Erdoğan: Cemaat medyası için RTÜK'ün devreye girmesi lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, cemaat medyasına yönelik operasyonun sinyalini verdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın işlemleri nedeniyle cemaate yakın medyaya el koyma iddialarına ilişkin soru üzerine, "Bu bir yargı sürecidir. Ancak medya ile alakalı olarak her şeyden önce mevcut kurumların atabileceği adımlar var. Bunların başında RTÜK geliyor. Yargı sürecinde, iş, sizin dediğiniz türden bir el koymaya kadar uzanır mı, o yargının bilebileceği bir konu" yanıtını verdi.

Erdoğan’ın Bosna-Hersek ziyareti dönüşünde uçakta kendisine eşlik eden gazeteciler arasında bulunan Hürriyet yazarı Verda Özer’in yazısından bazı bölümler şöyle:

Diyanet konusu... Diyanet’e bir saldırı var. Diyanet’e saldırı noktasında bir üst akıl mı var?
Bu hassas konularla ilgili olarak hiç sağa sola bakmaya gerek yok. Bir üst akıl var. Çünkü bunlar Türkiye’yi dizayn etmek istiyorlar. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Tabii Diyanet İşleri Başkanımızın şahsına yönelik bu atılan adımı inşallah ben dönüşten sonra kendisiyle de görüşeceğim. Cumhurbaşkanı makamından bir Mercedes’i ben Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis edeceğim. Hem de zırhlı olacak. Başbakanlığım dönemimde yargıda birçok başkana bu tür tahsisler yapmıştım. Şimdi de Cumhurbaşkanı olarak bu tahsisi kendisine yapacağım. Çünkü o makam bunlara fazlasıyla layıktır. Zaten aslına bakarsanız, makam araçlarını eleştiri konusu yapanların altında, çok daha lüks arabalar var. Çocuklarının altında spor arabalar var.

(Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın işlemleri nedeniyle cemaate yakın medyaya el koyma iddialarına ilişkin soru üzerine):
Bu bir yargı sürecidir. Ancak medya ile alakalı olarak her şeyden önce mevcut kurumların atabileceği adımlar var. Bunların başında RTÜK geliyor. Yargı sürecinde, iş, sizin dediğiniz türden bir el koymaya kadar uzanır mı, o yargının bilebileceği bir konu. Yargının hukuk çerçevesinde gereken neyse yapacağına inanıyorum. Çünkü burada bizim Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne giren; “Ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünüm altındaki illegal yapılanmalar” çok önemli. Buralardan hareketle bir sürü adımlar atılacağına inanıyoruz. Çünkü yargının içerisinde de geçmişten bugüne çok çok mutazarrır olanlar var. HSYK’nın aldığı kararlar, son Adana, Hatay kararı sıradan kararlar değil. Başbakanlığımda Hakan Bey’le ilgili olarak olay cereyan ettiğimde ne dediğimi biliyorsunuz. O zaman o malum takım, “Sıra sana da gelecek” diye sohbetlerini yapmışlardı. Tabii hesapların üstünde bir hesap ve kader var.

Meydanlar yaptığı konuşmalar üzerine:
Oradaki tarafsızlık siyasi partilere yönelik bir konu. Benim tabii bundan önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir yanım var, milletin oyuyla seçildim. Ben bir siyasi partinin genel başkanlığını yapmış ve başbakanlıktan gelmiş biriyim. 12 yıllık başbakanlık dönemim içerisinde yaptığımız birçok yatırımlar var. Bu yatırımları meydanlarda anlatıyorum. Şahsıma bir hakaret varsa onları da cevaplıyorum. Yaptığım bu. Bu arada ne tarafta olduğumu da söylüyorum. Nedir bu taraf? Milletin tarafı. Ben milletin cumhurbaşkanıyım demiştim. Şu anda da milletin tarafında olduğumu yine meydanlarda açıkça söylüyorum. Tarafım bu. Herhangi bir siyasi parti noktasında böyle bir açıklamam zaten söz konusu değil ama zaten millet bu konuyla ilgili olarak tüm bu eserler vs. anlatıldığında nelerin nasıl yapıldığını da görüyor. Bunlar çok net ortada. Partili cumhurbaşkanlığı olsun dedik buna yanaşmadınız. Yahu niye olmasın, çıkaramıyorlar adayı buyur bak şimdi 14 partinin adayı bir siyasi partinin adayı oldu. Bu şimdi diğer 13 partiye haksızlık değil mi?