'Erdoğan'ın dinlenmesi sonucu elde edilen bilgiler Washington’a aktarıldı' iddiası

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yasadışı dinlemeye yönelik hazırlanan ikinci iddianamede "Erdoğan’ın çalışma ofislerinde yapılan dinlemeler sonucu elde edildiği" iddia edilen bilgilerin Türkiye’nin Washington Başkatibi Hasan Akın’a iletildiği öne sürüldü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı dönemde kullandığı çalışma ofislerinde bulunduğu iddia edilen "dinleme cihazlarına" ilişkin sürdürülen yeni soruşturma tamamlandı. Ana davada mahkemenin “örgüt tespit edilememiştir” değerlendirmesine rağmen, Savcılık 11 şüpheli hakkında “silahlı örgüte üye olma” suçundan dava açtı. İddianamede, Erdoğan’ın dinlenilmesi sonucu elde edilen bilgilerin Washington Büyükelçiliği’nde Başkatip Hasan Akın’a aktarıldığı iddia edildi.

Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yasadışı dinlemeye yönelik hazırlanan ikinci iddianamede, ana davada beraat eden TÜBİTAK eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ile 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen polisler Sedat Zavar ve İlker Usta da şüpheli olarak yer aldı. Palaz’ın TÜBİTAK’ın imamı olduğu öne sürülürken ana davada tanık olan TÜBİTAK çalışanları Hamza Turhan ile Gökhan Vıcıl’ın şüpheli olarak iddianamede yer alması dikkat çekti.

ÜÇ GİZLİ TANIK VAR 
İddianame “Hançer”, “Demir”, “Şimşek” isimli üç tane gizli tanığın ifadelerin yer verildi. “Şimşek” isimli gizli tanığın, şüphelilerden Sedat Zavar’ın CHP Milletvekili İlhan Cihaner’e yönelik soruşturmada da görev aldığı bilgisini paylaştığının altı çizildi. Ana böcek davasında tanık olan Gökhan Vıcıl ve Hamza Turhan, şüpheli Hasan Palaz ile birlikte böceklerin konulduğu tarihin açığa çıkmasını engellemek için delilleri yok etmekle suçlandı.

'BİLGİLER BAŞKATİBE' 
İddianamede, Erdoğan’ın çalışma ofislerinde yapılan dinlemeler sonucu elde edilen bilgilerin Türkiye’nin Washington Başkatibi Hasan Akın’a iletildiği öne sürülerek, şöyle denildi:

“Hiçbir devletin, istihbaratın veya örgütün Türkiye’de yerli işbirlikçileri olmadan Başbakanı dinlemesinin mümkün olmadığı, bu casusluk olayında hizmet hareketi mensubu Fethullahçı Terör örgütü’nün üyeleri şüphelilerin yerli işbirlikçi olarak kullanıldığı, dinleme ile elde edilen bilgilerin ABD’de yaşayan şüpheli Hasan Akın’a aktarıldığı, onunda örgüt merkezine ulaştırdığı, örgütün merkezinin bu bilgileri ABD’de nereye verdiği ve karşılığında ne aldığının da olayın gelişiminden net olarak anlaşılabilmiştir.Örgütü yöneten Fethullah Gülen’in kişilerin kişisel sırlarını öğrenmeye özel merakının da bulunduğu ve en yakınındaki kişiler dahil herkesi dinletip özel bilgiler elde ederek bunları kullandığı, örgüt yöneticisinin bu zafiyeti örgüt üyelerince de taklit edilmektedir. Örgüt, amacını gerçekleştirmek için usulsüz dinleme yapmak ve kayda almak suretiyle kişilerin mahrem sırlarını öğrenip şantaj yapmakta kullanılmaktadır.”

'DEVLET GÜVENDİ AMA ONLAR İHANET ETTİ'
İddianamede şüphelilerin Fetullah Gülen yapılanması adına hareket ettikleri de belirtilerek şöyle denildi:

“Devletin bu örgüte o tarihlerde çok güvendiği, ihanet etmeyecekleri varsayımı ile emniyet genel müdürlüğü’nün bir çok biriminin hizmet hareketi emrine terk edildiği, İstihbarat, organize, terör gibi kritik emniyet birimlerinde FETÖ üyesi olmayan kimsenin çalışmasına müsaade edilmediği, o günlerde bu yapı üyesi dışında hiç kimsenin Emniyet İstihbarat Daire’de çalıştırılmadığı, örgütlenmenin 17-25 Aralık 2013 İhanet girişimleri sonrası bu durumun defalarca dile getirilmiştir.”