Eski Dışişleri personeli: Fethullahçı 'büyükler' dışarıda, 'küçükler' işkencede

Davutoğlu'nun bakanlık döneminde Dışişleri'ne alınan ve 15 Temmuz'dan sonra birçoğu KHK'lerle ihraç edilen personele düzenlenen operasyonda gözaltına alınanların işkence gördüğü Ankara Barosu'nun raporuyla doğrulanmıştı. Ankara Emniyeti'ndeki işkence haberleri, AKP'nin Davutoğlu gibi isimlere karşı ileride kullanmak üzere 'itiraf' toplamaya çalıştığı…

soL - Haber Merkezi

AKP'nin Fethullah Gülen Cemaati'yle koalisyonunun henüz bozulmadığı 2010-2013 yıllarında Dışişleri Bakanlığı'na alınan personele iki hafta önce operasyon düzenlendi. Operasyonun gerekçesi bakanlığa alınırken girdikleri sınavda yolsuzluk yapmaktı.

Birçoğu 15 Temmuz sonrası Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevlerine son verilen bu eski bürokratlara Ankara Emniyeti'nde muhtemelen MİT tarafından işkence yapıldığı belirtiliyor. Sözkonusu operasyonun yeni parti kurma hazırlığında olduğu iddialarıyla gündeme gelen Eski Dışişleri Bakanı ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir mesaj olduğu yorumları yapılırken, güvenilir kaynaklar Cemaatin bu görece "küçük memurları"na yapılan işkencenin yine Davutoğlu ve başka isimlere karşı ileride kullanılmak üzere "itiraf"lar derleme çabası olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Eski Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına yönelik 20 Mayıs’ta düzenlenen ve 249 şüpheliden 111’inin gözaltına alındığı "FETÖ" operasyonunda şüphelilerin Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde işkence gördüğü iddiaları gündeme geldi. 

Ankara Barosu konunun gündeme gelmesinin ardından gözaltındaki 6 kişi ile görüştü ve bu kişilerden 5’inin işkence gördüğünü doğrulayan bir rapor yayımladı. 

Konu, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda da gündeme geldi.

Konuya ilişkin dilekçeyi, iki ayrı adli raporla birlikte Meclis gündemine taşıyan şüphelilerin avukatı, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun konuyla ilgili rapor hazırlamasını talep etti. Avukatın başvurusunu değerlendiren İYİP Konya Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Fahrettin Yokuş gerekli incelemelerin yapılmasını komisyondan talep ettiğini belirterek şunları kaydetti:

“Mağdurların avukatı tarafından belirtilen işkence iddialarının doğru olup olmadığının araştırılması, gözaltında tutulan kişilere karşı, kamu görevlileri tarafından insan onuruyla bağdaşmayacak surette bedensel ve ruhsal yönden acı veren eylemler yapılıp yapılmadığının saptanması amacıyla, ilgili avukatın bana verdiği belgeleri ve aynı iddialar kapsamında Ankara Barosu’na bağlı Avukat Hakları Merkezi, Cezaevi İzleme Kurulu, İnsan Hakları Merkezi gibi kurullar tarafından yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan işkence iddialarına ilişkin raporu da üyesi olduğum İnsan Haklarını İnceleme Komisyona sundum. Bu bağlamda, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi olarak, gerekli incelemelerin yapılmasını, mağdur olanların mağduriyetinin giderilmesini komisyonumuzdan talep ettim.”

EMNİYETTEN OLAĞAN AÇIKLAMA: İŞKENCE YOK

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün işkence iddiaları üzerine yaptığı basın açıklamasında ise soruşturma kapsamında gözaltına alınan şahıslarla ilgili bütün iş ve işlemlerin hukuka uygun yürütüldüğü ve sanıkların avukatlarıyla görüştürüldüğü savunularak şöyle denilmişti:

“Ayrıca sanıkların her 24 saatte bir adli sağlık raporları alınmakta olup, şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk da tespit edilmemiştir. Terör örgütü FETÖ üyelerine ait sosyal medya hesaplarından yapılan bu paylaşımlar, gerek yapılan operasyonlardan duyulan rahatsızlık, gerekse etkin pişmanlıkların ve örgütteki çözülmenin önüne geçmek amacıyla daha önce yapılan paylaşımlar gibi kasıtlı olarak yapılmaktadır. Bu tür asılsız haber ve paylaşımlara itibar edilmemelidir.”

Cumhuriyet'ten Hüseyin Hayatsever'in haberine göre, Ankara Barosu’nun gözaltındaki eski Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına işkence yapıldığı yönünde iddiaların yer aldığı raporunu gündeme getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ise "işkence iddialarının gazete haberine değil, Ankara Barosu’nun raporuna dayandığını" vurguladı.

Öte yandan Dışişleri'nde Fethullah Gülen Cemaati'ne yönelik soruşturmalarda KHK'lerle ihraç edilen birçok isim olmuş ancak bunlar arasında "üst düzey" olarak nitelenen sadece üç isim tutuklanmıştı: Gürcan Balık, Tuncay Babalı, Ali Fındık. Dışişleri'nde "FETÖ imamı" olduğu ileri sürülen Gürcan Balık tutuklu yargılandığı davada geçen Aralık ayında 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmış, ev hapsi ve yurtdışı yasağıyla tahliyesine karar verilmişti. Ancak aynı gün Savcının itirazı üzerine tahliyesi durdurulmuştu. Balık, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Özel Kalem Müdürlüğü'nü yapmış, daha sonra Abdullah Gül'ün dış politika danışmanı olmuştu.

İŞKENCEYLE ALINMAK İSTENEN NE?

2011 - 2014 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı'na alınan kadroların liyakat esasından çok kadrolaşma niyetiyle bu konumlara yerleştirildiği, yabancı dil gibi dışişleri için oldukça hayati olan konularda bile önemli sorunları bulunduğu değerlendirmesini yapan kaynaklar, bu kadroların "zamanla işi öğrenme" vizyonuyla yerleştirilen küçük balıklar olarak görülmesinin doğru olacağını, Davutoğlu döneminde gerçekleşen Fethullahçı kadrolaşmanın daha en başından beri bilindiğini söylüyor. 

Görüştüğümüz kişiler, bugün, baro raporlarıyla da doğrulanan işkence uygulamalarının da, "Dışişleri'ndeki fethullahçı yapılanmayı çökertme" gibi bir hedefle ilişkili olamayacağı görüşünde. İşkence gördüğü bildirilen küçük bürokratlardan alınmak istenenin "yeni parti" iddialarıyla adı anılan Davutoğlu gibi bazı muhalif AKP'lilere karşı kullanılacak itirafnameler olması akla yakın bir olasılık.

Fethullahçı yapılanmanın asıl büyük "Balık"ları serbestken, alt kadroların işkence tezgahlarından geçirilmesinin başka bir nedeninin olması gerçekten zor görünüyor.