'Düzen partilerinin birbirine açılan kapıları var, düzen dışı tek seçenek TKP'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, İzmir NHKM'deki 'TKP ve yerel seçimler' konulu söyleşide, Türkiye'de düzen partilerinin içinde birbirine açılan kapıları olduğunu belirterek, 'Ülkeyi Erdoğan ve AKP yönetiyor ama aslında bu düzenin devamını sağlayan, tüm bu düzen partileri' dedi.

soL-İzmir

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, İzmir NHKM'deki "TKP ve yerel seçimler" konulu söyleşide, İzmirlilerle buluştu. 

Güncel iç ve dış gelişmelere ilişkin görüşlerini açıklayan Okuyan, yerel seçim sürecinin, Türkiye'deki düzen partileri arasındaki geçişkenliği daha da açığa çıkardığını belirterek, "Şundan emin olun, diğer düzen partilerini siyaset sahnesinden çekin, AKP bugünkü haliyle tek başına kalsa, iki günde çöker. Bu düzenin devamını sağlayan siyasal güç, düzen partilerinin tamamı, bütünüdür. Bunlardan kurtulmak gerekiyor" dedi. 

'BİR PARTİNİN BEŞ PARTİ İÇİN OY İSTEMESİ TUHAF DEĞİL Mİ?'

Yerel seçim sürecinde her gün hepimizin “bu şaka mı acaba” dediğimiz gelişmelerin yaşandığını belirten Okuyan, “Adeta sinir sistemimizi test edip etmediklerinden şüphelendiğimiz hamleler yapılıyor. Siyasi alanda bir çürüme var. Kendi partisinden aday olamayanlar hiçbir ilkeyi gözetmeden bambaşka bir partiden aday oluyor. Seçimlere giren bir parti, şu ana kadar beş ayrı parti için oy istedi. Bir bizim için istemedi, sıranın bize gelmesinden korkuyoruz. İki parti anlaşır, ittifak yapar, hadi bu bir yere kadar anlaşılır ama kendisi de seçime giren bir partinin farklı kentlerde beş ayrı parti için oy istemesi tuhaf değil mi? Çeşitli söylentiler dile getiriliyor, CHP-İyi Parti ittifakının adayı Mansur Yavaş, kazandıktan sonra AKP’ye geçecek deniliyor, ‘Olur mu öyle şey’ diyemiyorsunuz. Olursa kaç kişi şaşırır? Sanmıyorum çok kişinin şaşıracağını… CHP’liler de şaşırmaz, çünkü şaşıra şaşıra onlar da şaşırmaya alıştılar. Partiler arasında muazzam bir geçişkenlik var" dedi. 

'ASLINDA BİR TANE DÜZEN PARTİSİ VAR'

Düzen partilerinin çeşitli farklılıklar gösterse de, özde hepsinin bu düzenin şöyle ya da böyle devamını savunduklarını vurgulayan Okuyan şunları söyledi: "Ama galiba düzen partileri dedikten sonra virgül koyup şunu dememiz gerekiyor: Aslında bir tane düzen partisi var. Hepsini içine alan bir düzen partisi. Neden? Türkiye’de siyasetin demirbaş unsurları var her dönemde. Bu demirbaş unsurlar değişik partilere dağılmış durumdalar. Her partinin içinde, diğer partilere yakın unsurlar var. Her partinin, diğer partilere açılan kapıları var. HDP’nin CHP’ye açılan, CHP’nin HDP’ye açılan kapısı var; MHP’nin CHP’ye, CHP’nin MHP’ye açılan kapısı var, İyi Parti’nin Saadet Partisi’ne, CHP’ye açılan kapısı var. Türkiye’yi Erdoğan ve AKP yönetiyor ama Türkiye’de aslında düzenin devamını sağlayan tek başına AKP değil, bu toplam, tüm bu partiler. Şundan emin olun, diğer partileri siyaset sahnesinden çekin, AKP bugünkü haliyle tek başına kalsa, iki günde çöker. Bu düzenin devamını sağlayan siyasal güç, düzen partilerinin tamamı, bütünüdür. AKP özel bir misyonla iktidar, söz, yetki onda ama öte yandan diğerleri olmaksızın hareket etme şansı yok. Yaşadığımız seçimler, bu gerçeği fazlasıyla açığa çıkarmış durumda. Düzen partileri bu gerçeğin görünür olmasını pek istemezler aslında ama seçim sürecinden yaşananlar, bu gerçeği gözler önüne sermiş durumda."

'DÜZEN DIŞI SEÇENEĞİ TEMSİL EDEN TEK PARTİ TKP'

Türkiye’de kurulan düzen partileri ağı ya da şebekesinin, yerellerde rantın dağılımını da sağlayan bir ağ olduğunu ifade eden Okuyan, "Merkezi iktidardaki rant sadece AKP’li şirketlere gitmiyor. Türkiye’de AKP döneminde ciddi bir biçimde palazlanmış CHP’li patronlara ait şirketler var. Yerel yönetimlerdeyse rant paylaşımı var. Belediyelerde partilerin oy oranına ya da güce göre rant pay ediliyor. Demek ki hem siyaset hem ekonomi, düzen partisi dediğimiz toplamı iç içe geçirmiş durumda. Sermaye sisteminden söz ettiğimizde, bu tablonun tamamına bakmamız gerekiyor" dedi. 

Bu tablonun karşısında TKP’ye özel bir görev düştüğünü belirten Okuyan, "Biz bu düzen partileri şebekesinin bütününe itiraz ediyor ve ‘Bu düzen değişmeli’ diyoruz. Bu kadar iç karartıcı bir tabloyla toplum ayakta kalamaz. Bu seçimin en ilginç özelliklerinden biri TKP'nin varlığı olacak. Kocaeli gibi işçi nüfusun yoğun olduğu bir yerde kendisinin 'sol' olduğunu iddia eden CHP'nin sahte de olsa bir adayı yok, Samsun gibi sembolik bir yerde CHP'nin adayı yok. Birçok yerde TKP'nin omuzlarına özel bir görev düşecek, düzen dışı seçeneği temsil edecek tek parti TKP olacak. Bu hafta sonu Ankara’da adaylarımızı ilan edeceğiz" diye konuştu. 

'VENEZUELA HALKININ TARAFINDAYIZ'

​Venezuela’daki krizde TKP’nin taraf olduğunu, taraf oldukları yerin de Venezuela halkının yanı olduğunu ifade eden Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Venezuela’daki krizi sadece emperyalizmin dayatmalarına bağlayamayız. Venezuela, emperyalizmin müdahalesine zemin hazırlayan bir ülke. Emperyalizm niye Küba’da başarılı olamadı? ABD, Venezuela’ya müdahale etmenin zeminini, yolunu bulabiliyor, Küba’da bunu başaramıyor. Bir ülkede sosyalist iktidar olduğunu anlamamızı sağlayacak çok temel iki kriter var. Biri üretim araçlarının devlet mülkiyetinde olması. Özel mülkiyetin ortadan kaldırılması. İkincisi de devletin baştan aşağıya yıkılıp yeniden kurulması. Bu iki başlıkta da Venezuela bir ayağını ileri atarken, diğer ayağı geride kalmış bir ülke. 20 yıldır Venezuela arada kalmış bir ülke. Uluslararası tekeller, Venezuela’ya çöreklenmiş durumda. Dengesiz, kırılgan bir ekonomisi var. Sosyalist bir ülke gibi görünse de, bazı alanlarda sosyalist üretim ilişkilerinden uzaktalar. Yarım sosyalizm diye bir şey olmaz. Venezuela’nın bugün başına gelenlerin temelinde, sosyalizm içerisinde piyasacı uygulamalar yapmaya kalkışmaları yatıyor. Bazı doğru uygulamaları, yanlış bir ekonomik temelde yapmaya çalışıyorlar. Şu andaki tablo içler acısı bir tablo. Yokluk, enflasyon, yolsuzluk hüküm sürüyor ve halk aç. Öte yandan Venezuela’da eski devlet aygıtını, sistemini korumaya kalktılar, tasfiye etmediler. Sosyalizm, eski devlet aygıtını koruyarak sürdürülemez. Emekçi bir temelde devlet yapısının yeniden kurulması gerekiyordu, kurulmadı. Venezuela bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edemez. Venezuela’daki devrimci süreç bir yol ayrımındadır, ya ileri gidecek ya da yıkılacak. İleri gitmenin yolu da sosyalizmin temel prensiplerini uygulamaktan geçer. Mülkiyet ilişkilerini radikal şekilde değiştirecekler ve devleti baştan aşağıya yeniden yapılandıracaklar. Başka çaresi yok. Bu kafayla giderlerse, kazanımlarını korumaları çok zor. Venezuela halkı ile emperyalizm arasında bir taraf olunacaksa, biz elbette Venezuela halkının tarafındayız. Maduro’nun bu kafasıyla da Venezuela devriminin kazanımlarının korunma olasılığının olmadığını söylüyoruz."