığını, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin tüm fakültelerinin Ayazağa'ya taşınması söylentilerini hatırlatan Baltalı, "Bunları birbirinden ayırmak hata olur. Ortak amaç öğrenciyi ve bilimi, aydınlanmayı, ilerlemeyi temsil eden üniversitelerin kent merkezlerinden uzaklaştırılmasıdır" dedi.

'MEKANI TUTAN KENTİ TUTAR; KENTİ TUTAN SİYASETİ TUTAR'
Kent merkezlerinden uzaklaştırılan ve yine kent profilini belirleyen üniversitelerden bahseden ve amaçlananın özelleştirilen kamu binalarının yanında kentsel dönüşümün bir parçası olarak yoksul insanların da kentin dışına atılmak istendiğini belirten Baltalı "Fikirtepe'de başlatılan yakın zamanda Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü'ne de sirayet edeceği söylenen dönüşüm bunun örneğidir. Çünkü mekanı tutan kenti tutar; kenti tutan siyaseti tutar" dedi.

Sağlık turizmi başlığında sunum yapan Gökhan Küçükaşık, AKP için sağlık turizmi başlığının Haydarpaşa'nın devredilmesinde önemli bir gerekçe olduğunu ifade ederek, "TL bugün Euro, dolar, sterlin gibi para birimlerine karşı değerli bir para birimi değil. Bunun sonucu olarak yurtdışında yaşayan insanlar daha ucuza sağlık hizmeti alabilmek için Türkiye’ye geliyorlar. Bugün başta Yunanistan olmak üzere Euro bölgesinden Türkiye’ye çok sayıda insan tedavi olmak için geliyor. Özellikle estetik cerrahi bu alanda başı çeken sağlık hizmeti konumunda. Euro bölgesinde yaşayan bir insan 7-8 bin euroya burnundan estetik ameliyatı olabiliyorken Türkiyede 6 bin TL‘ye burun ameliyatı gerçekleştirebiliyor. Bugün haberlerde gördüğümüz bir şey var, ‘ünlü yıldız Türkiye'de estetik yaptırdı’ gibi haberler var, bu da işte sağlık turizminin bir sonucu" dedi.

100.000 DOLAR TEŞVİK
Entegre sağlık tesis kurmak isteyen yatırımcı devlete projesini sunduğunu ve proje yatırımcının istediği yerde gerçekleştirdiğini ayrıca eğer entegre sağlık tesisi kurmak amacıyla hastane açıyorsan devletin 100.000 dolar teşvik verdiğini belirten Küçükaşık "Bu yeni hastanenin yönetim kurulu başkanı da devlete projeyi götüren sermaye sahibinin kendisi oluyor. Sağlık anlamında hiçbir yetkinliği olmayan bir kimse bu şekilde hastane yönetim kurulunun başkanı oluyor.Şu an Erzurum, Kayseri ve Konya’da entegre sağlık tesisleri inşaatları devam ediyor. Haydarpaşa ise bu inşaatlara gerek duymayan bir bölge tırnak içerisinde daha hazır bir bölge olma özelliği gösteriyor" dedi.

YABANCI ZENGİNLERİN BÖBREKLERİMİZİ ALACAĞI PROJE
Entegre sağlık tesisinin serbest sağlık bölgesi niteliği kazandığı andan itibaren buradan KDV, ÖTV, gelir vergisi, kurumlar vergisi alınmayacağını belirten Küçükaşık "Şimdi Haydarpaşayı şöyle bir gözümüzün önüne getirelim. Bir tarafta Numune Hastanesi, hemen yanında Siyami Ersek. Bir tarafta GATA, karşısında sağlık teknik meslek lisesi, diğer tarafta hayvan hastanesi ve tam ortasında kalifiye eleman yetiştirmesi ve ar-ge işlemleri yapması planlanan bir üniversite.Eğer başarabilirlerse bir de Haydarpaşa garının otele dönüştürülmesini ve Haydarpaşa Port projesini ekleyebiliriz buraya arkadaşlar. Yani Haydarpaşa serbest sağlık bölgesi için yabancı zenginlerin bizim çocuklarımızın böbreklerini almaya gelecekleri bir biçilmiş kaftan" dedi.

Panelde hukuksal boyutuyla ilgili sunum yapan Hukuk Fakültesi Mezunu Av. Fırat Durak mezunlar olarak geç tepki verdiklerini belirterek "Kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi bir devlet üniversitesi. Dolayısıyla yalnızca vakıf üniversitelerinde geçerli olan mütevelli heyetinin bu üniversitede bulunması yasaya aykırı" dedi.

Devrin siyasi temeli olduğuna yönelik sunup yapan Turab Akman, uygulamanın bir saldırı niteliği taşıdığını bu saldırının yalnızca Haydarpaşa Kampüsü'yle ilgili değil milli parkların, kamu binalarının ve arazilerinin, derelerin ve bir çok yapıyı içerisine alan bütünlüğe yapıldığını belirterek "Bu saldırılar birbirinden kopuk, bağımsız saldırılar değil. Belirli bir zihniyetin ürünü; o zihniyetin ise yükseldiği iktisadi bir temel var. Bu saldırıların hepsi aynı iktisat politikalarının ürünüdür" dedi.

Kampüse yönelik saldırının hukuksuzluk boyutunun yatsınamayacağını önemli bir başık olduğunu belirten Akman "Hukuk süreçleri toplumsal duyarlılıktan beslenir. Elbette Anayasa Mahkemesi'nin bu yasayı iptal etmesi bizim için güzel bir çözüm olur. Ancak duruma tepki göstermeden Anayasa Mahkemesi'nin iptalini beklemek ise okulumuzu kaybetmemize yolaçar" dedi.

'ÜNİVERESİTENİN DAVA AÇMA HAKKI GASP EDİLİYOR'
Panelde sunumların ardından konuşan Hamzaçebi ise hukuki boyutunun üzerine gideceklerini Anayasa Mahkemesi'nin yasayı iptaline yönelik çalışmalarının süreceğini belirterek "Bu yasal düzenlemenin içeriği doğrudan kampüsü Marmara Üniversitesi'nin elinden alarak; Sağlık Bakanlığına tahsis etmesiyle Marmara Üniversitesi'nin dava açma hakkını da gasp ediyor; engelliyor" dedi.