Kılıçdaroğlu: Türkiye toplama kampı mı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şimdi Avrupalılar ‘Aman Suriyeliler gelmesin bize, size 3.5 milyar Avro vereceğiz siz bakın' diyor. Türkiye toplama kampı mı?” dedi.

Ankara'da Türk-İş 22. Olağan Genel Kurulu Toplantısı’na katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikasını eleştirdi. 

“Ortadoğu bataklığında ne işimiz var, bana ne Ortadoğu bataklığından" diyen Kılıçdaroğlu "Niye gidiyoruz oralara, neden oralara silah gönderiyoruz? Neden Müslümanı Müslümana kırdırıyoruz? ‘Efendim siz Esad’cısınız’ diyorlar, bana ne Esad’dan. Yapmayın yazık günahtır 40 binin üzerinde çocuk öldü. Sadece 2,5 milyon Suriyeli burada. Şimdi Avrupalılar ‘Aman ha Suriyeliler gelmesin bize’ diyor. Ne olacak, 'size 3.5 milyar Avro vereceğiz siz bakın', Türkiye toplama kampı mı?" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi: 

“Gittim Brüksel’de bana sordular; ‘Bu göç nasıl engellenir’ diye. İki şekilde engellenir dedim. Birincisi, eğer bir insan ölümü göze alarak ‘Ben Almanya’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye gideceğim’ diyorsa onun önüne duvar da örseniz o adam gider. Ölümü göze alarak gidiyor oraya. Bunun için birinci şart Suriye’de iç savaşı bitireceksiniz. Yeter mi? Yetmez. İkinci şart elinizi cebinize atacaksınız Suriye’yi yeniden onaracaksınız. Ondan sonra bu Suriyeliler kendi topraklarına, ondan sonra da tamamı gitmez. Türkiye’de olması neyi değiştirir. Avrupa’daki beyler rahat edecek, biz sıkıntısını yaşayacağız. Olmaz öyle şey. Biz toplama kampı mıyız? Esnaf perişan, gidin bakın. Niye böyle bir ortama izin veriyoruz.

İç politikada birbirimize değişik eleştiriler yapabiliriz. Bunlar bizim içimizde, bunları bir şekliyle biz sindiririz. Siz bana kızarsınız, ben size kızarım ama dışarı çıkarız tokalaşırız, bir araya geliriz, birbirimize hak veririz veya eleştiririz. İç politikada kendi dertlerimizle bir araya gelebiliriz ama dış politika öyle değildir. Bir dış politikanın milli olması lazım. İzleyeceğiniz politikada iktidar ve muhalefetin beraber olması lazım. Dış politikanın birinci özelliği budur. İkinci özelliği, dış politikada bir hata yaparsanız hatanın bedelini 78 milyon öder; 1 kişi, 2 kişi, 10 kişi değil. Sadece bu nesiller değil, gelecek nesiller de aynı faturayı öderler.

Dış politikalarda ülkelerin çıkarları vardır. Bir ülkenin dostu düşmanı diye bir ayrım yoktur. İngiliz Başbakanına soruyorlar, ‘İngiltere’nin dostları hangi ülkelerdir’ diye. Verdiği cevap şu; ‘İngiltere’nin dostu düşmanı yok, İngiltere’nin çıkarları vardır.’ Dış politikanın ülkenin çıkarları üzerine inşa edilmesi lazım. Eğer siz böyle bir dış politika gütmüyorsanız, bedelini hep beraber öderiz ve ödüyoruz zaten.

Bunları anlatmamın nedeni şu; yanlışımız varsa çok rahatlıkla söyleyebilirsiniz, eksiğimiz varsa onu da rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Özellikle ben gocunmam, her eleştiriden ders çıkaran bir genel başkanım. Bir eksiğimiz var ki vatandaşımız eleştiriyor bizi. Onu dinlemeye özen gösteririm ama lütfen sizler de birer özeleştiri yapın. Sendikacılık hareketi bu kadar kan kaybediyorsa, yüzde 5,5’e düşmüşse oturup bir düşünmemiz lazım neden böyle oluyor diye. Oturup sorgulamamız lazım. Eğer bunu sorgulamazsak yakında siz kapılara kocaman birer kilit vurabilirsiniz.