HDP'li vekil Yiğitalp: 90'lardaki OHAL, 2015'te Özel Güvenlik Bölgesi mi oldu?

Silvan'da yaşanan olaylarla ilgili soru önergesi veren HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp, 1990'lardaki OHAL uygulamasının 2015'te Özel Güvenlik Bölgesi adı altında sürdürüldüğünü ifade ederek, "Milletvekillerinin Silvan'a girmesinin engellenmesi emrini kim vermiştir?" diye sordu.

Haber Merkezi

HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Silvan'da yaşanan çatışmalarla ilgili olarak, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'ün yazılı olarak yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Yiğitalp önergesinde, "Diyarbakır ilimizde, Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun gerekçe edilerek Silvan, Lice, Kulp ve Dicle ilçelerinde toplamda 20 bölge, 20 Ağustos - 05 Eylül 2015 tarihleri arasında Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilmiş olup valiliğin resmi web sitesinde açıklanan bölgelere yurttaşların girmesi yasaklanmıştır. Ve bu kararın devamında da Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 18 Ağustos 2015 Salı günü saat gece 01.00'den itibaren ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir"  ifadelerini kullandı.

"90'LARDA OHAL, 2015'DE ÖZEL GÜVENLİK BÖLGESİ"

Özel bir konseptin parçası olarak alınan kararlar ile halkın kendi evlerine, tarlalarına giriş-çıkışlarının yasaklandığını ve yine halkta tedirginlik yarattığını belirten Yiğitalp, "90’lı yıllarda bölgede yaşanan köy boşaltmaları, faili meçhul cinayetler ve OHAL uygulamaları gibi hafızalardan silinmeyen ve birçok yurttaşın topraklarını terk etmesine sebep olan bu uygulamalar, 2015'te Özel Güvenlik ve Askeri Güvenlik Bölgesi Kanunu olarak karşımıza çıkmaktadır"  dedi. 

Yiğitalp şunları kaydetti: "Özel Güvenlik Bölgesi ilan edilen yerlerden biri olan Silvan ilçesinde yaşanan durumu yerinde gözlemlemek amacıyla,18.08.2015 Salı sabahı, HDP ve DBP Eşbaşkanları ile birlikte ilçeye ulaştığımızda, kolluk kuvvetleri ilçeye girişimize engel olarak, valiliğin izni olmadan bizi de ilçeye almayacaklarını dile getirmişlerdir.  Sayın Vali Hüseyin Aksoy ile hem önceki gün yüz yüze hem de aynı gün telefonla yaptığımız görüşmelerde; il genelinde ve ilçede duruma müdahale edemeyeceğini, konunun kendisini aştığını ve operasyon emrinin Ankara’dan geldiğini dile getirmişlerdir. Ayrıca aynı beyan İlçe kaymakamı tarafından da dile getirilmiştir. Tüm bu engellemelere rağmen, yoğun çaba ve girişimlerimizden sonra, ilçede gece boyunca çatışmaların yaşandığı Mescit Mahallesi'ne geçişimize izin verilmiştir. Mahalleye girdiğimizde karşılaştığımız manzara tam bir savaş manzarasıydı. İlçede halk olağanüstü tedirginken; evlerin, işyerlerin ve araçların tarandığını ve çok sayıda işyeri ve evin de ateşe verilmiş olduğuna tanık olduk. Halkın ifadelerine göre; kolluk kuvvetleri askeri araçlarla "sokağa çıkma yasağı" anonsları yaparken aynı anda gaz bombaları ve gerçek mermilerle de rastgele sokakları tarumar ettikleri belirtilmektedir. Yine, yurttaşlardan aldığımız bilgilere göre ise; kolluk kuvvetleri mahalleye tekbir getirerek ve halka küfrederek girip, mehter marşı okuyarak evleri ve işyerlerini silahlarla taramışlar ve mahalledeki 5 aracı da yakmışlardır."

"KATLİAM AMAÇLANDI" İDDİASI

İlçede katliamın amaçlandığına dikkat çeken Yiğitalp, infaz edilenlerin olduğunu hatırlatarak şunları ekledi: "İki keskin nişancının tarafımıza doğru ateş açması sonucunda iki yurttaşımız yaralandı ve 112’den acilen yaralılar için ambulans istedik. Ama ambulansların ilçeye girişi çevik kuvvet tarafından engellendi ve yaralı yurttaşlar büyük zorluklarla hastaneye ulaştırıldı. 112’den aldığımız bilgiye göre, ilçeden 112’ye yapılan çağrıların düşmediği, sabah 06:30 itibariyle çağrı alamadıklarını dile getirdiler."

 

"EMRİ KİM VERDİ?" SORUSU 

HDP'li Yiğitalp, İçişleri Bakanı Selahattin Öztürk'ten şu sorularına yanıt istedi:

"Diyarbakır ilimizde, 4 ilçede 20 bölgenin ‘geçici askeri güvenlik bölgesi’ ilanının temel sebebi nedir? Anayasal hak olan barınma, ulaşım ve haberleşme haklarının, Diyarbakır valilik makamı tarafından yayınlanan bir talimatla askıya alınmasının hukuki dayanakları var mıdır? HDP’li milletvekillerinin Silvan’ a girmesinin kolluk kuvvetleri tarafından engellenmesinin gerekçesi nedir? 

Bir ilin en yetkili tüzel kişisi olan Valilik makamı nasıl oluyor da, güvenlik güçlerinin rastgele mahalleleri gerçek mermilerle taraması ve sivillerin katliamla karşı karşıya kalması durumunda, bu şiddetli yönelime müdahale şansı olmadığını dile getirebiliyor? Valiye 'olaylara müdahale etmemesi' emri kim tarafından hangi hukuki dayanakla verilmiştir? Valiliğin ve ilçe kaymakamlığının yaptığı açıklamalardan hareketle; 'Ankara’ dan özel emir var' denmesinin bakanlığınızca açıklaması nedir?  

İlçede 'sokağa çıkma yasağı' anonsları yaparken aynı anda da sokaklara da gerekçesiz gaz bombası atmasının sebebi nedir? Bu kişilerle ilgili herhangi bir soruşturma açılacak mıdır? 

Mescid Mahallesi'nde tarafımıza ateş açan ve bizlerin de hayatını riske atarak, iki yurttaşımızın yaralanmasına sebep olan keskin nişancılar kimlerdir? Haklarında bir soruşturma başlatılacak mıdır?

Yaralanan yurttaşların tedavisi için ilçeye çağırılan 112 acil servisin ilçeye girmesi kim tarafından hangi hukuki dayanakla engellenmiştir? Bu engelleme ile oluşabilecek bir can kaybının sorumlusu kim olacaktır? İlçeye yapılan operasyonlarda toplamda kaç kolluk görevlisi yer almıştır? Bu kolluk kuvvetleri kim tarafından komuta edilmektedir? Halka kimden aldıkları yetki ile hakaret ve ateş etmişlerdir? İlçede yaşanan olaylar sırasında, kolluk tarafından açıldığı belirtilen ateş ve sonucunda çıkan yangınlarda kaç ev/işyeri/araç zarar görmüştür? Yaşanan bu zararları telafi etmekle ilgili bakanlığınız tarafından bir çalışma yapılacak mıdır? 

Valilik makamı tarafından alınan geçici özel güvenlik bölgesi ilanının halkı mağduriyetten koruma yerine mağdur etme politikasına dönmesiyle bakanlık olarak bir önlem almayı düşünüyor musunuz? Yaratılan maddi zararın yanında yurttaşların yaşadığı psikolojik yıkımın bedeli kim tarafından ödenecektir?

İlçede sokağa çıkma yasağının ilan edilmesinden sonra yaşanan telefon şebekelerinin çalışmaması, internet bağlantısının kesilmesi ve elektriklerin kesilmesiyle; anayasal bir hak olan haberleşme hakkının ihlal edilmesinin gerekçesi nedir? Bu kesintilerle bakanlığınızın bir ilgisi var mıdır? Bu kesintilerle özellikle de telefon şebekesi kesintileriyle ilgili bir soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?"