Davutoğlu: Güvenliğimizi tehlikeye atacak bir durum olursa yarını beklemeyiz

Katıldığı bir TV programında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu "Sınırın ötesinde Türkiye’yi tehdit edecek durumlar için tedbirimizi aldık. Suriye içinde DEAŞ terör örgütüne en net tavrı Türkiye göstermiştir." ifadelerini kullandı.

Kanal 7'de canlı yayına katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin olası bir Suriye saldırısına ilişkin olarak "güvenliğimizi tehlikeye atacak bir durumda ise yarını beklemeyiz" ifadelerini kullandı.

İşte Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:

"MHP bizi desteklemiş değil. MHP kendi çizgisinde yürüdü. MHP'nin mesajı bize değil, CHP'ye idi. Meclis Başkanlığı seçimi öncesinde hiçbir parti ile herhangi bir temasımız olmadı. Diğer partilerin de bizim de ne yaptığımızı millet gördü. Bir de Ak Parti olmadan olmayacağı görüldü.

'İLKE SİYASETİ KAZANDI'
Blok siyaseti çöktü, ilke siyaseti kazandı.
Ak Parti bir tez bunlar ise bir antitez. Tüm meseleleri Ak Parti dışında bir meclis başkanı seçtirmekti. Şimdi televizyonlardan birbirlerine hakaret ediyorlar. Biz kimseye hakaret etmedik. Herhangi bir lider ile negatif bir ifade duydunuz mu benim ağzımdan? 7 Haziran bize ‘uzlaşın’ dedi.

Parti içinde 5 komisyon kurduk. Dışarıyla uğraşmadık. Siyasi, hukuki, ekonomik alanda nelerin yapılması gerektiğini çıkardık. MHP ile koalisyonda neler yapılabilir, CHP ile koalisyonda neler yapılabilir. Millet ‘koalisyon’ dedi. Önce ona çalışalım. Biz bir şeyler yapmak için, inşa etmek için, hükümet kurmak için varız.

'ARABULUCULUK GÖRÜŞMESİ YAPTIM'
Bir şeyin olmayacağı üzerinden hesap yapmam. Onlarca arabuluculuk görüşmesi yaptım. Siyasette ihtimallerin tümünü düşünmeyen zihniyet çözüm olamaz.

Niyetiniz ne ise sonuç oraya gelir. Niyeti düzgün olmayanın akıbeti hayır olur mu? İşte örnek Meclis Başkanlığı seçimi. Koalisyon istemesek neden çalışma yapalım? Milletin dediğini yaparım ‘haddini bil’ demem. Giderken de psikolojik olarak da zihnen de hazırlıklı olarak gideriz. Uzlaşamazsak da gerekçesi biz olmayız.

ERDOĞAN – DAVUTOĞLU GÖRÜŞMESİ
Her konuyu saatlerce görüşürüz kendisiyle. Sayın Cumhurbaşkanımız koalisyon görüşmelerinin bir unsuru değildir. Nihayetinde Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin cumhurbaşkanıdır. Hâl böyle olunca Cumhurbaşkanımız kanaatlerini iletti. Saray’a davet etmişti diğer siyasetçileri de. Onlar da gitmiş olsaydı onlara da kanaatlerini iletirdi.

KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ NASIL OLACAK?
Bana görev verildi diye tek başıma çözebileceğim bir konu değil. Gücümüzün farkındayız ama bunu bir dayatma olarak kullanamayız. Onun için Meclis başkanlığını aldık. Herkese saygının bir gereği olarak tüm liderlerle bir görüşme yapacağım yoksa haksızlık olur yok. Siyasi olarak da etik olarak da daha doğru olur. Herkese bu şansı vermek lazım. Halkın oy verdiği hiçbir partiyi sürecin dışında görmüyoruz. Herkesin sürecin bir parçası olduğu bir süreç olmalı. Birileri sürecin dışında kalmak isterse o kendi seçeneği olacaktır.

BAKANLIKLARIN DAĞILIMI
İlkesel çerçeve oturduğu zaman ve güven sağlandığı zaman bakanlıkların dağılımında bir sorun olmaz. Elbette paylaşım adaletli olması milletin vermediği hiçbir şeyi biz kimseye vermeyiz. Millet bize yüzde 40 verdiyse bu sizin gücünüz oluyor.
CHP’nin dönüşümlü Başbakanlık planı matematiğe de psikolojiye de aykırı. Dönüşümlü Başbaşkanlık gibi bir şey olmaz. Sayın Kılıçdaroğlu veya Bahçeli ile konuşacağız bunları.

'YA AK PARTİ-MHP KOALİSYONU YA DA..'
Buradan parti liderlerine de sesleniyorum görüşmelerde olmayacak şeyi istemenin bir anlamı yok. Eğer koalisyon iyi işlerse koalisyonu oluşturan her iki partiye de yarar. Koalisyon görüşmelerinde 12 yıllık kazanımlardan geri döndürecek bir dayatmayı kabul etmeyiz.
Şuan ortada iki ihtimal var. Ya AK Parti-MHP koalisyonu ya AK Parti-CHP koalisyonu. Diğer alternatifleri sağ olsunlar yaptıkları açıklamalarla birer birer tükettiler. Bizim görüşmemize gerek kalmaksızın tükettiler.

Koalisyon görüşmelerinin ne kadar süreceğinden çok hayırla sonuçlanması önemli. Bayrama yetişeceğiz diye acele bir yapı kurmak mantıklı değil. 45 günlük anayasal bir süre var.Her şeyin denenmesi lazım.

'SURİYE REJİMİ İLE IŞİD ANLAŞMAYA VARDI'

Türkiye’yi maceraya sokacak bir adımı atmayız. Bizim Suriye’deki Kürtler ile ilgili bir problemimiz yok. Sınırın ötesinde Türkiye’yi tehdit edecek durumlar için tedbirimizi aldık. Suriye içinde DEAŞ terör örgütüne en net tavrı Türkiye göstermiştir. Suriye'deki ılımlı muhalefete destek vermekten de geri durmadık. 28-30 Mayıs tarihlerinde Suriye rejimi ile DEAŞ bir araya gelerek bir anlaşmaya vardı. Bir al-ver yaptılar. Türkiye'ye ilk sığınan Kürt grubu PYD'den kaçan Kürtlerdi. Bizim Suriye'deki Kürtlerle bizim hiçbir problemimiz yok." Türkiye’yi maceraya sokacak bir adımı atmayız. Bizim Suriye’deki Kürtler ile ilgili bir problemimiz yok. Kendi sınırlarımızı korumak için gerekli tedbirleri aldık. Ek olarak sınırımız dışında oluşabilecek bir durum için gerekli tedbirlerin alınması için direktifler verildi. Ancak bu tedbirlerin Türkiye'nin Suriye'ye gireceği şeklinde yorumlanmaması gerekiyor. Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek bir durum olursa yarını beklemeyiz. "