Habertürk'te canlı yayına katılan Davutoğlu açıklamalarda bulunuyor: 

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

DEMİREL'İN VEFATI

Allah rahmet eylesin. Ailesine, milletime taziyelerimi sunuyorum. Sayın Demirel Türk siyasi hayatında cumhuriyetin ikinci nesli diyebileceğimiz bir anlamda demokrasi ve kalkınma denklemi içinde çok önemli, hayat çizgisi de Türk siyasetine damgasını vurmuş önemli bir isimdir. Siyasetimize üslup incelikleri katmıştır.

SEÇİM YORUMU

Siyasi ve sosyal hareketler de kişiler gibidir. Siyasi hareketler de  belli aralıklarla kendi içinde muhasebe hesabı olur. Aslında 4 yılda bir de halk bir anlamda sizi bu muhasebeye teşvik eder. Bizim halkın verdiği karar karşısında yukarından bir tavırla "sen yanlış karar verdin, hadi bir daha deneyelim" demek yerine o halkın mesajın anlamak gerekiyor. Yüzde 41 bir başarıdır. 

12 yıllık güç kullanımının getirdiği çok olumlu özelliklerin dışında bazı yanlış anlamalar/anlaşılmalar olabilir. Çok geniş bir kitleyle mücadele ettik.  Seçimde neler yapıldığını herkes görüyor. Yine de bize kendimize bakmalıyız. 

Genç seçmenin bize yönelmesinde sorun yaşanıyorsa bu masaya yatırılmalıdır. Gençlere kendimizi  anlatmada bir sorun var. Yeni Türkiye için AKP'nin de yenilenmesi mesajını halkımız vermiştir.

Yerel yönetimde bir aksaklık varsa onu da gündeme almalıyız. Haklımıza karşı dürüst olma sorumluluğumuz var.

7 HAZİRAN’IN ARDINDAN

Partinin vicdanı diyor ki şuan birliğimizi sürdürmeliyiz. AKP'ye oy veren vermeyen herkesi anlamak, tüm teşkilatı yeniden mobilize etme çabamız var. İlleri tek tek masaya yatırıp gündemimize getireceğiz.

AKP şu anda işleyişiyle Türkiye’nin ümididir. 41 daha başarısız olsaydı değil daha iyisini yapabilmek, ulaşamadığımız kitlelere ulaşmak bizim sorumluluğumuz. 
Başarı da başarısızlık da arkadaşlarım ve benim beraber ürettiğimiz bir şeydir. Gördüğüm şeyleri sorarım. Partimizde de çok sağlıklı bir kültürün oluşmakta olduğunu görüyorum. Bir özgüven kaybına yol açmadan eleştirmek bir iç iç direncin göstergesidir. Özgüven kaybına izin vermem.

''KİMSEYE DUVAR ÖRMEDİK''

Teamüllerin gereği olarak, halkın verdiği oylara saygının da bir gereği olarak, yüzde 13 alan bir partiyle görüşmem diye bir şey söylemedim, görüşürüm. Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesinden sonra partileri ziyaret edeceğim. Terör ve şiddetle bağını kurtarmamış bir partinin meşruiyet sorunuyla zamanla karşı karşıya kalacağını söylemem lazım. Kim nasıl bir tavır takınıyor, yaşananlar halkımız tarafından takip ediliyordur. 
Kimseye duvar örmedik. Bize duvar örülüyor. İstiyorlar ki AKP bir köşeye sıkışsın. Bu görüşmeleri siyasi çizgimiz neyse o açıda yaparım.

"PYD TERÖRİST"

Suriye konusunda da açıklama yapan Davutoğlu, Suriye devleti ile IŞİD ve PYD'nin ÖSO karşısında işbirliği yaptığını iddia etti. Davutoğlu, PYD'den bahsederken ÖSO'nun ilerlemesi karşısında rejim ile işbirliği yapan terörist bir örgüt ifadesini kullandı.  

CHP, HDP ve MHP'nin Mısır'da Mursi'nin idam kararının onanması karşısında kınama yayınlamadığını söyleyen Davutoğlu, "bu partilerin hepsinin Ortadoğu'daki diktatörlerle ilişkisi var. Geleceklerini demokrasilerde görmüyorlar" dedi.  

'KILIÇDAROĞLU BLOK DİYEREK BİZİ DIŞLIYOR'

Ülke çıkarı siyaset yapıyoruz. Haddini bilmek gerekiyor. Bizden milli iradeyi  tartışan bir söz duymadınız. Bir takım duvarlar örüldü. Bunları kaldıralım her şeyi konuşacak bir ortam hazırlayalım. Biz bunları konuşurken Bahçeli o sert açıklamayı hazırlıyordu. Kılıçdaroğlu da yüzde 25’i başarı hikayesine dönüştürüyordu.

Avrupa’da bir partinin yüzde 41 alması bir hayaldir. Diğer partilere baktığınızda bir fırsatçılık ve kapı kapatma arasında bir gidiş dönüş görüyorsunuz. Bir dakika sen yüzde 41 almadın ki? Kılıçdaroğlu’nun son açıklaması daha ilginç. Yüzde 60 ile yüzde 40.  CHP yüzde 41’i bir kez görmüş hayatında. Bu fırsatçılıktır.

Sayın Bahçeli de cevap verdi. Abesle iştigal. Bir lider kendi tabanını aldatmamalıdır. Başbakan olacağım diye kendi kitlene söylediğin ve yapamadığın zaman zaafa düşersin. 
Halk koalisyon istedi. ‘Hayal peşinde koşmayacağız’ dedik. Kılıçdaroğlu ben başbakan olacağım dedi. Bizim oyumuzu da koyuyor yüzde 60 derken. Bizden 0.85'lik oyu alıyor kendisine. Ben bunları şu an izliyorum. Yapılması gereken tabloyu gerçekçi bir şekilde okumak ve opsiyonları denemek. Tekrar seçim milletvekillerine de haksızlık olur.

Bırakalım Meclis açılsın ve vekiller görevlerine başlasın. Güvenoyu alacak hükümetin çalışmasını yapalım. 

'MERTÇE KIRAN KIRANA BİR ŞİRKET KURMAYI YEĞLERİM'

Geçmişte Türk siyasetinde gördük. Başka bir partinin insafına bırakılmış olur. Onun yerine mertçe ve kıran kırana bir şirket kurmayı yeğlerim. Birbirimize güvenerek kuracağız ve yürüteceğiz. Şirket derken Türkiye’yi şirket gibi gördüğümden değil.

MHP-CHP koalisyonuna HDP dışarıdan destek versin demek her kararı Kandil’den onaylatmak olur. Bahçeli haklı. Bunun yerine azınlık hükümeti için kim destek verecekse oturalım ve adil bir paylaşım ile oturup yazalım protokolü.

Azınlık hükümeti başka bir yol kalmadığında denenir.  En son şey azınlık hükümetinin denenmesidir.

'KIRMIZI ÇİZGİ' SORUSU
Savaşan taraflar arasında bile onlarca arabuluculuk görüşmesi ve müzakere yaptım. Kırmızı çizgiyi baştan çizen kim olursa bir isteksizlik ile belirtmiş olur. Bunu kamuya açıkladığınız zaman sanki güçlü bir tarafmışsınız gibi, kamuoyu da bakar. Hiç pembeleşmiyor. Bunların 3’ünden de bir iş olmaz deyip kaos böyle başlar. Duvarlar, kırmızı çizgiler, yasaklarla değil…  Yürümesini istediğiniz bir nikah yaptığınızda kırmızı çizgiler ile nereye kadar gider? İyi niyet ve irade önemli. Bizde iyi niyet de var irade de var. Muhataplarımıza da bu olduğunda mesafe alırız. Diğer yerlerden gelen mesajlara baktığımda siyasi geçmişleri itibariyle kendine güvenen, olgun tavırlar olarak görmüyorum. Her gün farklı bir formül üretmek… Böyle olmaz. Sen kendi istişareni yap ve karşı tarafa hazır ol. Alttan alta done veriyorlar. “Dönüşümlü başbakanlık olacak! İlk başbakan da Kılıçdaroğlu olacak.” Aynaya baksınlar. Rakamlara baksınlar.

''CİDDİYE ALMIYORUM''

Kitabı okumadım, basına yansıyan şeyleri gördüm. 1986’da yazdığım bir makale var hatıratlar üzerine. Hatıratlar üzerine ders de verdim. Ben bir hatıratta 3 unsur ararım:

Sürecin anlatılması. Süreç içerisinde çok olay yaşanır onların iyi anlatılması.

Sahici olması. 12-15 yıl içindeki binlerce olayın bazılarının seçilip, tek taraflı anlatılması. Test edilmesi mümkün olmaması. Dolayısıyla muhatapta sahici intibası uyanması lazım ve kişilerin o kişilere uygun olması…

Tek taraflı anlatım, karşı taraf yalanladığında çöker.  Zamanlaması ikna etmiyor. Ciddiye almıyorum.

AKP'DE DEĞİŞİKLİK OLACAK MI?

Yenilenme olur. Bazı arkadaşlar başka işler yapabilir. Bu siyaset içerisinde tüm arkadaşların doğru yerlerde değerlendirileceğini düşünüyorum. 

YANDAŞ MEDYA BİLDİĞİMİZ GİBİ

Programa gazeteci sıfatı ile katılan Nihal Bengisu Karaca ve Abdülkadir Selvi Davutoğlu'na sufle verirken sık sık sesleri ekrana yansıdı. Program esnasında bir sessizlik olduğu anda Davutoğlu "gazetecilere" yönelik "sanırım bana Cumhurbaşkanı'nın tavrı ile ilgili bir soru soracaksınız" diyerek nasıl bir ilkokul temsili oynandığını göstermiş oldu.