Korkut Boratav: Çözüm planlama, kamulaştırma ve yoksullaşmanın sermayeye yüklenmesi

Prof. Dr. Korkut Boratav, ekonomide son yaşananlara dair açıklamasında 'Bu yoksullaşmayı sermaye sınıfına yüklemek lazım' dedi.

Ekonomide yaşananlara olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Korkut Boratav, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın IMF'ye başvuracağını söyledi.

Erdoğan'ın "siyasi olarak bunun altından kalkabileceğini" söyleyen Boratav, IMF'ye alternatif olarak çözümün kamulaştırma ve yoksullaşmayı sermaye sınıfına yüklemek olduğunu belirtti.

'ERDOĞAN TESLİMİYETİ ZAFER ŞEKLİNDE SUNABİLİR'

Erdoğan için "Bankalara da sirayet eden bir büyük finansal çöküntüyü siyaseten kaldırabilir mi? Önünde bir engel olmayacak ki" ifadesini kullanan iktisatçı, Erdoğan "bankaların batışına göz yummamak için IMF’ye gidecek" dedi.

Boratav, "Siyasete ve medyaya hakim olan Cumhurbaşkanı ve kadrosu bu büyük teslimiyeti, bir zafer şeklinde de Türkiye kamuoyuna sunabilir" diye konuştu.

'YOKSULLAŞMAYI SERMAYEYE YÜKLEMEK LAZIM'

Boratav, "Hükümet, seçeneklerden biri olarak sermaye hareketlerinin kısıtlanması, borçların konsolidasyonu ve ithal ikamesi politikasına geri dönebilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

Bunun bir örneğini Arjantin 2002’de dış borçlarını külliyen askıya alarak yaptı. Bunu uygulamak için sermaye hareketlerini denetledi. Döviz hesaplarından çekişi sınırladılar. Şirketlerin dövizle borçlanması önlendi. Devletin dış borçlarının üçte birinin yapılandırılması müzakere edilir. Büyürken ödeyeceğim, küçülürken ödemem dersin. Bunun için ekonominin dış dengesinin, ithalatını ihracatı ile sınırlamak lazım. Bu da halk sınıflarının yoksullaşması demek. Bu yoksullaşmayı sermaye sınıfına yüklemen lazım. Adamlar batarken, ister istemez devlet kamulaştırmak zorunda kalacak. Bir sürü insan işsiz kalacak. Arjantin radikal seçeneği seçti çünkü halk ayaklanmıştı. Bu yoksullaşmanın maliyetini halk tek başına nasıl üstlenecek. Burjuvaziden servet vergisi ile ortak olmasını isteyeceksin. Bu çok zor bir seçenek. Bankalar büyük ihtimalle kamulaştırılacak. Alacağını TL’ye çevirip, kuru da enflasyona bağlayabilir. Türk bankalarından alacakların hepsi TL’ye çevrilebilir. Bu bir pazarlık gücü ve ihtimal dahilindedir. Tarih boyunca bu borçlar zaman zaman ödenmemiştir. Yunanistan bunun sınırına geldi. Maliyeti de AB’den değil Euro’dan çıkmaktı. Bunun sonunda Türkiye, planlamaya geçecek. Bütün mesele dünyada yalnız kalır. O zaman kendine yeni hakiki ortaklar bulabilirsin. Bu seçenek dünyaya meydan okunma seçeneğidir. Arjantin o güçteydi çünkü cari açık vermiyordu. Bu politikaları uyguladığı tüm yıllarda cari açık vermedi. O nedenle dış borçları ödememenin maliyeti ağır olmadı. Bu, 1998 ve 2001'de yapılabilirdi. Arjantin bu yolu seçtiğinde Türkiye’nin bu kadar ithalat bağımlılığı yoktu.