HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM önünde yaptığı açıklamada, Suriye’ye müdahale gündemiyle ilgili konuştu. Demirtaş’ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
ASKER GÖNDERMEK YERİNE SİYASETÇİLERİMİZİ GÖNDERELİM
Rojava bölgesinde bir siyasi oluşumlardan kaygı duyuyorsa, bunun yolu tampon bölge değildir. Oraya asker göndermek yerine, siyasetçilerimizi gönderelim. HDP olarak biz grup oluşturmaya hazırız. Bütün o bölgeyi ziyaret edelim. PYD yönetimine iletelim. PYD yönetimini Ankara'ya davet edelim. Bütün bu kaygıları korkuları giderecek, gelecekte de stratejik bir işbirliğine dostluğa yol açacak girişimleri yapalım. Bununla Türkiye korkularından arınmış olabilir.
‘SURİYE’NİN, IRAK’IN HDP’Sİ YOK’
PYD'nin de çekinceleri varsa bunların giderilmesini sağlayabiliriz. HDP Türkiye için bir barış şansıdır. Suriye'nin Irak'ın bir HDP'si yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu siyasi imkanları hiç kullanmadan, ciddi bir siyasi faaliyeti yürütmeye tenezzül bile etmeden bir anda Türkiye'yi savaşa sürükleme kararı alamaz.
Biz bunu çok hatalı gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Türkiye toplumunun barıştan yana yararı vardır, ona inanıyoruz. O nedenle çağrımız bütün Türkiye toplumunadır. Savaşsız da silahsız da bütün sorunlarımız çözülebilir. Biz HDP olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız.
‘TÜRKİYE KORKULARIYLA HAREKET EDEN BİR DEVLET OLMAKTAN ÇIKMALI’
Türkiye korkularıyla, kaygılarıyla hareket eden bir devlet olmaktan çıkmalıdır. Bu şizofrenik ruh halinden çıkılması lazım. Orada yaşayan insanlar Türkiye'nin düşmanı değil kardeşlerimizdir. Biz onların siyasi iradesine saygı duyacak, barış içinde yaşama koşullarını sağlayacak bir destek sunmalıyız.
Oradaki asıl tehdit IŞİD barbarlığıdır. Onun dışında Türkiye için tehdit varmış gibi davranıp, Türkiye'yi korkuyla yönetmek doğru değildir. Buradan açıkça çağrı yapıyorum. Biz görev almaya hazırız. Biz oraya tabur tank göndermeyelim, siyasetçi gönderelim. Asker anaları, çocukları askerlik yapan analar babalar, sizler bizlere oy verdiniz. 550 vekil gönderdiniz. Biz işimizi yapmadan, sizin evlatlarınız cepheye sürülürse, acı sonuçla karşılaşırsa, biz bunun karşısında ezilmiş oluruz. Öncelikle görev bizimdir. Herkesin daha cesur davranmasını bekliyoruz.