Erdoğan'dan BM'ye: Bizim alnımızda enayi yazmıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TÜGİK Genel Kurulu'nda konuştu.

Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM'nin Halep'ten gelen ve Kilis sınırında bekleyen sığınmacılar için önceki gün yaptığı "Sınırları açın" çağrısına tepki gösterdi. "Bu nasihatleri başka ülkelere de versinler" diyen Erdoğan, "BM, üyesi olan diğer ülkelere de nasihat versin de oraya da mülteci gönderilsin. Bunu söylediğimizde rahatsız oluyorlar.Bizim alnımızda enayi yazmıyor. İki yüzlüsünüz. Gelin sınır kentlerni görün. Yapılanlar ortada" diye konuştu.  

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Gazete ve medya kuruluşlarına yönelik saldırıları kınıyorum.

Geride baktığımız yılın ekonomik verilerine baktığımızda hamdolsun moralimizi bozacak bir şey göremiyorum. İş adamlarına sesleniyorum, moralli olun, göreceksiniz istikbal bizimdir.

Yurtdışına turizme gideceğinize Türkiye'de gidin. Dışarıdan ihraç edeceğiniz alacağınız malları Türkiye'den alın.

FAİZİ YÜKSELTEN YATIRIMLARIN DÜŞMANIDIR

Ben faiz konusunda hassasım. Faizi özellikle enflasyonun en önemli sebebi olarak görüyorum. Ve faizle enflasyon doğru orantılıdır ters orantılı değildir. Kim faizi yükseltmeyi sunuyorsa o bu ülkede yatırımların düşmanıdır. Eğer benim ülkemde yatırım olacaksa kredi musluklarının açık olması lazım. Dünyaya bakıyoruz, ABD'ye bakıyoruz 0,50. Avrupa'da bazı yerlerde eksi. Japonya'da eksi. İsrail hakeza öyle. Bizimkine bakıyorsun, komisyon falan koyduğun zaman 15, 16'lara kadar çıkıyor.

Enflasyon oranının tek haneye indirilmesi için yaptığım kavgayı benimle çalışanlar bilir.

Türkiye tıpkı bir buzdağı gibi, gözükmeyen gücü görünen gücünden çok daha fazladır.

Unutmayın siz gitmezseniz onlar gelir, siz üretmezseniz onlar üretir, siz satmazsanız onlar satar, onlar büyürse siz küçülürsünüz.

Elini sıkmadığınız, gözlerine bakmadığınız hiçbir ortakla kalıcı ve hacimli bir iş yapamazsınız.

Suriye meselesi canımızı acıtmaya, yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. Son haftalarda Esed rejimi ve destekçileri başta Halep sivilleri hedef alan saldırılarını artırmış bulunuyor. Rusya ve rejimin ağır bombardımanın maruz kalıyorlar. İran destekli Şii milislerin ve Şebbihaların acımasız katliam haberlerini alıyoruz. Suriye kirli ittifakların kurulduğu, insanların canı üzerinden kirli pazarlıkların yapıldığı bir ülke haline geldi. Rejim, rejim destekçisi ülkeler, DAEŞ ve PYD gibi örgütler sürekli palazlandırılıyor. 

Sınırlarımıza gelen kardeşlerimizde acil olanları misafir ettik. 35 bin ise sağladığımız imkanlarla bekleyişleri sürüyor. Rusya'nın, Esed'in saldırıları devam ederse bu sayı 600 bini bulabilir.

BM SEN NE İŞE YARIYORSUN?

Bu göç akımının en büyük sebebi Rusya ve Esed'in sivil halkı alan saldırılarıdır. Buna rağmen BM'nin tedbir almak yerine ülkemize çağrıda bulunması samimiyetsizliktir. Demiş ki 'kapınızı açın onları alın'. Peki ey BM sen ne işe yarıyorsun? Şu ana kadar 10 milyara yakın para harcayan bu ülkeye ne kadar destek verdin? 455 milyon dolar, ayıptır ayıp. Bizim anlımızda enayi yazmıyor kusura bakmayın. Gereği neyse bunu yaparız. Herhalde otobüsler boşuna durmuyor, uçaklar boşuna durmuyor. Biz de göndeririz.

Suriye'de uçuşa yasak bölge ilan edelim dedik. Bir adım atın dedik, görüşüyoruz dediler. Şimdi bir 3 milyar avro mevzuru var. Nerede 3 milyar avro. Şimdi de plan proje getirilsin diyorlar. Yahu neyin plan projesi. Gel bizim bütün sahilleri dolaş, yapılan harcamalar zaten ortada. Biz senden Türkiye'nin milli bütçesi için para istemiyoruz. Samimi değiller.

Bakın en son NATO müttefikimiz 'PYD ile biz dostuz' diyor. PYD ile PKK'yı ayrı görmeyecek kadar gözleri kapalı. Kalkıp kendi uluslararası güvenlik elemanına Kobani'de plaket veriyorlar. Bun rağmen hala PYD'yi YPG'yi 'terör örgütü değil' diye değerlendiriyorlar. Tüm bu gerçekler ortadayken Türkiye'ye çağrı yapmak ikiyüzlülüktür. Uluslararası yükümlülükleri hatırlaması gereken varsa o da BM Güvenlik Konseyi'dir.