'İşte taciz görüntüleri' diye Çakır'ı hedef gösterdi: Görüntü yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yandaş basın tarafından hedef alınan oyuncu Deniz Çakır, adliyeye çağrılarak ifade vermişti. Sabah gazetesi bu ifadelerin üzerinden bir ay geçtikten sonra yeni bir haber yaparak yine Çakır'ı hedef aldı. 'İşte tacizin görüntüleri' başlığıyla verilen haberde, kamera kaydı yer almazken, sadece kafeden fotoğraflara yer verilerek Deniz Çakır suçlandı.

Türbanlı kadınlara alkollü bir mekanda hakaret ettiği iddia edilen oyuncu Deniz Çakır hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yandaş basının hedef göstermesi sonrası soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma kapsamında geçtiğimiz ay ifade veren Deniz Çakır, bugün Sabah gazetesi tarafından bir kez daha hedef alındı.

TACİZİN GÖRÜNTÜSÜ DENİLDİ, SADECE BİR FOTOĞRAF YER ALDI

Haberde tacizin görüntüsünün yer aldığı ileri sürülürken, haberde sadece oyuncu Çakır'ın fotoğraflarına yer verildi.

Fotoğraf karesinden olayın nasıl geliştiği ve neler olduğu anlaşılamazken, boşluğu Sabah muhabiri kendi yazılarıyla doldurdu:

Hakkında takipsizlik verilen Çakır'a ilişkin kafe çalışanlarının ifadelerine de yer verildi. Bir isim Çakır'ın masanın yanından geçerken "Arabistan'a gidin" dediğini, diğeri ise olayın masada yaşandığını öne sürdü.

Öte yandan Çakır hakkında bu ifadelere rağmen takipsizlik kararı verilmişti.

M. T. (Şube müdürü): Çakır, başörtülü kızların masasının yanından geçerken onlara hitaben 'Ne bakıyorsunuz be' diye sesini yükseltti, daha sonra da 'Sizin yeriniz burası değil, Arabistan'a gidin' dedi ve aralarındaki tartışma büyüdü.

S.A. (Operasyon müdürü): 'Yan masadaki Deniz Çakır bizim resimlerimizi çekiyor' dediler. Ben de 'Kusura bakmayın, kendileri ile konuşurum' diyerek Çakır'ın masasına yöneldim. Çakır'ın yanındaki kadından, eğer fotoğraf çektilerse o fotoğrafları silmelerini rica ettim. Bunun üzerine Çakır, 'Neden türbanlıları alıyorsunuz, burası alkollü mekan' dedikten sonra karşı tarafın duyacağı şekilde 'Arabistan değil burası' diye bağırdı.

ÇAKIR NE DEMİŞTİ?

Deniz Çakır, savcılık ifadesinde olayı anlatmış, yaşananların çarptıldığını söylemişti.

Olay günü saat 19.00 sıralarında doğum günü kutlaması için arkadaşlarıyla beraber bir kafeye gittiklerini ve bir süre sonra yan masalarına iki kadının oturduğunu belirten Çakır, “Bu kadınların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki kadının davranışları sıradışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki kadının arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de ‘Ne oluyor’ der gibi onlara baktım. Bu şekilde böyle bir gerginlik oldu. Ancak sonrasında olayı önemsemeyip, masamıza döndük” dedi.

Doğum günü kutlaması esnasında fotoğraf çektiklerini belirten Çakır’ın, “Sohbet ettik. Fotoğraf çekilme esnasında arkadaki kadın grubu kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek, ‘Bizi mi çekiyorsunuz’ dediler. Biz de kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım Hande Canar telefonu götürerek kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre her iki masadaki kişiler kendi eğlencesine devam etti. Bu arada kafenin garsonlarından birine kendi fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson gelip bize söylediğinde almadığımız konusunda bilgi verdik” dediği ifade edildi.

Çakır, ifadesine şu sözlerle devam etti:

Kadınların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri nedeniyle telefonu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı. Telefon evde. Size bugün ulaştıracağım. Sonrasında konu kapandı. Yarım saat sakin oturduktan sonra ayrıldım. Ayrılırken herhangi bir tartışma ya da olay çıkmadı. Ben kesinlikle anlattıklarım dışında kafeye girerken bu kadınlara  bakarak alay eder tarzda besmele çekip jest ve mimik hareketi yapmadım. Zaten bu kadınlar benden sonra kafeye geldiler. Yine bu kadınlara bağırarak ‘Ben Atatürkçü’yüm, burası Atatürk Türkiye’si Arabistan değil. Siz Arabistan’a İran’a gideceksiniz’ şeklinde herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek zorunda bırakıldığım için çok üzgünüm.

Olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, içkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor, yargılanarak bakılıyor, ‘Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye’si’ şeklinde söyledim. Ancak bu söylemi mi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem.