Barış Derneği, 29 Mart Pazar günü, saat 14.00'de, Çanakkale Türkân Saylan Tesisleri Nikâh Salonu'nda, Çağrı Kınıkoğlu, Kaya Tokmakçıoğlu ve Zeynep Güler'in katılımıyla “İşgale Direnen Çanakkale: 100 Yıl Önce, 100 Yıl Sonra” başlığıyla bir panel düzenliyor. 

Dernek'ten yapılan açıklama şöyle:

Çanakkale Savaşı'nın ele alınış biçimi yüz yıl içerisinde değişiklik göstermiştir. İlk başlarda Türk askerinin kahramanlığı, vatan için ölmenin ulviliği ve milliyetçilik söylemi ön plana çıkmıştır. Çanakkale Savaşı, Mustafa Kemal'in, Türkiye'nin ve Türk ulusunun doğuşu olarak görülüyordu. Milliyetçiler buradan gerçek dışı kahramanlıklar-efsaneler, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık üretti. Diğer yandan liberaller, Çanakkale Savaşı'nda mağdur olan insana yoğunlaştı. Mağduriyeti yaratan şartlara değinmeden, tarihten yoksun naif bir hümanizm ile değerlendirdi Çanakkale Savaşı'nı. Sözlü tarihçilerin çoğu Çanakkale Savaşı'nı sadece savaşta yaralanan insanların anlatılarından, ölen insanların anılarından, günlüklerinden yola çıkarak değerlendirdi, tarihi sıradan insanın bakış açısıyla sınırladı. 2002’den bu yana, AKP’li yıllardaysa Çanakkale, ümmet coğrafyasının savunulan son kalesi olarak ele alındı. İslam vurgusu, savaşın bir din savaşı olduğu düşüncesi her şeyin önüne geçti. AKP, bu dinci söylemi piyasalaştırdı; Çanakkale'yi bir hac merkezine, din turizminin önemli uğrak yerlerinden birisine çevirdi. Sanal bir tarih algısı yaratarak, mekânı tarihinden ve gerçeklikten kopardı. AKP'nin hedefinde diktatörlüğe direnen, barış yanlısı kimliğiyle ilerici bir karaktere sahip olan Çanakkale halkı da vardı. Her sene 18 Mart'ta kitle tabanını mobilize ederek "Çanakkale'yi fethe" çıkan AKP, öte yandan Gelibolu Yarımadası’nı rant paylaşımının konusu haline getirerek de Çanakkale halkına boyun eğdirmeye çalışıyor. Bu akımların hepsi, Çanakkale Savaşı’nın emperyalist paylaşım kavgasının bir sonucu olduğu gerçeğinin ve emperyalizme karşı verilen mücadelenin öneminin üzerini örtüyor. Barış Derneği, Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünde, Hobsbawm'ın ifadesiyle "Londra Borsası’nda alınan 1. Dünya Savaşı" kararından Seyit Onbaşı gibi nicelerinin hazin hayat öyküsüne uzanan yolu, tarihi gerçekleriyle, sinemasıyla, edebiyatıyla ve bugünüyle Çanakkale'yi ele alacak.