Erdoğan: Sınırlar çözüm değil, sorun kaynağı oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu'nda konuştu.

Erdoğan, Avrupa Birliği'ne seslenerek "Ermeni soykırımı" ifadesini sert bir şekilde eleştirerek;  "Şimdi AB'ye tekrar hitap etmek istiyorum. Türkiye'nin arşivlerini açmasını bize nasihat ediyor. Buradan cevap veriyorum; Ey AB, 12 yıl başbakanlık yaptım. Bir yıla yakındır da cumhurbaşkanıyım. Her gittiğim uluslararası toplantıda ve ülkemdeki her toplantıda arşivlerimizi açmaya hazır olduğumuzu, bir milyona yakın belge ve bilginin olduğunu her zaman söylüyorum. Ve diyorum ki; Ermenistan'ın arşivlerinde de varsa onlar da açsın. Üçüncü ülkelerde de varsa onlar da açsın. Hatta daha da ileri gidiyorum, biz askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız diyorum" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle;

- Huzurun, istikrarın ve refahın tüm dünyaya hakim olması için iş birliği içinde hareket etmemiz, artık bir tercih olmaktan çıkıp, zorluluk haline dönüştü. Sadece ülkelere değil, uluslararası örgütlere de bu bakımdan büyük sorumluluk düşüyor. Bizim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin işleyişine ve yapısına getirdiğimiz eleştirilerin gerisinde, işte bu tespitler var. Onun için 'Dünya 5'ten büyüktür' diyorum. Tüm dünya bir ülkenin iki dudağı arasına mahkum edilemez.

SINIRLAR ÇÖZÜM DEĞİL, SORUN KAYNAĞI

- Cetvelle çizilen suni sınırlar çözüm değil sorun kaynağı haline dönüştü. Dünyanın kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Ortadoğu'nun içinde bulunduğu durum vahim.

- Akdeniz'de botlarla kaçan insanlar o denizlerde boğuluyor. Ne diyorlar? Varsın boğulsunlar diyorlar. Nerede kaldı insan hakları beyannamesi. Hepimizin ortak sorumluluğumuz var. Biz boğulmasını istemiyoruz. Bizim sahil güvenlik botlarımız gider alır sonra da bakar besleri sonra da ülkelerine göndeririz.

- Suriye'de yaşanan hadiselere karşı sesini yükseltmeyen herkes bu felaketin sorumluluğuna ortaktır. IŞİD'in İslamla uzaktan yakından alakası yoktur.

- Yarın Çanakkale'de vereceğimiz barış mesajı ne kadar doğruysa, dünyanın çeşitli yerlerinde Ermeni iddialarıyla ilgili verileek düşmanlık mesajı da o derecede yanlıştır. Maalesef uzattığımız hep havada kaldı. Maalesef bu konuda iddialarda bulunan ülkelerin hiçbiri Türkiye kadar masum ve temiz değildir. Bu iddiaların soruşturmak siyasetçilerin ya da parlamentoların işi değildir. Bu tarihçilerin meselesidir. Aynı dönemde hayatını kaybeden 4 milyonun üzerindeki kardeşimin acısını paylaşmalarını tavsiye ediyorum. Ermeni saldırılarında hayatını kaybeden 40'ı aşkın diplomatımızın ailelerinin acısını paylaşmalarını tavsiye ediyorum.

- Biz yaşanan hiçbir acıyı yok saymadığımız gibi acıların yarıştırılmasına da rıza göstermeyiz. Balkanlar'dan, Kafkasya'dan ve çevremizdeki tüm bölgelerden Anadolu'ya göçler sırasında ölen 4 milyonu aşkın Müslüman için ne kadar üzüntü yaşamışsak, hayatlarını kaybeden Ermeniler için de o derece üzüntülüyüz. Bizim anlayışımız bu.