Enerji Bakanlığına özelleştirme yanlısı, nükleer sevdalısı isim

Yeni bakanlar listesinde göze çarpan sermaye grubu kökenli isimlerin sayısındaki artışın, seçim öncesinden bu yana piyasaların istediği ‘güveni’ ne kadar karşılayacağı merak ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na getirilen Fatih Dönmez, bu anlamda nükleer projeler ve madenlerin özelleştirilmesi gibi kritik sektörlerde yaptığı müdahalelerle öne çıkıyor. Enerjide dışa bağımlı bir…

Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yemin etmesiyle resmen yürürlüğe giren yeni sistemin ilk bakan listesi açıklandı. Listede yerli ve yabancı sermaye çevrelerinin kabineye dair uzun süredir dile getirdikleri beklentilerinin gözetildiği anlaşılıyor. Özel hastaneler zinciri patronu Sağlık Bakanı, özel sektörde CEO Ticaret Bakanı, turizm şirketi kurucusu Turizm Bakanı ve özel eğitim kurumları sahibi Milli Eğitim Bakanı ile piyasalara “güven” verilmeye çalışıldığı ve kamu hizmetlerinin merkezine özel sektörden isimlerin atandığı görülüyor.

DAMADIN YERİNE İMAM HATİPLİ İSİM

Hazine ve Maliye Bakanlığına Berat Albayrak’ın getirilmesiyle boşalan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koltuğuna Müsteşar Fatih Dönmez getirildi. Erdoğan'ın 2015’te Enerji Bakanlığı’na atadığı damadı Berat Albayrak, ilk olarak Bakanlık Müsteşarlığı görevine imam hatip kökenli Fatih Dönmez'i getirmişti. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümünden mezun olan Dönmez enerji ve telekomünikasyon firmalarında değişik kademelerde yöneticilik yaptı.

Enerji sektöründe uzun yıllardır çeşitli kademelerde çalışmış olan Dönmez, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İGDAŞ’ta Etüt ve Proje Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu, Türkiye Elektrik Sanayi Birliği’nin (TESAB) kurucuları arasında yer aldı. 2008’de EPDK Kurul üyeliğine atanması ile kariyerine hız veren Dönmez, daha sonra stratejik öneme sahip kimi projelerde de önemli görevler aldı.

NÜKLEER SANTRAL PROJESİNİN BAŞINDA

Mersin Akkuyu’daki nükleer santral projesinin başında yer alan Dönmez, Rusya ile ortak gerçekleştirilen nükleer projesinin yanı sıra bor rezervlerini Çinli bir firma ile beraber işleyip ihraç etmenin “bire bin” katacağını da iddia etmişti. Fatih Dönmez, madenler ve doğal kaynakların “milli kuruluşların” güveninde olduğunu sık sık tekrarlıyor.

'ÖZELLEŞTİRMİYORUZ, ÖZEL SEKTÖRE KAZANDIRIYORUZ'

Geçtiğimiz yıl Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nde (TKİ) özelleştimelerin söz konusu olmadığını iddia eden Dönmez “Burada amaçlanan TTK ve TKİ’nin uhdesinde bulunan büyük geniş kömür alanlarının özel sektör eliyle ekonomiye kazandırılması” sözleriyle akıl karışıklığına yol açtıktan sonra, Nisan ayında, bu yıl en az beş kömür ve linyit madeninin özelleştirileceğini duyurdu. TKİ sahalarını satmadıklarını ancak “ihale ettiklerini” öne süren Dönmez’in savunduğu rödovans usulüyle madenlerin özel sektörün avucuna terk edilmesi 2014 yılında Soma’da 301 madencinin ölmesiyle sonuçlanan facialara yol açmıştı.

Zonguldak’ta bulunan 5 maden ocağının özelleştirilmesine karşı 2016’da madencilerin sürdürdüğü mücadelede Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Başkanını Ankara’ya çağıran Faruk Dönmez, TTK Genel Müdürü ve AKP’li milletvekilleriyle birlikte gerçekleştirdiği görüşmede sendikaya “direnmeyin, bize destek verin” demişti.

Enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olan Türkiye’nin sürekli artan doğalgaz talebi, petrol fiyatlarının önlenemeyen yükselişi ve geçtiğimiz yıl petrol ihtiyacının yarısına yakınının ithal edildiği İran’a yönelik yaptırımlar düşünüldüğünde sektörün gelecek yıllar için kritik öneme sahip olduğu görülüyor. Petrol, doğalgaz gibi pek çok malın üretim sürecinde büyük yer tutan emtia fiyatlarındaki artış alım gücünü de aşağı çeken bir diğer unsur. Enerji piyasalarının siyasi gelişmelerden etkilenme oranının yüksek olduğu düşünüldüğünde, sektöre hakim bir ismin Enerji Bakanlığına getirilmesi sermaye açısından kritik görünüyor. Aynı zamanda özel sektör borçluluğunda 50 milyar dolara yaklaşan çoğu döviz bazındaki krediyi ödemekte zorluk çeken enerji sektörü firmaları için de "çözüm noktaları"ndan birinin Dönmez olacağı, birtakım "icatlar"la sermayenin enerji kredilerindeki batığının temizleneceği konuşuluyor.