Komünist Kadınlar'dan 25 Kasım açıklaması: Paranız, aşkınız, adabınız batsın; kadınlar “başka bir dünya” istiyor!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü'nde, Komünist Kadınlar bir açıklama yayınlayarak, şiddetin kaynağı bu düzenin kendisi dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü'nde, Komünist Kadınlar bir açıklama yayınladı.

Şiddetin kaynağı diktatörün pantolonunun içinde mi diye soran Komünist Kadınlar'ın açıklaması şöyle;

 

Paranız, aşkınız, adabınız batsın; kadınlar “başka bir dünya” istiyor!

Her gün yumruklarımızı sıkacağımız bir şiddet öyküsü, öfkeyle yasını tutacağımız bir kadın cinayeti haberiyle sarsılıyoruz.

Rakamlara indirgenen, isimsizleştirilmiş kadınlar. Kentli kadınlar, genç kadınlar, köylü kadınlar, küçük kadınlar, yoksul kadınlar…. İsimleri ve hikayeleri değişen, kokuşmuş düzenin cenderesinde öğütülen kadınlar.

Mersinli Özgecan, Diyarbakırlı Meryem, Antepli Leyla, Trabzonlu Nurten, Manisalı Derya, Antalyalı Emine...

Hepsi biziz, emeğiyle var olan, tırnaklarıyla kazıyarak kurduğu yaşamını savunan kadınlar. 

Ardı ardına atılan “Bir kadın cinayeti daha” manşetlerini hazmetmek mümkün mü? Bu düzen yalnızca öldürmüyor. Beraberinde ölümlere alışmayı, kanıksamayı, şiddeti gözardı etmeyi öğütlüyor, istatistiklerinin arasında direncini yitir diyor.

Yitirme! Toprak altına omuzlarda taşınan kadınlarla birlikte değersizleştirilen hayatını, düzene teslim etme. Dimdik ayakta dur ki küçülme.

İnsan küçüldükçe düzenin karanlığı büyüyor. Karanlık, şiddetin failleri ile bunu kanıksayanları da aynı zindanda çürümeye terk ediyor. Öfkemiz, isyanımız mücadeleyle buluşamadığında, boyun eğdiriyor. Öldürmeyen düzen eziyor. 

Yumruğunu havaya kaldır, öfkeni kus ki ezilme!

Aydınlanmanın ışığında nefes alan kadına, gericilerin dünyasında; ‘ölmeyeceksen teslim ol’ deniyor. Ahlakı tekeline almaya çalışan örümcek kafalar, hakları için mücadele eden kadını mahkum ediyor. O kadın şiddeti hakediyor, o kadın ölmeyi hakediyor. Düzen, o kadının mahkemesini bu çürümüşlükle malul insanlara kurduruyor.

Ölü kadınların bedenlerinden iyi haller doğurtan mahkemelerinizi tanımıyoruz!

Tahrik indiriminiz, aşkınız, adabınız batsın!

Şiddetin kaynağı diktatörün pantolonunun içinde mi saklı? Hiç sanmıyoruz! Açıkça ortada, pantolonun ipleri bu kokuşmuş düzenin elinde!

Bu düzeni alaşağı etmeden kadın için umut yok. Her gün hedefi olduğumuz şiddet, ancak dibine dinamitleri birlikte döşeyeceğimiz bu düzenin kalıntıları altında ezilebilir.

25 Kasım’ı takvime, elli beş yıl önce, okyanusun öte yakasından diktatörlük karşıtı üç kadının mücadelesi kazıdı. Hayır, diktatörlük askerlerinin vahşice tecavüz ve katliamının yıldönümü değil sözünü ettiğimiz.

Katledilen Mirabal kız kardeşlerin korkusuz mücadelesini hatırlama günü bugün! 

Miraballerin katili diktatör, bu üç kadına “ülkedeki en büyük tehlike” demişti. 

Bugün yine, diktatöre itiraf ettirilen sözlerle taçlanmalı günün anlamı; “Ülkede büyük bir tehlike var, Boyun Eğmeyen Kadınlar”

Bu büyük tehlikenin parçası olmaya var mısın?