KCK: Ceylanpınar'da iki polisi PKK öldürmedi

KCK Dış İlişkiler sözcüsü Demhat Agit, Ceylanpınar'da iki polisin öldürüldüğü olayı PKK'nin yapmadığını söyledi. Agit, sürecin yeniden başlatılabileceğini ifade etti.

KCK Dış İlişkiler sözcüsü Demhat Agit, Ceylanpınar'da iki polisin öldürülmesi, Kandil'e yapılan hava saldırıları ve sürecin bittiği yönündeki tartışmaları değerlendirdi.

BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'ye konuşan KCK Dış İlişkiler sözcüsü Agit, Ceylanpınar'da iki polisin öldürüldüğü olaya ilişkin PKK'nin yapmadığını açıkladı. 

Agit, şu açıklamayı yaptı: 

"Bunlar PKK'den bağımsız birimler. Bize bağlı olmayan, kendi içlerinde örgütlenmiş olan yerel güçlerdir diye açıklandı. Bizim yaptığımız bir şeyi üstlenmekle ilgili çekincemiz yok . PKK/HPG olarak yapılan bir eylem varsa bunun izahatı, gerekirse özeleştirisi yapılır."

"Evet PKK disiplinli bir hareket. Ama halk nezdinde tümüyle yüzde yüz hakim olabileceğiniz bir durum söz konusu değildir. Öyle bir zemin oluştu ki bu zeminde her türlü olay gelişebilecek durumdadır. Eğer çatışma zemini yaratılırsa zaten çok basit olaylar bile büyük sonuçlara neden olabiliyor."

'ERDOĞAN HER ŞEYİ BİTİRDİ'

Agit'e göre "son yaşanan süreci Suruç katliamı ve iki polisin öldürülmesine bağlamak yanlış". Agit, son süreçte şiddetin tırmanışına "AKP'nin baş aşağı inmesinin neden olduğunu" belirtiyor.

KCK sözcüsü özetle şunları söyledi: 

"Dolmabahçe mutabakatı üzerinde anlaşmaya varılacaktı ki Erdoğan sonrasında açıklamasıyla bütün her şeyi bitirdi. 'Müzakere yoktur, Kürt sorunu yoktur' diyerek zaten çözümü bitirmiş oldu. Bu süreçten sonra da seçimlere yönelik HDP'yi itibarsızlaştırmak, her yerde baskılamak; PKK'nin gerilla güçleri üzerine sürekli operasyon yaparak savaşı kışkırtmak istedi."

"Buna rağmen gerilla güçlerimizi en az düzeyde karşı karşıya gelebilecek bir duruma çekmeye çalıştık. Fakat sürekli Türk ordusu ve polisi halka, gerillaya yönelik operasyon girişimlerini devam ettirdi. Seçimlerde biz gerillalarımıza çağrı yaptık, 'kesinlikle çatışma pozisyonuna girmeyin' dedik. Fakat baktık ki bu suistimal edilerek, gerillanın çekilmeye çalıştığı, kendini çatışmadan sakındığı yerlere Türk ordusu güç yerleştirmeye başladı. Yeni karakollar, yeni yollar ve barajlar yapmaya başladı. 'Taşları toplayın, köpekleri salın' gibi bir pozisyon ortaya çıktı. Çözüm süreciyle elleri, kolları bağlanmaya çalışılan bir PKK, bir taraftan da üzerine sürülen bir ordu gerçeği var."

Agit, bunlara ek olarak "IŞİD konusunun da" etkili olduğunu belirtiyor:

"DAİŞ'in (IŞİD) Irak ve Suriye'de gerilemesi Türkiye'nin aleyhine olmuştur. Kendisi DAİŞ'i desteklerken bu sefer DAİŞ'ten zarar gören bir konuma geldi. Bu sefer DAİŞ'ten yemiş olduğu darbelerin intikamını da bizzat PKK'den ve Kürt halkından almak istiyor."

'HAVA SALDIRILARI ÇOK ZARAR VERMEZ'

Türk savaş uçaklarının Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki PKK kamplarına yönelik hava saldırılarının sonuçları merak ediliyor.

"Medya savunma alanları diye nitelediğimiz, gerillalarımızın bulunduğu alanların hemen hemen hepsine hava saldırıları düzenlendi ve hala da düzenleniyor" diyen Demhat Agit, saldırılarda 9 PKK'linin öldüğünü söylüyor.

Agit bununla birlikte hava saldırısının "örgüte çok zarar vermesinin mümkün olmadığını" belirtiyor: "Türkiye devletinin sonuç alacağı bir durum olmadı. Gerillanın pozisyonunu değiştirmesinde etkili olabilir fakat sonuç alma noktasında yıllardır denenmiş, sonuca ulaşmamış bir yöntemdir. Bizim gücümüz gerilla gücüdür. Yerinde sabit duran bir güç değildir, hareketlidir."

'BARZANİ, TÜRKİYE'NİN SALDIRILARINI DESTEKLEDİ'

Agit, hava saldırılarını anlatırken Erbil yönetiminin pozisyonuna da değiniyor.

"Bu hava saldırılarının Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin desteğiyle gerçekleştiğini mi söylüyorsunuz" sorusuna cevaben "Kesinlikle" diyor ve ekliyor:

"Onlardan habersiz gerçekleşmemiştir. Barzani, PKK kamplarına yapılan saldırıları meşrulaştıran, AKP'ye siyasi bir destek sunan poziyondandır."

'SÜREÇ YENİDEN BAŞLAYABİLİR'

PKK'nin operasyonlara karşı "kontrollü misilleme eylemlerine" gittiğini söyleyen Agit, "PKK bundan sonra saldırılarına devam edecek mi" sorusuna, "Bunu kestiremeyiz. Bu, Türkiye devletinin siyasal ve askeri yönelimlerine bağlı. Belirleyecek olan Türkiye devletidir, Türkiye ordusudur" yanıtı verdi.

KCK Dış İlişkiler sözcüsü, sürecin bittiği yönündeki tartışmalarla ilgili, "Bu konuda umudumuzu hala sürdürdüğümüzü söyleyebiliriz çünkü çok zor olduğuna inanmıyoruz. Yanı başlarında, ellerinde önderliğimiz var. Tutsaktır. Tekrardan görüşmelerle bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesi için devreye girip, süreç tekrardan başlatılabilir. Bu kadar da basit olduğunu söyleyebiliriz. Çok zor bir mesele değil" dedi.

'HDP VE ÖCALAN'LA GÖRÜŞ FARKLILIKLARIMIZ VAR'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Kandil ile anlaşamadıkları bazı noktalar olduğunu" sözlerini değerlendiren Agit, "Hepimizin aynı şekilde düşünmesi zaten yanlış olur. Böyle bir şey söz konusu değil. Ama aynı tabandan gelmişiz, aynı tabana hitap ediyoruz. Benzer yanlar çok fazla. Bir birine ters düşecek şeyler söz konusu olamaz" dedi.

"Kandil ile Abdullah Öcalan arasında da görüş farkları olup olmadığına" dair soruya da Agit, "Olabilir. Makuldür. Çünkü sonuçta dağa çıkmış binlerce gerilla var. On binlere yaklaşıyor. Geçmiş süreç açısından değerlendiriyorum, onları çözüm sürecine ikna etmek, PKK'yi ikna etmek, o kadar basit bir olay değildi. Bizim hareketimizin yönetimiyle önder Öcalan'ın görüşme imkânları yaratılması gerekiyor. Bunun da, çözüm sürecinin gelişmesi ve daha sağlıklı bir karar alma açısından faydalı olacağını söyledik" ifadelerini kullandı.

'ABD'YE ŞAŞIRMADIK'

KCK Dış İlişkiler Sözcüsü, Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'e karşı YPG ile eş güdümlü hava operasyonları yapan ABD ile PYD arasındaki işbirliğini de ele aldı. 

"Bölgedeki bu kadar çatışmanın yaşanmasının ve karmaşıklaşmasının bir nedeni Amerika'nın Ortadoğuda uygulamış olduğu politikalar. Amerika kendi müdahalelerini uygularken sosyolojiden uzak sadece salt siyasi çıkarları esas alan bir politika izliyor" diyen Agit, ABD'nin operasyonlara yönelik tavrının da hiç şaşırtıcı olmadığını, Türkiye'nin bir NATO ülkesi olduğunu da gözden çıkartmamak gerektiğini söylüyor.

Agit, ABD'nin Kürtlere yaklaşımı konusundaysa şunları söylüyor:

"Amerika'nın Orta Doğu'da bir Kürt politikası yok. Şu ana kadar da hala ulus devlet statülerini esas alan bir politika izliyor. Bir bütün olarak Kürtlere hitap edecek ya da Kürtleri desteleyecek bir politikası zaten hiç olmadı."