Dinciler işte bu sapıklıkları tartışıyor

Türkiye gericileştikçe, yozlaşma ve çürüme de beraberinde geliyor. Bir an durup milyonların önünde tartışılan konuları, "hocaların" verdikleri fetvaları gözümüzün önüne getirirsek ülke olarak ne büyük bir karanlık ve cehaletle karşı karşıya kaldığımız da ortaya çıkıyor. Üstelik iktidar tarafından sürekli cesaretlendirilen bir cehalet...

Haber Merkezi

Din adına her türlü gerici baskıyı uygulamaktan kaçınmayan; kaç çocuk yapılacağından, ne yenilip ne içileyeceğine kadar karışan bir Cumhurbaşkanı ve hükümet var Türkiye'nin başında. Ve onların yönetiminde gericiliğin daha görünür olma cesaretiyle her yerde karşımıza çıktığı bir ülkede yaşıyoruz. Televizyonlarda, mitinglerde, seminerlerde, her yerde kirli karanlıklarını yaymak için ellerinden geleni yapıyorlar. 

Bir an durup, milyonların önünde nelerin tartışıldığına, hangi sapıkça fantezilerin ortaya döküldüğüne bakınca irkilmemek elde değil. Bu tartışmaların hepsini bir habere sığdırmak mümkün değil ancak biz yine de kısa bir derleme yaptık. Üstelik buraya küçücük çocukları istismar eden "dini bütün" köşe yazarlarını, lüks yerlerde ikinci, üçüncü eşlerine ev tutan muhafazakar milletvekillerini, "bakara-makara"larla halkı uyuturken malı götürenleri eklemedik...

"KOCAMA, ARKADAŞIMI TAVSİYE ETTİM"

AKP döneminde katıldığı televizyon programlarında yaptığı açıklamalarla ünlü olan isimlerden biri Sibel Üresin, çok eşliliğin yılmaz savunucusu. Üresin bir programda çok eşlilik konusunda kendisine yöneltilen eleştirilere: "Hiç çift eşli yaşayan yokmuş gibi davranıyorsunuz, size şaşırıyorum. Eğer ben sadece kendi ofisimde bana gelen çok eşlileri değerlendirecek olursam; 'İstanbul'da tek eşli hiç yok' diye net bir cümle kurabilirim." demişti. Üresin asıl kocasına ikinci bir eş alması için müsade ettiğini belirten şu açıklamayla hatırlanıyor: "Ben kocama bekar arkadaşımı gösterdim. Beğeniyorsan alabilirsin dedim. Ama o kabul etmedi. Kabul etseydi de boşanmazdım."

"ÇALIŞAN KADINLAR ERKEĞİ DOYUMSUZ YAPIYOR"

Daha önce yaptığı açıklamada, "Duyarlı Müslüman bir hanım, internet gibi insandan cine kadar herkese açık ve bir daha kapatılamayan bir ortama fotoğraflarını nasıl koyabilir" diyen Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nureddin Yıldız, geçtiğimiz günlerde de çalışan kadınlara hakaretler yağdırdı. Yıldız, "çalışan kadınların erkekleri doyumsuz hale getirdiğini ve ümmete zarar verdiğini"söyleyerek çalışan kadınlar için "erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır" dedi ve şunları söyledi: 

"Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü.​"

"6 YAŞINDA ÇOCUK EVLENEBİLİR"

Yıldız, geçtiğimiz günlerde 6 yaşındaki çocukların "evlenebileceğini" söylemişti. Yıldız'ın çocuk istismarını teşvik anlamına gelen sözleri şöyle: "Çocuklar evlenebilir, çocuklar arası nikah olabilir, büyük-küçük nikahı olabilir. 7 yaşında bir kız 25 yaşında bir erkekle, 7 yaşındaki erkek 25 yaşındaki bir kadınla nikahlanabilir. 10, 7, 6 yaşındaki çocuklar evlenebilir. Çocuk yaştayken evlenmek caiz ki, boşanmasından bahsediyor Kuran. Aybaşı olmamış olduğu durumda nikahlanabilir..."

 

 

"KARI KOCANIN ÜSTÜNDE ÖRTÜ OLACAK"

AKP döneminin bir başka magazinel hocası Nihat Hatipoğlu. Hatipoğlu geçtiğimiz günlerde yayınlanan programında "Banyoda çıplak yıkanılır mı?" sorusunu soran birisine "bu ne biçim soru, saçmalama kardeşim" diyeceği yerde şu yanıtı verdi: "Çırılçıplak yıkanmak mekruh görülmüşür, niye mekruh. O halde olmak iyi değildir. Peki ne yapacağız. Göbeğin altında yani şortunu çıkartmayacak. Son anda onu çıkartıp durulanır ve saatlerce öyle banyoda kalmaz. Buna dikkat edecek. Tekrar özür dileyerek söylüyorum, karı koca yakınlaşırken üstlerinde bir örtü olacak. Buna da herkes dikkat etsin. Üstlerinde bir örtünün olması gerekiyor."

"BABASININ UZVUYLA EŞİNE..."

"Organ Nakli caiz midir" sorusunu yanıtlayan Milli Gazete yazarı Mevlüt Özcan "hayır" yanıtını bakın nasıl bir hayal dünyası ile gerekçelendiriyor: "İnsanın uzuvları kendisinindir. Bilmiyorum bu konuyu açacak mıyız, bu konuyla ilgili çok önemli detaylar da var. Organ nakline müsaade edildiğini varsayalım. İleride teknik imkanlar daha çok gelişecek ve insanın uzuvlarının tamamı değiştirilebilecek. Şimdi olaya fıkhi açıdan baktığımız zaman, bir erkeğin kız kardeşinin rahminin hanımının rahmi iledeğiştirildiğini varsayalım. Ne olacak şimdi? Son derece tehlikeli. Ha keza erkek için düşünelim; kardeş, baba... çok yakın bir akrabasının erkeklik uzvunu aldığını düşünelim. Şimdi babasının uzvunun takıldığını varsayacak olursak bu insan, babasının uzvu ileeşine nasıl yaklaşacak? Bu uzuv kimin uzvu olacak, evlilik devam ettirilecek. Şimdi kol nakli yapılan birisi, eşinin saçlarını okşarken, kendi uzvuyla mı başkasının uzvuyla mı okşamış olacak..."

"ANNEN DE OLSA TAHRİK EDER"

Daha önce de gerici açıklamalarıyla gündeme gelen Furkan Vakfı Grubu lideri Alparslan Kuytul’un, tesettür ve cinsellik konularında açıklamalar yaptığı video vakfın internet sitesinde yayınlandı. Kuytul açıklamasında “Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder. İslam gerçeği konuşuyor” ifadelerini kullandı.

İşte Kuytul'un tepki çeken o açıklamaları: "Ne diyor İslam, annen de olsa diz kapağının altından göbeğine kadar ve sırtına bakamazsın. Annen de olsa, diz kapağının üstü tahrik eder. İslam gerçeği konuşuyor. Hayal aleminde değil İslam. Toz pembe hayallerde gezmiyor İslam. 'Olmaz canım, annesiyle olur mu, bacısıyla olur mu?' İslam hayal kurmuyor, gerçeği söylüyor. 'Olur' diyor. Biri yapmazsa biri yapar. 'Olur mu?' diyenlerin başlarına geliyor."