Maçoğlu: Biz birkaç puan öndeyiz, kazanacağız

31 Mart seçimlerinde TKP'den Dersim Belediye Başkan adayı olan Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, 'Ovacık'ta bir model gelişti, bunun desteklenmesi gerekir. Şu anda biz birkaç puan öndeyiz. Kazanacağız' dedi. Maçoğlu, 'Bana, 'nohutçu, fasulyeci' diyorlar, desinler, hiç sorun değil. O bizim üretimimizdir, alın terimizdir. Ovacık Modeli denen şey…

31 Mart seçimlerinde Dersim Demokratik Halk Dayanışması adına TKP Dersim Belediye Başkan adayı olan Fatih Mehmet Maçoğlu, Sözcü gazetesinden Özlem Gürses'e açıklamalarda bulundu.

Maçoğlu'nun Gürses'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Hiç bu kadar dramatik yoksulluk görmüş müydünüz daha önce… 

Dünya o kadar kötü yönetiliyor ki, zenginler bile ülkelerini bırakıp nereye giderse gitsinler sonuç fark etmez… Kapitalizm bu işte; ben sizin temel ihtiyaçlarınızı karşıladığımda, siz de arada bir benim bağırmamı kabul ediyorsunuz. Şöyle bir anlaşma bu “bir iki zılgıt yerim ama hiç değilse aç kalmam.”

İnsan onuruna aykırı bir anlaşma değil mi bu? 

Hem de nasıl. Kapitalizmin yönetim anlayışı bu, seni mutlu etmek için uğraşmıyor. Seni mutsuz ediyor ama arada da bir çikolata, bir bonbon veriyor. Seni buna razı ediyor.

Ama artık edemiyor galiba… 

Çünkü artık çözüm üretemiyor, sorun çıkartıyor.

İnsanları en çok “komünizm” diye korkuttular… 

Ben de olsam korkuturdum. Çünkü tam karşıtı. Komünizm diyor ki, “Herkesin çalışması, üretmesi lazım. Herkesin söz sahibi olma hakkı var, birlikte yöneteceksin. Herkes özgürdür, o özgürlük ekmek ve su kadar değerlidir. Eğitim ve sağlık insan hakkıdır, bunu satamazsın. Dünya insanları ile kardeşsin, onun için birkaç tane dil öğrenmek gerek.” İkisini kıyasla bakalım; açlık yok, ev var, iş var, özgürlük var. Şimdi bundan korkulmaz mı?

Herkes size “romantik adam, hikaye anlatıyor” diyebilirdi… Eğer Ovacık'ta başarılı olmasaydınız… 

Ben asıl sabahtan akşama “park yaptık, hastane yaptık, yolu asfalt yaptık, köprü yaptık” diye anlatanlara şaşıyorum. Bir fabrika kurduk demiyor, üretim demiyor… Biz üretim dedik. Bana, “nohutçu, fasulyeci” diyorlar, desinler, hiç sorun değil. O bizim üretimimizdir, alın terimizdir. Ovacık Modeli denen şey ihtiyaçların aciliyeti ile başladı.

Ovacık küçük bir ilçe, Tunceli 10 katı onun. Orada olan model burada da başarılı olur mu? 

Ovacık daha düz, tarıma daha elverişli. Burada da şu anda bal fabrikası kuruldu. 2 Nisan'dan sonra paketleme başlayacak, farklı atölyeler açacağız. Sadece arıcılıkta 7-8 ürün çıkartabilirsiniz. Tarım ve hayvancılık da öncelikli olarak ele alacağımız iki konu. Bu şehir büyük bir kooperatif şehri olacak. Alın terinin gücü yönetecek bu şehri.

Turizmde ne yapacaksınız? 

Önemsediğimiz konulardan biri turizm. Türkiye'nin en iyi raftingi, Türkiye'nin en iyi dağ gezileri burada yapılabilir. Munzur var, doğal su kaynakları var orada. Ayrıca çok büyük bir bitki çeşitliliği olan bir bölge. Doğayı bozmayan bungalov tipi konaklama alanlarıyla turizmi geliştireceğiz. Orta ve uzun vadede bunları yapacağız.

Bütün bunlara rağmen, diyelim ki seçildiniz ve kayyum geldi… 

Doğrularımızdan vazgeçmeyeceğiz. İster kayyum, yetmedi Cumhurbaşkanı gelsin, korkumuz mu var ? O sistemin sopasını hissetmeyen vatandaş yok, bu coğrafya demokrasiyi özlüyor.

Ovacık'ta bu anlattıklarınızı yaparken engel olmaya çalışan olmadı mı? 

Biz dirençle karşılaşmadık mı, karşılaştık… İlk bu işe girdiğimizde, sistemle halk arasında çeteleşmiş, onun kaymaklarını götüren küçük gruplar rahatsız oldu. “Belediye Başkanı kanalizasyon yapmıyor, gitmiş arıcıkla, hayvancılıkla ilgileniyor”, “Rezil olacak” dediler; olmadık. Köylünün nohudunu, fasulyesini, balını alıp, parasını vermiyorlardı. 5 liraya alıyorlardı, kim bilir kaça satıyorlardı. İnsanları böyle kandırdılar ve aileleri buradan göç ettirdiler.

Tunceli'de HDP seçmeni sizi seviyor mu, “oyları bölüyor” diye kızıyor mu? 

Ovacık'ta bir model gelişti, bunun desteklenmesi gerekir. Yurtsever ve özgürlükçü hareketlerin bizi desteklemesini bekleriz. Şu anda biz birkaç puan öndeyiz. Kazanacağız.