İnce sermayenin borcunu neden ödüyor?

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İnce, büyükelçilere Türkiye’nin Batı’ya olan 450 milyar dolarlık borcunu ödeyeceğini söyledi. İnce’nin sözünü ettiği borcun yüzde 70’i özel sektörün borcu. Son 16 yılı kar rekorlarıyla geçiren sermayenin borcunu üstlenme hevesi nereden geliyor?

soL

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, önceki akşam katıldığı televizyon programında Nazlı Çelik’in sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı seçilirse Batı’nın Türkiye’den alacağı 450 milyar doları ödeyeceğini büyükelçilere söylediğini aktaran İnce’nin sözleri şöyle:

“Ben gelirsem dolar düşecek. Çünkü güven gelecek. Benim insanım hak ettiği için yargı düzelecek, güven gelecek. Dün akşam da elçilere dedim size borcumuzu ödeyeceğiz. He bir daha da alırsak onu toprağa gömmeyeceğim. Batı'nın bizden 450 milyar dolar alacağı var. 15 yılda 865 miyar dolar vergi toplanmış. 60 milyar dolar özelleştirme var. 300 milyar dolar da borç var. Bunun karşılığında ne yaptılar. Köprü yaptılar onun değeri de 160 milyar dolar. Çalındı bu paralar. Biz bunu bulacağız. En önemli şey tasarruf, saraydı, korumaydı biz bunlardan başlayacağız.''

BORÇ KİMİN?

Türkiye’nin 2017 sonu verilerine göre toplam 453 milyar dolar dış borcu bulunuyor. Borcun sadece 136 milyar doları kamuya ait. Kalan 317 milyar doların da 160 milyar doları bankaların, 157 milyar doları özel sektör şirketlerinin borcu. Özel şirketlerinin borcunun yüzde 41,5’i inşaat ve ulaştırma firmaları tarafından kullanılırken sanayi firmaları tarafından kullanılan kısmı da yüzde 40’ı oluşturuyor. Bankaların kullandığı kredilerin önemli bir bölümü yurtiçinde özel sektör firmalarına döviz olarak verilen krediler. Bunlar da eklendiğinden özel sektörün döviz borcu 300 milyar dolara ulaşıyor. Bir tür çift sayım bir yana bırakılırsa bankalar dahil Türkiye sermayesinin 300 milyar doların üzerinde dış borcu var. 

HAZİNE GARANTİLERİ

Borç özel sektöre ait olmakla birlikte dörtte birine yaklaşan bölümünün değişik mekanizmalarla “Hazine garantili” olduğu tahmin ediliyor. Garantilerin bir bölümü Dünya Bankası, KfW, EBRD gibi uluslararası ya da ulusal finans kuruluşlarından kullanılan “tematik” kredilerde, uluslararası ve ülkeler arası anlaşmalardan kaynaklanıyor. İnce’nin ve diğer siyasilerin hiç zikretmediği, AKP döneminde 70-80 milyar dolara ulaşan enerji yatırımlarının finansmanında bu finansal kuruluşlarının yönlendirmesi ve sağladıkları fonlar belirleyici oldu. Türkiye’yi “enerji çöplüğü”ne dönüştüren, doğayı dönüşsüz tahrip eden nehir tipi HES’ler furyası gibi örneklerde Hazine garantisi var. İkinci kategori ise son yılların “mega projeleri” oldu. 3. Köprü, 3. Havalimanı gibi projelerin finansmanı ancak Hazine garantisi vererek sağlanabildi. 

BU HEVES NİYE?

Ancak yine de tüm Hazine garantileri dahil edildiğinde bile toplam borcun yarısı kamu sorumluluğunda değilken İnce neden bütün borcu üstleniyor?

Peki İnce’nin şu sözlerinden ne anlaşılmalı? 

“Dün akşam da elçilere dedim size borcumuzu ödeyeceğiz. He bir daha da alırsak onu toprağa gömmeyeceğim.”

Bu sözler uluslararası sermayeye güvence mi? Türkiye sermayesine de bu borçları kamunun kapatacağı ve yeniden borçlanabilmeleri için yeni olanaklar yaratılacağı mı söylenmiş oluyor? AKP iktidarının betona gömdüğü milyarların kazananlarına “Sizin cebinize el uzatmayacağız” mesajı milyonlarca emekçiye bu faturayı siz ödeyeceksiniz demek olmuyor mu?