Devlet Denetleme Kurulu'na olağanüstü yetkiler

'DDK, her bakanlığın her kurumun, her kuruluşun örgüt yapısına adeta nüfuz ediyor: iç denetim birimleri ile üst yöneticilerin soruşturmacı olarak belirlediği görevliler arasında çıkabilecek görüş ayrılıkları ve uyuşmazlıkların çözümü bile DDK’nın yetkisine verilmiş.'

Kadir Sev

Devlet Denetleme Kurulu, 1981 yılında 12 Eylül döneminde, Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olduktan sonra da İdare üzerindeki etki ve kontrol gücünü sürdürebilmesi amacıyla kurulmuştu.

Anayasada ve 2443 sayılı Yasasında; “idarenin hukuka uygunluğu, düzenli ve verimli yürütülmesi, geliştirilmesi” amacıyla kurulduğu yazılıydı.

40 yıla yakın süre yukarıda sıralanan görevlerin gerektirdiği kadar yetkiyle donatılmış olarak denetim yaptı.  Öngörülen görev, soruşturma yapılmasını, müfettiş ya da polis gibi ifade alınmasını gerektirmiyordu, bu nedenle yetki verilmemişti.

Abdullah Gül döneminde, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün soruşturulması gibi, kuruluş amacı ve yetkilerini aşan kimi görevler verilmişse de bu yola çok fazla başvurulmamıştı.

2017 yılında anayasa değiştirilirken DDK’na hem soruşturma yetkisi hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinde de denetim yapma yetkisi tanındı.

9 Temmuz 2018 günü uyum yasalarının yerine geçmek üzere çıkarılan 703 sayılı KHK ile Yasasının bir çok maddesi yürürlükten kaldırıldı. 15 Temmuz günü 5 sayılı CB Kararnamesiyle, olağanüstü yetkilerle donatılmış olarak yeniden kuruldu.

'ÜST DENETİM ORGANI' UNVANI VERİLDİ

“Organ” sözcüğü İdare hukukunda yasama, yargı ve yürütmeyi anlatmak için kullanılır. Bilerek kullanıldıysa eğer Devletin bütün kurumları üzerinde “denetim” adında yeni bir organ kurulmuş demektir.

Kamu kurumlarının örgüt yapısını açıklarken kullanılan “organları” sözcüğü ise “yönetim kurulu, personel müdürlüğü, bilgi işlem müdürlüğü gibi hizmet birimleri anlamına gelir.

Kararnamede birinci anlamında kullanıldığı anlaşılıyor. 21’nci maddesi; “Kurul, üst denetleme organı olarak…” sözleriyle başlıyor; kamuda görev yapan bütün müfettiş, iç denetçi ve üst yöneticilerce soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin uymakla zorunlu oldukları usul ve esasların, inceleme, soruşturma, ilke yöntem ve standartlarının, rapor yazma yöntemlerinin DDK tarafından belirlenmesi öngörülüyor. 

DDK, her bakanlığın her kurumun, her kuruluşun örgüt yapısına adeta nüfuz ediyor: iç denetim birimleri ile üst yöneticilerin soruşturmacı olarak belirlediği görevliler arasında çıkabilecek görüş ayrılıkları ve uyuşmazlıkların çözümü bile DDK’nın yetkisine verilmiş.

SORUŞTURMA VE GÖREVDEN ALMA YETKİSİ

DDK’nın soruşturma ve görevden uzaklaştırma yetkisiyle donatılmasını; bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının Cumhurbaşkanlığı Örgüt yapısı içinde birer hizmet birimi olarak tanımlanmasının doğal sonucu görmek gerekiyor.

Ancak DDK’na tanınan yetkilerin bu düzeye ulaşmış olması; hiçbir kuruma, hiçbir görevliye güvenilmediğini gösteriyor. Birinin diğerini kontrol etmesi için özel yapılar kurulmasının ve özel yetkilerle donatılmasının başka bir anlamı olamaz.

MESLEK ODALARI VE SENDİKALAR ÜZERİNDE DDK GÖLGESİ

DDK’nın Meslek Odaları ile İşçi ve İşveren örgütlerini denetleme yetkisi önceden de vardı. Hatta Abdullah Gül döneminde, göz korkutmak amacıyla genel bir denetim yapılmıştı.

Ancak soruşturma ve görevden almak gibi yetkileri yoktu.

Yeni düzenlemeyle DDK, TMMOB; TTB; sendikalar ve benzeri örgütler üzerinde soruşturma ve görevden alma yetkileriyle donatıldı. 

Bunun anlamı, bu örgütlerin DDK aracılığıyla cumhurbaşkanına verilmesidir.

KAMUNUN ALTIN HİSSEYE SAHİP OLDUĞU ŞİRKETLER

Yeni düzenlemeyle DDK’na kamunun altın hisseye sahip olduğu şirketleri denetleme yetkisi de tanınmış. Kararnamenin 1’nci maddesinde; “…kamunun yönetiminde hakim durumda, nitelikli paya sahip veya birlikte kontrol ettiği yurtdışı ortaklıklar ve her türlü birimlerde… denetim yetkisine sahiptir” deniyor.

Bu yetki, stratejik önemdeki kuruluşların da özelleştirilmeye hazırlandığının ve yakında harekete geçileceğinin habercisi olarak algılanmalı.

Çünkü altın hisse yöntemine şu amaçlarla başvuruluyor; “stratejik önemi olan… ekonomi açısından büyük önem taşıyan… ülke güvenliğine zarar verebilecek gelişmeleri önlemek…az gelişmiş yörelere yönelik hizmetlerin sürdürülmesi…”

Denetim yetkisinin ölçüsü sınırı yok. Incelemeye yetkili olduğu şirketlerin genel kurullarına müdahaleye değin uzanıyor: Genel kurula, yönetim kurulunu ibra etme diyebilecek.

YURT DIŞINDA DENETİM YETKİSİ

DDK’nın görevlerinin sayıldığı Kararnamenin 4’üncü maddesinde şu iki bent dikkat çekiyor:

“c) Antlaşma veya sözleşmelerdeki esaslar çerçevesinde uluslararası kuruluş ve örgütlerde inceleme ve araştırma yapmak,

d) Uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdinde görev alanıyla ilgili olarak katkı sağlamak ve çalışmalarda bulunmak, yapılan katkı ve çalışmaları izlemek ve gerektiğinde koordine etmek,”

Kararnamede yurt dışı görevlerle ilgili başka bir düzenlemeye yer verilmemiş. Belki de üyelerine yurt dışı olanağı tanımak amacıyla getirilmiştir.  Belki de daha sonra çıkarılacak bir CB Kararnamesiyle ya da bir yönetmelikle düzenlenmesi düşünülüyordur. Bunları şimdiden bilemeyiz ama; “katkı sağlamak, çalışmaları izlemek…” gibi sözlerin insanın aklını ister istemez karıştırdığını da söyleyelim.