Erdoğan S-400'lerin teslim tarihini açıkladı

Erdoğan, Soçi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, S-400'lerin teslim tarihini de açıkladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya'da gerçekleşen üçlü zirvenin ardından Soçi dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Erdoğan, S-400 anlaşmasında geri adım olmayacağını söyledi.

Erdoğan, ABD’den alınacak hava savunma sistemi ile ilgili, “Patriot alımına açığız. Ancak bu alımın ülkemizin çıkarlarına hizmet etmesi gerekir. Temmuzda S-400’ün teslimatı ile ilgili verilmiş söz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

'TEMMUZ'DA TESLİM EDİLECEK'

Erdoğan, "S-400’lerden vazgeçmeden Patriot alınamayacağı tezini nasıl değerlendirirsiniz" sorusuna şu yanıtı verdi: "S-400 konusunda iki gün önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile yaptığımız bir görüşme var. Pence, S-400'lerle yapılan anlaşmanın iptalini Sayın Trump’ın bizden istirham ettiğini söyledi. Biz de kendisine bu anlaşmayı Rusya ile yaptık dolayısıyla geri adım atmamız söz konusu değil, bu iş bitti dedik. Patriotlar konusuna gelince… Biz size de açığız ancak bunlar ülkemizin çıkarlarına yönelik olmalı dedik. Ortak üretim, kredi ve erken teslimat olursa biz Patriot konusunda da açığız dedik. Erken verme konusunda olumlu yaklaştılar. Ancak ortak üretim ve kredi konularında bir şey diyemediler. Bu şartlarda böyle bir adım atmamız söz konusu olamaz. Biz Temmuz ayında S-400'ün teslimatı ile ilgili verilmiş söz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz. Geleceğe yönelik ortak üretimden daha yeni teknoloji olan S-500 teknolojisi söz konusu. Bunların üzerinde de ayrıca çalışıyoruz."

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

  • Üçlü zirvede Suriye krizini ve devam eden siyasi süreci açık ve geniş şekilde ele aldık. ABD’nin çekilme kararı bazı belirsizliklerin yaşandığı bir süreç olarak karşımızda duruyor. Bazı yavaşlatma çabaları da inkâr edilemez, o da maalesef var. Hakan Atilla ve Halk Bankası ile ilgili görüşmeler de ilgili bakan arkadaşlarımız tarafından sürdürülüyor. Trump’ın Suriye’den çekilme kararı ve güvenli bölgenin bir an önce kurulması talebi gerçekten samimi bir kararsa o takdirde bu karara ABD’deki kimi bürokratların gölge düşürememesi gerekir. Bizim bu süreçte tespit ettiğimiz bazı kritik noktalar var. Bunlardan biri güvenli bölge. Güvenli bölge Türkiye’nin kontrolünde olmalıdır. Olmazsa bu demektir ki, Türkiye olarak güvenliğimiz her an yine tehdit altında olmaya devam edecektir.
  • İkincisi ise güvenli bölgenin PYD/YPG için bir tür koruma kalkanı olmasına müsaade edemeyiz. Bu konuda çok ama çok kararlıyız. Burada tabii özellikle Suriye Kürtlerinin güvenliği için de buna ihtiyaç var. Fakat bizi üzen şey şu, ikide bir karşımıza Kürtler-Türkler meselesinin getirilmesidir. İkide bir Kürtlerin hukukundan bahsediyorlar. Kürtlerin hukukunu koruma mücadelesini biz verdik. Ruslar güvenli bölgeye olumlu bakıyor. İdlib mutabakatının korunması ve uygulanması konusunda hepimiz kararlıyız. 
  • Bir sonraki zirveye Türkiye ev sahipliği yapacak. Görüşmelerimizde ‘Astana Süreci’ne Irak’ı ve Lübnan’ı dahil edebiliriz’ dedim. Çünkü her ikisinin de Suriye’ye sınırı var ve Suriye ile ilişkileri çok farklı düzeyde. Dışişleri Bakanlarımız karşılıklı olarak çalışırlar, mutabakatın sağlanması durumunda bu ülkelerin de Astana sürecine gelmeleri halinde süreci daha etkili hale getirmiş olacağız.

'STRATEJİK ORTAKLARIMIZ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPSIN'

  • Fırat’ın doğusunda PYD’ye, YPG’ye koruma gücü tahsis edilmesi söz konusu bile olamaz. Biz ‘stratejik ortaklarımız üzerine düşeni yapsın’ diyoruz.
  • Gelişmelere göre her an ortak operasyonlar da yapılabilir. Buna bir engel yok. Şu andaki tedbirlerimiz İdlib halkının huzuru, mutluluğu ve refahı için.